Bu bazamizda faqat birinchi sinfga oid fayllarni topishingiz mumkin
Last updated 6 months, 3 weeks ago
КАНАЛ ЭГАСИ: @BBEEEKKK
АДМИН+РЕКЛАМА: @martiniix
UC: @WELCOME_UC
АРЕНДА https://t.me/ARENDA_WELCOME
ОТЗЫВ: https://t.me/WELCOME_OTZIV
Last updated 2 months ago
وكالة تركمنلار الاخبارية
Türkmenler Haber Ajansı
Last updated 1 day, 16 hours ago
İmam Safi'i رحمه الله'ın Sıfatlar Hususundaki İ'tikadı
imam Şafii رحمه الله şöyle dedi: " İşiten'dir, 'O'nun iki eli de açıktır' (Maide, 64) buyruğunda geldiği üzere iki eli vardır. 'Gökler O'nun sağında dürülmüştür' (Zümer, 67) buyurduğu üzere sağ eli vardır." (Adab-uş Şafi'i ve-Manakibuhu lil İbni Ebi Hatim, 13/407)
imam Şafii رحمه الله şöyle dedi: "O'nun vechinden başka her şey yok olacaktır" (Kasas, 88) ve "Rabbinin celâl ve ikrâm sâhibi yüzü kalacaktır." (Rahman, 27) buyurduğu üzere bir vechi (yüzü) vardır. Nebi صلى الله عليه وسلم in Taki Rabb ona -yani cehenneme- ayağını koyar.' buyurduğu üzere bir ayağı vardır." (Adab-uş Şafi'i ve-Manakibuhu lil İbni Ebi Hatim 13/407)
Allah en doğrusunu bilendir
Yazıyı uzatamamak adına bu kadar nakil ile iktifa ediyorum. Bu hususta Hallal, Lalakai ve bir çok ülema bu tafsilata dair bablar açmışlardır, buna başka yerlerde değinmiştim.
Sonrakilerden bazıları şirk, küfür ve fısk kelimelerini elim lam olan ve elif lam olmayan olarak ikiye ayırmış ve elif lamlı olanı büyük küfre, elif lamsız olanı küçük küfre hamletmişlerdir. Lakin bu taksimat, bazı naslarla çekişmektedir.
ففسق عن أمر ربه
Allah (سبحانه وتعالى) dedi ki:
"O (iblis) Rabbinin emrine fasıklık etmişti"
Kehf 50
Burada fısk elif lamsız gelmişken, manası 'O Rabbinin emrine kafir olmuştu' şeklindedir.
Niketim İmam Mervezi dedi ki ;
وكان ذلك الفسق منه كفرا
"Fısk onda (bu ayette) küfürdür"
Ta'zimu Kadr'is-Salat 2.cilt syf 526
Hakeza elif lamsız fıskın küfür manasına geldiğini Secde 20 ayetinde de görüyoruz.
Bununla beraber Kur'an'da elif lam ile gelse de, küfre hamledemiyeceğimiz fıskta söz konusudur.
والذين يرمون المحصنات ثم لم يأتوا بأربعة شهداء فاجلدوهم ثمانين جلدة ولا تقبلوا لهم شهادة أبدا واولٰئك هم الفاسقون
Allah (سبحانه وتعالى) dedi ki:
"İffetli kadınlara (zina isnad) edip sonra dört sahit getiremeyenler, onlara seksen celde vurun. Artık asla onların şahitliklerini kabul etmeyin. İşte onlar, onlardır fasıklar"
Nur 4
فقالت العلماء في تفسير الفسوق ههنا هي المعاصي
Mervezi (رحمه الله) dedi ki:
"Ülema dedi ki ; Burada (Nur 4 ve benzeri ayetlerde) fısklar, ma'siyetledir"
Ta'zimu Kadr'is-Salat 2.cilt syf 526
Elim laflı olan ve olmayan taksimatı, asli bir taksimat değildir, çoğu zaman böyle gelmesi, bu taksimatı asıl kılmaz, asıl olan kullanıldığı fiilin şeriatta olan karşılığıdır.
Hekeza en başta zikrettiğim İbn Mes'ud hadisinde zulum elim lamsız gelmişken, bizzat Allah Rasulü bahsedilenin şirk olduğunu söylemistir.
İmam Mervezi bu hususta onlarca ayet ve hadisle istinbat etmiştir. Yazıyı burada sonlandıracağım, dileyen tafsilatlı olarak verdiğim kaynaklara müracaat edebilir.
