(Resulullah sallahu aleyhi ve sellem )(dedi ki)
Allah cennet ehline cennete ateş ehline ateşe alır sonra ;aralarından bir (dellal)kalkarak ey” cennet (ehli) artık ölüm yok ey ateş ehli artık olüm yok
herkes (bulunduğu) yerde ebedi”dir der
(Müslim’es sahih 2850)
@taguturedallahaimn

**Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) sordular:

"İçinizden kime şehid dersiniz?"

"Ey Allah'ın Resûlü, dediler, Allah yolunda öldürülen şehiddir."

"Öyleyse, dedi, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm), ümmetimin şehidleri azdır. "

"Peki, dediler, daha kimler şehiddir, Ey Allah'ın Resûlü?"

"Allah yolunda öldürülen şehiddir. Allah yolunda ölen şehiddir. Tâunda ölen şehiddir. Karnı sebebiyle ölen şehiddir, boğularak ölen şehiddir."

Müalim, İmâret 165, (1915); Muvatta, Salâtu'l-Cemâ'a 6, (1, 131); Tirmizî, Cenâiz 65, (1063**).
@taguturedallahaimn

DÜNYA FİTNESİNDEN SAKINMAK GEREKİR!

Bilin ki; dünya hayatı bir oyun, eğlence, süs, aranızda övünme (aracı), malları ve evlatları çoğaltma (yarışından) ibarettir. (Bitirdiği) ekin çiftçilerin hoşuna giden yağmur gibi. (Göz alıcı tazelik ve canlılıktan sonra) kuruyuverir, onun sapsarı olduğunu görürsün. Sonra da etrafa saçılan kırıntılara dönüşür. Ahiretteyse çetin bir azap, Allah’tan bağışlanma ve razılık vardır. Dünya hayatı, aldatıcı bir faydalanmadan başka bir şey değildir.(Hadid/20)

Ey insanlar! Şüphesiz ki Allah’ın vaadi haktır. (Öyleyse) dünya hayatı sizi aldatmasın. Çok aldatan (şeytan da) sizi Allah’la aldatmasın.(Ftır/5)

**Ebû Saîd el-Hudrî radıyallahu anh’dan rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Dünya tatlı, göz kamaştırıcı ve çekicidir. Allah onu sizin kullanmanıza verecek ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyaya aldanmaktan sakının. Kadınlara kapılmaktan korunun. Çünkü İsrailoğullarında ilk fitne kadınlar yüzünden çıkmıştır.”
Müslim, Zikir 99. Tirmizî, Fiten 26; İbni Mâce,Fiten 19

Rasulullah Aleyhisselam şöyle dua** ederdi:
"Allahım! Korkaklıktan sana sığınırım. Ömrün en düşük çağının zorluklarından, dünya fitnelerinden ve kabir azabından da Sana sığınırım."
(Buhari, Cihad, 25)

Rasulullah Aleyhisselam şöyle buyurmuştur:
“Eğer dünya Allah nezdinde bir sivri sinek kanadı kadar bile değer taşıyor olsaydı ordan bir kâfire bir içim su dahi içirmezdi.”
« Tirmizi, Zühd 13; Ibn Mace, Zühd 3 »
Yahyâ b. Ebî Kesîr dedi ki :
Lokman oğluna dedi ki : “ Ey yavrucuğum ! Dünya , birçok insanın içinde boğulduğu bir denizdir . Gücün yeterse , oradaki gemin , Allah'a iman ; içindekileri , azîz ve celîl olan Allah'a itaat ile yapılan amel ; yelkeni de Allah'a tevekkül olsun Böyle olursa denizde yüzersin , batmazsın. "
[et-Tevekkül Ala Allah; İbn Ebi'd-Dünyâ, 8]

Ahmed b. Hanbel der ki:
"Ölümü temenni ettim; zira dünya fitnesi benim için dinim dolayısıyla maruz kalacağım zorluklardan daha çetindir. Dayağa veya hapsedilmeye dayanabilirim; ama dünya fitnesi bunlara benzemez.
Hilyetu'l Evliya Tabakâtu'l Asfiyâ (9/184)

Yahyâ b. Muâz dedi ki: “Dünya isteyenin amiri, terk edenin hizmetçisidir. Dünya isteyen ve istenendir. Onu isteyeni reddeder reddedeni ister. Dünya âhiretin köprüsüdür. Onu geçin imar etmeyin. Köprüler üzerine köşk yapmak akıl kârı değildir. Dünya gelindir, onu isteyen onun saçını tarayandır, zühd ile saçı yolunur, yüzü kararır ve elbiseleri parçalanır. Dünyayı boşayanın, ahiret eşi olur. Dünya güzel bir duldur, hiddeti asla bitmez. Dünyayı bırak ve adını anma. Âhireti an ve onu unutma. Dünyadan seni âhirete götürecek kadar faydalan. Dünyadan seni âhiretten engelleyecek kadar faydalanma.”
Hilyetu'l Evliya Tabakâtu'l Asfiyâ (8/19)

