Çok genç bir yakınımız Hakkın rahmetine kavuştu.
Kendisi ile birçok planımız vardı lâkin Allah'ın planını hesap edemedik.
Demem o ki bu dünya kısa ve ne zaman gideceğimiz meçhul.
Sağlam bir imân ve üşenmeden yerine getirilen ibadetler çok mühim.Kardeşlerime namazı tavsiye ederim.

YİNE KUŞ GRİBİ YALANI, YİNE PCR...

Önce, dile kolay, 25 bin tavuğu sözde sisteme kayıtlı olmadığı gerekçesiyle "kuş gribi" kapsamında itlaf edeceklerini duyurdular. Bu, "kuş gribi" yalanını tekrar hortlatacaklarının göstergesiydi. Çok geçmedi ki bu yalanı sahaya sürdüler, birçok ilde görülüyor dediler, büyükbaşlara kadar yayılıyor dediler, karantinalar uygulamaya, kanatlı itlaflarına başladılar.

Ellerinde yine PCR...
Var olmayan virüsleri tespit ettiği iddia edilen şu pek maharetli, çok kullanışlı PCR!

Yıllar öncesinde "ilk şiddetli kuş gribi salgını" diye şiddetli bir yalan peyda ettiklerinde, bir amaçları vardı; özellikle tavukların sürekli antibiyotiklenerek, kafes içinde, karanlık ve daracık bir alanda, patates gibi olduğu yerde çok kısa sürede et bağlaması istenilen "kafes yetiştiriciliği" modelini olabildiğince yaygınlaştırmaktı.
Birkaç büyük işletme aracılığıyla bu, bugünün mevcut ve yaygın modeli hâline geldi.
"Kuş gribi salgını" palavrası, işte bu amaca hizmet etti.

Kötü koşullar, kötü beslenme, yoğun stres vb. olumsuz etkenler toplu kümes hayvancılığında eskiden beri bilinen "kuş zararlısı" gibi rahatsızlıkları hâliyle artırdı. Bunlara her defasında artık sadece "kuş gribi" demeye başladılar.
Kümes hayvanlarının rahatsızlık nedeni aslında apaçık ortadaydı ama onlar nedeni, hiçbir zaman gösteremedikleri, varlığını ispatlayamadıkları "H5N1"e (uyduruk kuş gribi virüsüne verdikleri uyduruk bir isim) bağlamayı tercih etti.

Ve bugün, ellerinde virüs tespit etmeyen PCR ile muhtemel birkaç "kuş zararlısı" vakasını "H5N1" diye servis ederek, "kuş gribi salgını hızla yayılıyor" diye büyük bir yaygara koparıyorlar.

Yaygın sistemde, birçok büyük işletme "kafes yetiştiriciliği" modeliyle üretim yapsa da, yine de işletme olarak da birçok alternatif yol izlenebiliyor, pek çok insan bahçesinde sağlıklı koşullarda tavuk, hindi gibi kanatlı hayvan yetiştirebiliyor, böylece bir şekilde sağlıklı kanatlı etine ve yumurtaya erişilebiliyor(du).

İşte bu defa, kümes hayvancılığını topyekûn bitirmeyi amaçlıyorlar.
Erişilebilir ne kanatlı eti ne yumurtası olsun istiyorlar.

Bu sır değil.
Bunu anlamak zor değil.

Bir virüs martavalıyla, bir PCR hilesiyle işte binlerce hayvanı itlaf ediyor, milyonlarca hayvanı itlaf etmeyi bekliyor; milyonlarca insanın geçim kapısını baltalıyor, gıdasını elinden alıyorlar!

Bir sonraki adımda küçük-büyükbaş hayvancılığa sırayı getirecekler! Zaten "kuş gribi büyükbaş hayvanlara da bulaşıyor" yalanıyla şimdiden bunun yolunu yapıyorlar.

Bir yandan "yapay et" tanıtımları sürerken, gözümüzün içine baka baka "yapay kıtlık" tiyatrosunu perdelemeye devam ediyorlar!

Bir sonraki adım... Orada her şey için çok geç kalınmıştır.

Twitter'da kalmamalı bu uyarılar, realiteye yansımalı! Okunduğu gibi kalmamalı, harekete geçmek için itici güç olmalı!

Kümes hayvanı yetiştiricileri, çiftçiler!
İtiraz etmelisiniz hayvanlarınıza PCR yapılacağı söylemiyle çiftliğe gelen yetkiliye, veterinere...
İtiraz etmelisiniz hayvanlarınızı "kuş gribi bulaşmış" diyerek itlafa girişenlere!
İtiraz etmelisiniz hayvan satışını yasaklayanlara, ekmek teknenizi batırmaya kalkanlara!
İtiraz etmelisiniz bu saçmalığa, bu sahtekârlığa, bu şarlatanlığa!

Kuş gribi diye bir şey yok.
PCR virüs tespit etmez.

Siz bu gerçekleri bilmez, otoriteye olduğu gibi boyun eğer ve haklarınızı aramazsanız emin olun ki sizler sadece işinizden olmakla kalmayacaksanız, Türkiye'nin besin stoğu da gerçekte var olmayan bir virüs martavalıyla yok edilecek!

Gül Temel

Anadolu ve Osmanlı toprakları İtalya, İngiltere ve Fransa'nın işgâli altındadır ve bu işgâl acilen bitirilmelidir.

Cumhuriyet bir lâfı bin defa söyleyince ancak idrak edebilen bir toplum üretti. Kimileri onu da anlamıyor.

Batı bizi konfor silahı ile vurdu ve vurmaya devam ediyor.

Anadolu'daki konfora alışmış biz Müslümanların en ağırına giden İsrail veya düşmanın silahı değil.
Hakikatlerdir.
Batı'nın işgâli altında olduğumuzu kabul etmedikçe ağlayıp sızlamak hiçbir anlam ifade etmeyecektir.
Bizden zannedilen resmi yapıların hepsi Batı'ya ait.

Veba yediğinden, içtiğinden, maruz kaldığından.

Sevr Antlaşması Batı'nın bin yıllık kini ile hazırlanmış.
Maddeler öylesine net ve belirleyici ki antlaşmanın zihin dünyasının haçlı seferlerine kadar dayandığını anlıyoruz. Arkadaşlar Sevr'i yırtan olmadı haydi hep beraber Sevr'i yırtalım.

Hastane düzeni yeterince ifşa oldu bundan sonra hastaneye giden intihar etmek istiyor demektir.
Aşı, ilaç, test, yoğun bakım, kemo ise intihar aleti.
Artık başka konuya geçsek mi?

Bebek öldüren sistemler yıkılmaya mahkûmdur.