Ebu Ubeyd küfrün ikiye ayrıldığına dair zikrettiğim ve zikretmediğim bir çok rivayeti zikrettikten sonra dedi ki ;
وإن الذي عندنا في هذا الباب كله أن المعاصي والذنوب لا تزيل إيمانا ولا توجب كفرا ولكنها إنما تنفي من الإيمان حقيقته وإخلاصه
"Bu babın hepsinde Bizim yanımızda olana gelince ; Ma'siyetler ve günahlar ne imanı götürür ne de küfrü gerekli kılar. Velakin (bunlar) imandan hakikatini ve ihlasını nefyeder"
Kitab'ul-İman, Kasım bin Sellam syf 70-78
İbn Batta el-İbane'de bu tarz meşhur bütün rivayetleri, şu bab başlığında nakletmiştir ;
باب ذكر الذنوب التي تصير بصاحبها إلى كفر غير خارِج عن الملة
"Sahibini milletten (dinden) çıkarmayan küfürlere götüren günahların zikri babı"
İbanet'ul-Kubra 2.cilt syf 723
أن بعض الكفر دون بعض ونص عليهما أئمة الحديث
İbn Muflih el-Hanbeli (رحمه الله) dedi ki:
"Küfrün bazısı (bir kısmı) dune kufurdur (sahibini dinden çıkaran değildir). Hadis imamları bunlara (bu taksimata) nas kılmıştır"
el-Furu 10.cilt syf 212
أنواع الفسق والشرك والكفر قالوا وكذلك الفسق فسقان فسق ينقل عن الملة وفسق لا ينقل عن الملة فيسمى الكافر فاسقا
Mervezi (رحمه الله) dedi ki:
"Fısk, şirk ve küfrün çeşitleri. Onlar (ilim ehli) dediler ki ; Hakeza (şirk ve küfür gibi) fıskta ikiye ayrılır. (Birincisi sahibini) milletten (dinden) çıkaran fısk ve (ikinci sahibini) milletten çıkarmayan fırk. (Hakeza) Kafir (de bazen) fasık diye isimlendirilir"
فكذلك الشرك شركان شرك في التوحيد ينقل عن الملة وشرك في العمل لا ينقل عن الملة
Yine (رحمه الله) dedi ki:
"Hakeza şirkte iki kısımdır. Tevhitte olan şirk (kişinin Allah'tan başka ilah edinmesi) ; (bu kısımda şirk sahibi) milletten (dinden) çıkar. İkincisi (riya, Allah'tan gayrına yemin ve muska takmak gibi) amelde olan şirktir, (sahibi) milletten çıkmaz"
Ta'zimu Kadr'is-Salat 2.cilt syf 526
Sahih, el-Buhari 30
Bu hususta yine bazı hadisler vardır.
سباب المسلم فسوق وقتاله كفر
Allah Rasulü (عليه الصلاة والسلام) dedi ki:
"Müslümana sövmek fısk ve onunla savaşmak küfürdür"
Sahih, el-Buhari 6044
Biz müslümanla kitalin küfür olmadığını, Rabbimizin şu ayetinden biliyoruz ;
وإن طائفتان من المؤمنين اقتتلوا فاصلحوا بينهما فإن بغت إحديهما على الاخرى فقاتلوا التي تبغي حتى تفيء إلى أمر الله
Allah (سبحانه وتعالى) dedi ki:
"Eğer mu'minlerden iki taife savaşırsa, onların arasını ıslah edin ! Eğer biri diğeri üzerine haddi aşarsa, artık Allah'ın emrine dönünceye kadar, haddi aşanla savaşın"
Hucurat 9
Nitekim İmam Buhari bu ayet için dedi ki ;
فسماهم المؤمنين
"O (Allah) onları (birbiriyle kital eden Müslümanları) mu'min olarak isimlendirmiştir"
Sahih, el-Buhari 31
Hakeza eğer katıl küfür olsaydı, öldürülenin velisi için diyet ve af söz konusu olmazdı, katleden için öldürülmesinden başka bir yol olmazdı. Nitekim dinini değiştiren kanının helal olduğunu Allah Rasulü söylemiştir.
Muslim, es-Sahih 1676
Hakeza ayet indiğinde sahabe zulmü küfre değil, ma'siyete hamletmiş ve 'Hangimiz nefsine zulmetmez ya'ni günah işlemez?' şeklinde anlamış, Allah Rasulü onlara bunun ma'siyet değil, küfür olduğunu söylemiştir.