İmam Şafii dedi ki :
Dünya sevgisi ile Yaratanın sevgisini kalbte bir arada toplarım iddiasında bulunan,kişi yalancıdır.
[Mevaziul Şafii, 16]@taguturedallahaimn

DİNİ KONULARDA TARTIŞMAKTAN ŞİDDETLE SAKININ
Andolsun, biz bu Kur’an’da insanlar için her türlü misali değişik şekillerde açıkladık. Fakat insan tartışmaya her şeyden daha çok düşkündür.(El-Kehf,54)

Onlar kendilerine gelmiş hiçbir delil olmaksızın, Allah’ın âyetleri hakkında tartışan kimselerdir. Bu ise Allah katında ve iman edenler katında büyük öfke ve gazap gerektiren bir iştir. Allah, her kibirli zorbanın kalbini işte böyle mühürler.(El-Mumin,35)
Allah’ın âyetleri hakkında, kendilerine gelmiş bir delilleri olmaksızın tartışanlar var ya, onların kalplerinde ancak bir büyüklük taslama vardır. Onlar, tasladıkları büyüklüğe asla ulaşmazlar. Sen Allah’a sığın. Şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.(El-Mumin,56)

Nebî (sallallahu aleyhi ve sellem)'den şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir : "Kim haklı olduğu hâlde tartışmayı terk ederse Allah onun için cennetin ortasında bir ev inşa eder." Müslim bin Yesâr'dan onun şöyle demekte olduğu rivâyet edilmiştir : "Aman tartışmadan sakının! Zira tartışma âlimin cehaletinin zamanıdır. Şeytan bununla onun ayağının kaymasını ister." el- Hasen'den şöyle dediği rivayet edilmiştir : “ Biz hiç tartışan bir fakih görmedik. " Yine el- Hasen'den şöyle dediği rivayet edilmiştir : " Mümin idare eder, tartışmaz. Allah'ın hikmetini yayar.
[Kitabu’l Ahlakı Ulema s.83]@taguturedallahaimn

Rahman ve rahim olan Allah’ın adıyla

1.Taguta kuluk etmekten kaçınıp Allaha yönelenler.

Tâğût’tan , ona kulluk etmekten kaçınan ve içtenlikle Allah’a yönelenler için müjde vardır. O hâlde, kullarımı müjdele!Sözü dinleyip de onun en güzeline uyanlar var ya, işte onlar Allah’ın hidayete erdirdiği kimselerdir. İşte onlar akıl sahiplerinin ta kendileridir.(ez-Zumer.39/17/18)

2.İmani sevib, küfre fiska buğz edenler.

Bilin ki, aranızda Allah’ın elçisi bulunmaktadır. Eğer o, birçok işlerde size uysaydı, sıkıntıya düşerdiniz. Fakat Allah, size imanı sevdirmiş ve onu gönüllerinize güzel göstermiş; küfre ,fiska ve (İslâm’ın emirlerine) karşı çıkmayı da çirkin göstermiştir. İşte bunlar doğru yolda olanların ta kendileridir.(Hucurat/7)

3.İman edip imanlarına şirk kariştırmayanlar.

İman eden ve imanlarına zulüm/şirk bulaştırmayanlar (var ya); işte bunlara (Allah’ın azabından) emin olma vardır. Ve onlar hidayete erenlerdir.(el-Enam/82)

Abdullah b. Mes'ud diyor ki: "İman edip imanlarına zulüm karıştırmayanlar..." (En'am, 6/82) âyeti gelince, Resulullahın (Aleyhisselam ) sahabileri üzülmüşler, güçlerine gitmiş ve Resulullaha şunu sormuşlardır. "Ey Allah'ınn Resulü, bizden, kendisine zulmetmeyen kim var ki?"

Resulullah (Aleyhisselam ) buna şöyle cevap vermiştir:

Bu, Allaha ortak koşmak manasınadır. Lokman'ın, oğluna nasihatta bulunurken: Yavrum, hiçbir şeyi Allah'a ortak koşma. Şüphesiz ki Allah'a ortak koşmak bü­yük bir zulümdür.' dediğini duymadınız mı? (Buhari, Enbiya, 41; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/424)

@taguturedallahaimn

???? ??? ??

?İ??İ?İ???? ?Ü??? ?? ??????? ???????? ???İ ????İ???

??? ???İ ????İ?????? ?

????? ?? ????? ⬇️✅

?@????????

