Her kim Rabbini razı etmek istiyorsa, nefsine kızsın. Nefsine buğz etmeyen Allah'ı razı edemez. Her ne zaman dinin emirlerinden bir emri yerine getirmek insana zor gelirde bunu terk ederse, onda din ile ilgili bir şey kalmaması yakındır.
-Vehb b. Münebbih

سَمِعْتُ مَالِكَ بْنَ دِينَارٍ يَقُولُ: «بِقَدْرِ مَا تَحْزَنُ لِلدُّنْيَا كَذَلِكَ يَخْرُجُ هُمُ الْآخِرَةِ مِنْ قَلْبِكَ، فَبِقَدْرِ مَا تَحْزَنُ لِلْآخِرَةِ كَذَلِكَ يَخْرُجُ هَمُّ
الدُّنْيَا مِنْ قَلْبِكَ»

Mâlik b. Dînâr رحم الله şöyle derdi: "Dünyaya ne kadar üzülürsen, ahiret kaygısı o kadar kalbinden çıkar. Ahiret için ne kadar çok üzülürsen, dünya kaygısı da o kadar kalbinden çıkar."
-Ahmed b. Hanbel Zühd s 319

Bugün insanoğlunun İslam davetine olan ihtiyacı, yeme ve içmeye duyulan ihtiyaçtan daha fazladır. Manevi açlık o kadar uzun zamandır bu ümmetin ruhunu kemirmektedir ki, açlığının farkında bile olmayan insanlar, dalalet yolunun kötü akıbetini bilmelerine rağmen…

Bugün insanoğlunun İslam davetine olan ihtiyacı, yeme ve içmeye duyulan ihtiyaçtan daha fazladır. Manevi açlık o kadar uzun zamandır bu ümmetin ruhunu kemirmektedir ki, açlığının farkında bile olmayan insanlar, dalalet yolunun kötü akıbetini bilmelerine rağmen bu yolu tercih etmektedirler.
Davet, muhatabına sadece bir şeyler anlatmak değildir. Bazen gülüşünle, bazen duruşunla, bazen sabrınla kimi zaman da susmanla örnek olman gerekir. Davet: sabır, fedakârlık, sebat, ilim karşılıksız iyilik yapmaya kendini alıştırmandır.
Davet Allah'a yakın olmanın en kestirme yoludur. Peygamber ﷺ şöyle buyurmaktadır;
"İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olandır."{ Buhari, Megazi 35

Bir Suriyeli'nin hatasını tüm Suriyeli'lere yükleyen Türk sefihle bazı Türkiyeli'lerin hatasını tüm Türkiyeli'lere yükleyen Suriyeli bir sefih arasında hiçbir fark yoktur. Her ikisi de dürtüleriyle hareket eden cahiliye insanıdır. İki cehaletin toplamından ortaya çıkacak olan yalnızca daha koyu bir cehalettir. Bu sorunun çözümü Kurân'ın şu ilkesindedir:

“...Herkesin kazandığı (amelleri) sadece kendini bağlar. Hiçbir suçlu bir başkasının suçunu yüklenmez. Sonra dönüşünüz Rabbinizedir. Ve O, anlaşmazlığa düştüğünüz konularda (neyin hak ve doğru olduğunu) size haber verecektir.”

(6/En'âm, 164)

Büreyde رضي الله عنه rivâyet ettiğine göre Rasûlullah ﷺ buyurmaktadır:

"Geride kalan kimseler üzerine, mücahidlerin kadınlarına saygı gösterme görevi; annelerine yapacakları saygı görevi gibidir. Geride kalanlardan herhangi bir kimse, mücahitlerden birine ailesi hususunda (işlerini görmek ve yardım etmek üzere ona) vekil olup da mücahidin ailesi hususunda mücahide hainlik ederse o hain kimse kıyamet gününde muhakkak yakalanıp hainlik ettiği mücahid onun amelinden istediğini alacaktır. Mücahidin, (O hainlik eden kimsenin sevablarından hiçbir şey bırakacağını mı) zannediyorsunuz?"
{Müslim, İmare 139(1897)

Sufyan es sevri رحمه الله dedi ki;
"Sıkıntıların arttığında, 'la havle ve la kuvvete illa billahil aliyyil aziym' demeyi çoğalt.
Geçim sıkıntısı çektiğinde istiğfarı çoğalt. Bol nimete kavuştuğunda ise 'elhamdulillah' demeyi çoğalt."
{Et Terğip fi Deailil Amel Rn:341}

Kim işlediği hayrı şöhret kazanmak için halka duyurursa, Allah onun gizli işlerini duyurur. Kim de, işlediği hayrı halkın takdirini kazanmak için başkalarına gösterirse, Allah da onun riyakârlığını açığa vurur.

{Buharî, Rikak, 36, Ahkâm, 9}

إن أعظم عُمَرَ مَا ، أَنَّ رَسُولَ اللهِ ﷺ قَالَ : عَنِ ابْنِ الذُّنُوبِ عِنْدَ اللَّهِ رَجُلٌ تَزَوْجَ امْرَأَةً ، فَلَمَّا قَضَى حَاجَتَهُ مِنْهَا ، طَلْهَا وَذَهَبَ بِمَهْرِهَا ، وَرَجُلٌ اسْتَعْمَلَ رَجُلاً ، فَذَهَبَ بِأُجْرَتِهِ ، وَآخَرُ يَقُلْ

دَابَّةٌ عَبَثًا

Abdullah b. Ömer رضي الله عنه rivayet ettiğine göre Rasûlullah ﷺ şöyle buyurmaktadır:

"Allah katında günahların büyüğü (şunlardır)"؛

Bir adamın bir kadınla evlenip sonra o kadınla ihtiyacını giderince onu boşayıp kadının mehrini vermemesidir.

Yine bir adam, bir kimseyi (yanında) çalıştırıp ücretini ona vermemesidir.

Diğeri de, (eğlenmek amacıyla) boş yere bir hayvanı öldüren kimsedir."
{Hâkim/el-Müstedrek