Hakeza İmam Buhari sahihinde
باب كفران العشير وكفر بعد كفر
"Kocaya nankörlük ve küfrün altında küfür babı"
Diye bir bab açmış ve akabinde şu hadisle istinbat etmiştir ;
قال النبي أريت النار فإذا أكثر أهلها النساء يكفرن قيل أيكفرن بالله ؟ قال يكفرن العشير ويكفرن الإحسان لو أحسنت إلى إحداهن الدهر ثم رأت منك شيئا قالت ما رأيت منك خيرا قط
İbn Abbas (رضي الله عنهما) dedi ki:
"Nebi 'Ateş Bana gösterildi ki, onun ehlinin çoğunluğu küfreden kadınlardı' dedi. (Nebi'ye) 'Onlar Allah'a mı küfrederler?' denildi. Nebi "Onlar zevclerine ve ihsana küfrederler ; Onlardan birine bütün zaman (hayatın boyunca) ihsanda bulunsan bile, sonra senden (hoşlanmadığı) bir şey görür ve 'Ben senden hiç hayır görmedim' der" dedi"
Sahih, el-Buhari 29
Hakeza İmam Buhari sahihinde
المعاصي من أمر الجاهلية ولا يكفر صاحبها بارتكابها إلا بالشرك
"Masiyetler cahiliye işindendir, onlara bulaşan kimse şirk müstesna, tekfir edilmez"
Diye bir bab başlığı açmış ve akabinde 'Ey Ebu Zerr ! Sen kendisinde cahiliyye olan bir adamsın' sözüyle ihticac etmiştir.
Küfür, şirk ve zulüm gibi kavramlar, ikiye ayrılır mı ?
İlim ehli küfür ve şirk kavramlarının ikiye ayrılması hususunda icma etmiştir, bu hususta bir muhalif bilinmemektedir.
Bunun deliline gelecek olursak ;
لما نزلت هذه الآية الذين آمنوا ولم يلبسوا إيمانهم بظلم شق ذلك على أصحاب النبي وقالوا أينا لم يلبس إيمانه بظلم ؟ فقال رسول الله إنه ليس بذاك ألا تسمعون إلى قول لقمان يا بني لا تشرك بالله إن الشرك لظلم عظيم ؟
İbn Mes'ud (رضي الله عنه) dedi ki:
"Ne zaman ki şu 'İman eden ve imanlarına zulüm karıştırmanyanlar' (En'am 82) ayeti nazil oldu, bu durum Nebi'nin ashabının üzerine ağır geldi ve 'Hangimiz imanına zulüm karıştırmaz ki' dediler. Bunun üzerine Allah Rasulü "Muhakkak ki o, böyle değildir ! Lokman'ın 'Ey oğulcuğum ! Allah'a şirk koşma ! Muhakkak ki şirk, elbette azim bir zulümdür' (Lokman 13) kavlini işitmediniz mi?" dedi"
Sahih, el-Buhari 3429
İmam Buhari bu rivayeti sahihinde
باب ظلم دون ظلم
"Zulmün altında zulüm"
Babında zikrederek, zulmün ikiye ayrıldığını ispat etmiştir.
Sahih, el-Buhari 32
İmâm el-Acurri, heva ehli ile cedel, münazara ve tartışmanın keraheti hakkında nakilleri zikrettikten sonra dedi ki:
Biri dese ki: “Herhangi bir vakitte bir sebepten dolayı onlarla münâzara yapmaya ve onlara karşı hüccet ortaya koymaya mecbur kalsam onlarla münâzara yapmayayım mı?
Ona şöyle cevap verilir: Zorunluluk hali ancak kötü bir mezhebe sâhip bir yönetici olduğu takdirde olur. O yönetici insanları imtihan edip onları mezhebine çağırıyordur. Tıpkı Ahmed bin Hanbel'in zamanında yaşamış olan üç halifenin yaptığı gibi.. Onlar insanları imtihan etmişler ve onları çirkin mezheplerine çağırmışlardır. Bu durumda âlimler dini savunmayı kaçınılmaz görmüşlerdir. Bununla avâmın hakkı batıldan ayırt etmesini istemişlerdir. Onlarla mecburîyetten dolayı münâzara etmişler, bu onların seçimi olmamıştır. Böylece Allah Teâlâ Ahmed bin Hanbel ve onun yolunu takip edenler ile hakkı sabit kılmış, Mu'tezile'yi ise zelil kılıp onların kötülüklerini ortaya çıkarmıştır. Avâm da hakkın Ahmed'in ve kıyamete kadar ona tâbi olanların üzerinde bulunduğu şey olduğunu görmüştür. Kerîm Allah'ın Ehli Sünnet ve'l Cemaat'ten olan âlimleri ebediyen mihneden korumasını ümit ederim.”
| Kitabu'ş-Şerîa, 1/202
Mukatil bin Suleyman'ın rivayetleri nasıldır ?