Rahman ve rahim olan Allah‘ın adıyla

**şeyh Muhammed b. Abdülvehhab tan mektubu Müslümanlardan kendisine ulaşan herkese Allah bizi ve onları hak dinine iletsin Ve doğru yolunda ilerlemeyi nasip etsin iki Halil’i Olan Muhammed sallallahu aleyhi vesellem Ve İbrahim Aleyhisselam ın Dini ile rızıklandırırsın bundan sonra muhakkak ki Allahu Teala şöyle buyurmuştur yeryüzünde fitne kalmayıp din Yanlıca Allah’ın oluncaya kadar onlarla savaşın (enfal39) hep birlikte Allah‘ın ipine sımsıkı tutunun ayrılığa düşmeyin (al.i’imran.103)dini dosdoğru tutun ve onda ayrılığa düşmeyin
Diye Nuh’a Emretdigini sana vahyettiğini İbrahim’e Musa’ya ve İsa’ya Emrettiğini size de din kıldı şura 13 Allah’tan ve ateşten korkan her insanın kendisini yaratan Rabbinin kelamını üzerinde dikkatlice düşünmesi vaciptir İnsanlardan herhangi birinin Resulullah sallallahu aleyhi vesellem in dininden başka bir din ile Allah’a itaat etmesi mümkün olabilir mi Allahu Taala şöyle buyuruyor Kim kendisine hidayet doğru Yol besbelli olduktan sonra peygambere karşı çıkar müminlerin yolundan başkasına uyarsa onu yöneldiği yolda bırakırız Nisa 115

Peygamberimizin dini tevhittir tevhit ise Allah’tan başka ilah olmadığını ve Muhammed sallallahu aleyhi vesellem in onun Resulü olduğunu bilmek ve bunların gerektirdikleri ile amel etmektir**@taguturedallahaimn

Mucize: “Kudreti sonsuz ve maddeyi yoktan var edip, şekil vererek yaratan, ‘ol’ emri her şeyi egemenliği altında bulunduran Allâh Azze ve Celle’nin gönderdiği nebisini tasdik etmek üzere ortaya çıkardığı yaratılmış tüm mahlûkatın güç yetiremeyeceği ve onları aciz bırakan olağanüstü bir iştir.”
Bu mucizelerin en büyüğü Kur’ân-ı Kerîm’dir. Allâh’u Teâlâ, onunla ümmetlerin en belâgatlisine, en fesâhatlisine ve en güzel konuşanına meydan okumuştur. Onlar onun bir tek âyetinin dahi benzerini getirmekten aciz kalmışlardır.

Ebû Hureyre radîyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
“Her bir nebîye mutlaka insânların benzerini görerek îmân edebilecekleri bir takım mucizeler verilmiştir. Bana verilen ise Allâh’u Teâlâ’nın vahyettiği vahiydir. Bundan dolayı kıyâmet gününde o nebîler arasında kendisine uyanları en çok olan kişinin ben olacağımı umarım.” [Buhârî (4981, 7274); Müslim: (155)…]

Allâh Azze ve Celle’nin Muhammed aleyhisselâm’ın risâletini desteklemek için kendisine bahşettiği en önemli mucizelerden biri de İsrâ ve Miraç mucizesidir. Muhammed sallallâhu aleyhi ve sellem uyanık iken ruhu ve bedeni ile birlikte Mescid-i Haram’dan alınıp Mescid-i Aksa’ya getirilmiştir. Bu hadiseye “İsrâ” denir. İsrâ, Kur’ân’ın şu âyetiyle ile sâbittir:

“Bir gece, kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye (Muhammed) kulunu Mescid-i Harâm’dan, çevresini mübârek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya götüren Allâh noksan sıfâtlardan münezzehtir. O, Semi’dir (gerçekten işitendir), Basir’dir (görendir).” (İsra: 17/1)

Buradan da yine uyanık iken ruhu ve bedeni ile birlikte yedinci kat semaya kadar yükseltilmiştir. Bu hadiseye “Miraç” denir. Miraç, İsra gecesinde vuku bulmuştur. Sonra Allâh’ın dilediği kadar daha yükseltilmiş, Sidretü’l-Münteha’ya ulaşmıştır. Ve orada Allâh Subhânehu ve Teâlâ, ona vahyederek onunla konuşmuş beş vakit namazı emir buyurmuştur. Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem Miraç gecesi Cenneti ve Cehennemi ve de Cebrâil aleyhisselâm’ı Allâh Azze ve Celle’nin yarattığı aslı suretiyle görmüştür. Muhammed aleyhisselâm bunların hepsini Allâh’ın bir nimeti olarak baş gözüyle kalbi yalanmadan görmüştür. Sonra Beytü’l-Makdis’e indirilmiş ve diğer nebîlere imâm olarak namaz kıldırmıştır. Daha sonra da tan yeri ağarmadan önce Mekke’ye geri döndürülmüştür.
Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem’in en önemli mucizelerinden biride ayın ikiye yarılma hadisesidir. Mekkeli Müşrikler Rasûlullâh’tan mucize istemişler, O da Allâh’ın kendisine verdiği bir mucize ile Ay’ı ikiye yarmıştır.
Ondan nakledilen mucizeler arasında az olan su ve yemeğin çoğaltılması, hastaların iyileştirilmesi gibi daha birçok mucizeler bulunmaktadır.

@taguturedallahaimn

????????? ????? ??İ??İ?İ? ????? ??İ?.! ✅⬇️

????????? ????? ??İ??İ?İ? ????? ??İ?.! ✅⬇️