Enes bin Mâlik radıyallahu anh dedi ki:

لما كان اليوم الذي دخل فيه رسول الله صلى الله عليه وسلم المدينة أضاء منها كل شيء، فلما كان اليوم الذي مات فيه أظلم منها كل شيء..

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem Medine’ye girdiği gün her şey aydınlandı. Vefat ettiği gün ise (Medine’de) her şey karanlığa gömüldü.

Sünen et-Tırmizi, 3618

‎اللهم صل وسلم على محمد وعلى آل محمد

**Kalpler birbirine yakınsa, bedenler arasındaki mesafenin hiçbir önemi yoktur.

Gerçek dostluk ve kardeşliğin işareti:**

Ebu Süleyman bize tahdis etti dedi ki: Ebu Faris bize tahdis etti dedi ki: İshak bin İbrahim’i şöyle derken işittim:

كَانَ بَيْنَ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ مَهْدِيٍّ وَيَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ الْقَطَّانِ مَوَدَّةٌ وَإِخَاءٌ فَكَانَتِ السَّنَةُ تَمُرُّ عَلَيْهِمَا لَا يَلْتَقِيَانِ فَقِيلَ لِأَحَدِهِمَا فِي ذَلِكَ فَقَالَ: إِذَا تَقَارَبَتِ الْقُلُوبُ لَمْ يَضُرَّ تَبَاعُدُ الْأَجْسَامِ. أَوْ كَلِمَةً نَحْوَهَا

Abdurrahman bin Mehdi ve Yahya bin Saîd el-Kattan arasında sevgi ve kardeşlik vardı. Ancak (bazen) bir sene onlar buluşmadan geçerdi. Onlardan birine bu söylenince şöyle dedi:

Kalpler birbirine yakın olduğu sürece, bedenlerin uzaklığı (onlara) zarar vermez. Veya buna benzer bir söz söyledi.

Hattâbi el-Uzle, 41

Bütün insanlar senin iyi bir adam olduğunu söyleseler, Allah katında bununla iyi bir adam olur musun? Bütün insanlar senin kötü bir adam olduğunu söyleseler, Allah katında bununla kötü bir adam olur musun?

Nefsine dön ve ona bak. Yanlışlarının üzerine git ve onları ıslah et. Allah azze ve celle ile yakın olduktan ve kendini bildikten sonra, insanların senin hakkındaki ne övgüsüne de zemmetmesine aldırma.

Sen kendi gerçekliğini en iyi bilen kimsesin!

Süfyan es-Sevri rahimehullah dedi ki:

إذا عرفت نفسك لم يضرك ما قال الناس.

Eğer sen kendini bilirsen, insanların senin hakkında söyledikleri sana zarar vermez.

İmam Ahmed ez-Zühd, 296

Süfyan es-Sevri dedi ki, denilirdi ki:

إذا عرفت نفسك لم يضرك ما قيل لك

Eğer sen kendini bilirsen, senin hakkında söylenenler sana zarar vermez.

İbnu’l Mübarek ez-Zühd, 2/14

Hakk/Hadis ehlinin sapkın isimlerle isimlendirilmesi hakkında:

Bilindiği gibi heva ve bid’at ehli, hadis ehline cevap veremediklerinde, aciz kalıp batıllarını izhar edemediklerinde, müşriklerin bir örneğini izleyerek hakk/hadis ehlini çirkin sıfatlarla isimlendirmeye başvurmuşlardır. Tıpkı müşriklerin Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e ve şirki terk edip islama girenlere sabî demeleri gibi..

Bid’at ve heva ehli de onların izinden giderek Hadis ehline “Müşebbihe”, “Mücessime”, “Haşviyye”, “Cebriyye” vb. birçok isimler takmışlardır. Aslında bu isimleri en çok hak eden onlardır.

Geçmişte olduğu gibi bugün de Rablerinin sıfatlarını ta’zim edenler, onları savunanlar ve seleften geldiği şekliyle insanlara sahih sünneti açıklayanlar hakkında bu ve benzeri isimlendirmeler yapılmıştır. Bu isimlendirmeleri yalnızca insanları doğru inancı öğrenmekten uzaklaştırmak ve saptırmak için kullanıyorlar.

Harb el-Kirmani rahimehullah dedi ki:

وقد أحدث أهل الأهواء والبدع والخلاف أسماء شنيعة قبيحة فسموا بها أهل السنة يريدون بذلك عيبهم والطعن عليهم والوقيعة فيهم والازراء بهم عند السفهاء والجهال.

Hevâ, bid’at ve muhalefet ehli, bazı çirkin ve iğrenç isimler ihdas etmiş ve Sünnet ehlini bunlarla isimlendirmiştir. Bununla onları kınamak, onlara ta’n etmek (kötülemek), onlara saldırmak ve onları cahillerin ve sefihlerin yanında küçük göstermek istemişlerdir.

Kitabu’s Sünne, 112

Ebu Nasr es-Siczi rahimehullah dedi ki:

إنَّ كلَّ من يـُحاربُ أهلَ البدعِ نسبوهُ إلىٰ سبِّ العلماء ، لينفِّروا العوامَّ عنه بهتًا منهم وكذبًا

Her kim bid’at ehline karşı mücadele eder/onları reddederse, yalan ve iftiralarıyla avamı ondan uzaklaştırmak için onu alimlere hakaret etmekle itham ederler.