Mukatil bin Suleyman cerh ve tadil hususunda metruk bir ravidir, hadisleri hüccet değildir. Hatta ilim ehlinden bir kısmı kendisinin hadis uydurduğunu, bu sebeble yalancı olduğunu söylemişlerdir.
مقاتل بن سليمان كذاب
Veki bin Cerrah (رحمه الله) dedi ki:
"Mukatil bin Suleyman yalancıdır"
el-Cerh ve't-Tadil, li'bn Ebi Hatım 8.cilt syf 354
Benzerini Ukayli'de Veki'den nakletmiştir.
Ukayli, Duafa'ul-Kebir 4.cilt syf 238
مقاتل بن سليمان صاحب التفسير ما يعجبنى ان اروى عنه شيئا
İmam Ahmed (رحمه الله) dedi ki:
"Mukatil bin Suleyman tefsir sahibi, ondan rivayette bulanmak hoşuma gitmez"
مقاتل بن سليمان ليس حديثه بشئ
İbn Main (رحمه الله) dedi ki:
"Mukatil bin Suleyman onun hadisi bir şey değildir"
هو متروك الحديث
Ebu Hatım (رحمه الله) dedi ki:
"O (Mukatil) metruk'ul-hadis'tir (hadisleri terkedilmiştir)"
el-Cerh ve't-Tadil, li'bn Ebi Hatım 8.cilt syf 354
الكذابون المعروفون بوضع الحديث على رسول الله صلى الله عليه وسلم أربعة إبراهيم بن أبي يحيى بالمدينة والواقدي ببغداد ومقاتل بن سليمان بخراسان ومحمد بن سعيد بالشام
İmam Nesai (رحمه الله) dedi ki:
"Allah Rasulü -Salat ve selam ona olsun- üzerine yalan uydurmakla meşhur olmuş yalancılar, dört kişidir ; Medine'de İbn Ebi Yahya, Bağdat'ta Vakidi, Horasan'da Mukatıl bin Suleyman ve Şam'da da Muhammed bin Said'dir"
Resail, fi Ulum'ul-Hadis syf 76
لا شيء البتة
İmam Buhari (رحمه الله) dedi ki:
"O (Mukatil) elbette bir şey değildir"
Ukayli, Duafa'ul-Kebir 4.cilt syf 238
İlim ehlinin Mukatil bin Suleyman hususunda genel bakışı bu şekildedir. Hadis ilmi ve rivayetler hususunda Mukatil bin Suleyman'ın durumu böyledir.
Akaid hususuna girmek istemiyorum, lakin ondan rivayet alacak kimselerin teferrüd ettiği rivayetler hususunda bunları bilmelidir.
Allah en doğrusunu bilendir.
كُنْتُمْ خَيْرَ اُمَّةٍ اُخْرِجَتْ لِلنَّاسِ تَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَتَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنْكَرِ
“Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz; iyiliği emreder, kötülükten alıkoyarsınız.” [Âl-i İmrân, 110]
Ali bin Ebi Talha'nın, İbn Abbas'tan nakline göre, bu ayetteki “iyiliği emredersiniz” ifadesi, “onlara Allah'tan başka ilâh olmadığına şahitlik etmelerini, Allah'ın indirdiklerini kabul etmelerini emredersiniz ve bu uğurda mücadele edersiniz. Allah'tan başka ilah olmadığına iman ise en büyük iyiliktir” anlamındadır. İbn Abbas, kötülüğün ise “inkâr etmek” olduğunu ve bunun en büyük kötülük sayıldığını belirtmiştir.
Ebu'l-Âliye'den ise şu rivayet edilmiştir: “İyilik” tevhiddir.
| Tefsiru İbn Ebi Hatim, 3977.
Bu bazamizda faqat birinchi sinfga oid fayllarni topishingiz mumkin
Last updated 6 months, 3 weeks ago
КАНАЛ ЭГАСИ: @BBEEEKKK
АДМИН+РЕКЛАМА: @martiniix
UC: @WELCOME_UC
АРЕНДА https://t.me/ARENDA_WELCOME
ОТЗЫВ: https://t.me/WELCOME_OTZIV
Last updated 2 months ago
وكالة تركمنلار الاخبارية
Türkmenler Haber Ajansı
Last updated 1 day, 16 hours ago