Fi Risaleti’l Harf ve’s Savt, 28

Mümin için Allah’a kavuşmadan rahatlık var mıdır?

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

الدنيا سجن المؤمن وجنة الكافرDünya müminin zindanı, kafirin ise cennetidir.

Sahih Muslim, 2956

Abdullah İbn Mes’ud radıyallahu anh dedi ki:

لا راحة للمؤمن دون لقاء الله

Allah’a kavuşuncaya kadar mümin için rahatlık yoktur.

Veki’ ez-Zühd, 86 İmam Ahmed ez-Zühd, 850

Hasan el-Basri rahimehullah dedi ki:

والذي نفسي بيده ما أصبح في هذه القرية من مؤمن إلَّا وقد أصبح مهموماً محزوناً، ففرُّوا إلى ربكم وافزعوا إليه, فإنه ليس لمؤمن راحة دون لقائه

Nefsim elinde olan Allah’a yemin olsun ki, bu köyde sabahlayan hiçbir mümin yoktur ki hüzünlü ve endişeli (bir hâlde) sabahlamış olmasın. Rabbinize kaçın ve ona sığının. Çünkü mümin için O’na (Allah’a) varıncaya kadar rahatlık yoktur.

El-Hemm ve’l Huzn İbn Ebi’d Dunya, 45

Mesrûk rahimehullah dedi ki:

ما من بيت خيرٌ للمؤمن من لحد ،
‏قد استراح من هموم الدنيا ، وأمن من عذاب اللّٰه

Mümin için kabirden daha hayırlı bir ev yoktur. O dünyanın kaygılarından/hüznünden kurtulmuş (rahata kavuşmuş) ve Allah’ın azabından emin olmuştur.

Veki’ ez-Zühd, 87

Dünyanın endişesinden ve hüznünden kurtulan Cennet ehlinin de sözü şudur:

الحمد لله الذي أذهب عنا الحزن

Bizden hüznü/üzüntüyü gideren Allah’a hamd olsun. (Fatır,34)

Tek gözlü olma.

Kardeşinin kusurlarını görüyorsun ama kendi kusurlarını görmüyorsun. Kendi hatalarının farkında değilken onun hatalarını fark ediyorsun. Onun durumu seni meşgul ederken, kendi durumunu ihmal ediyorsun. Kendi hatalarını haklı çıkarırken onun hatalarına seviniyorsun. Sen onun kusurlarını ve hatalarını araştırmakla meşgulken, Allah'ın senin kusurlarını gizlemesi seni aldatıyor.

Ruhunu gafletten uyandır. Dalaletine hidayet elbisesi giydirme.

Allah rızası için konuştuğunu ve uyardığını zannediyorsun, fakat aslında seni kötülüğe teşvik eden, haddi aşan ve zafer arayan şeytanın ve nefsinin peşinden gidiyorsun.

Eğer kendinle oturmanın zevkini kaybedersen; Kendini, gününü berbat eden insanlar tarafından kuşatılmışken bulabilirsin. Hayatına bir yük getiren, ya da huzurunu bozmak isteyen, ya da ihtiyacın olmadığı hâlde nazik davranman gereken insanlar…

Kendini zaman zaman faydalı yalnızlığa alıştır. İlişkilerinin seni mutlu eden ve huzur sağlayan ilişkiler olmasını sağla.
Bir ilim talebesiyle buluşmak/konuşmak, ya da samimi bir dostun dostluğu, ya da salih kimselerin sohbetleri/eserleri…

Kalbinin ona zarar veren şeylerden özgür olmasına izin ver.

Sahabe’nin Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e her konuda ittibası:

İrbâd bin Sariye radıyallahu anh dedi ki:

سمعتُ رسولَ الله -صلَّى الله عليه وسلَّم- يقول: إنَّ الرجلَ إذا سقَى امرأته مِن الماء أُجِر. قال: فأتيتُ امرأتي فسقيتُها ، وحدثتُها بما سمعتُ مِن رسول الله -صلَّى الله عليه وسلَّم- .

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle dediğini işittim:

“Bir adam karısına su bile içirse ecir kazanır.”

Bunun üzerine ben de karıma geldim ve ona su içirdim. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’den işittiğimi ona anlattım.

Müsned İmam Ahmed, 17195

Bazı insanlar için sosyal ilişkiler ve insanlarla olan birlikteliği, sağlıklı ve faydalı bir olgu olmaktan çıkıp, kendisine zarar veren bir hâle dönüşmüştür.

Bazen birlikte olmak zorunda olduğunuz veya kalbinizin fayda sağlayabileceği kişiler hariç, ‎İnzivaya çekilmeniz ve insanlarla olan iletişiminizi en aza indirmeniz gerekir.

‎Ömer radıyallahu anh dedi ki:

‎خُذوا بحظِّكُم مِن العزلة

‎Uzletten nasibinize düşeni alın.

‎El-Uzle ve’l İnfirâd İbn Ebi’d Dunya, 32