Allah'a hamd, salat ve selam Rasulullah'ın üzerine olsun

Allah'ım beni bu günlerin ağırlığından kurtar.

Bütün hayırlı hayallerimi gerçekleştir

Allah'ım ben çabalıyorum Sen bana yardım et.

Eğer düşersem beni kaldır.

Dikkatim dağıldığı zaman  bana yol göster.

Allah'ım beni güçlendir ve zayıflatma.

Beni ödüllendir hayal kırıklığına uğratma.

Allah'ım! Sen bilensin onlar bilmiyor.

Allah'ım! Her türlü yalan sevgiden,

İki yüzlü dostluklardan,

Nefret dolu kalpten,

Hased eden gözden, dedikoducu dilden kendimi Sana emanet ediyorum.

Allah'ım! Beni gözleri ağlatan, kalbimi ferahlatan, endişeleri gideren, geçmiş üzüntüleri silen bir sevinçle rızıklandır.

Allah'ım! Beni bedenleri iyileştiren sağlık, üzüntüleri silip atan mutluluk, huzur dolu esintilerle rızıklandır.

Ey Rabbim! Ben güçsüzleştim ve beni Senden başka kimse güçlendiremez.

İnsanlardan yana ümitsizliğe kapılsam da Sana olan inancımı kaybetmedim.

Senin bana yol göstermen dışında yolumu şaşırdım.

Günahlara battım ve beni yalnızca Sen kurtarabilirsin.

Ey Rabbim! Affını ve rızanı üzerime daim eyle.

Beni günahlardan pişmanlık duyan kimselerden eyle.

Ey duaları işiten ve kabul eden Allah'ım duamı kabul et.

Hamd ve minnet Allah'a mahsustur. Allah'a hamd olsun. Salat ve selam Nebimizin üzerine olsun. ?

???
Sabah Uyandığımızda Allah'a Hamd edelim,Günümüze Tevbeyle başlıyalım ve tevbeyle zikrle dilimizi islak tutalım..
Estağfirullahe ve etubu ileyh.

أستغفر اللّٰه وأتوب إليه.
Allah'tan bağışlanma diler ve O'na tevbe ederim.
___
"Biz, tevbe etmedikçe ölüm gelsin istemeyiz; fakat nedense ölüm gelmeden önce bir türlü tevbe etmeyiz!"
İbnu’l Cevzi  syf. 44

???

“Salihlerle birlikte oturmak seni şu altı şeyden alıp ayrı altı şeye götürür:
1-Şüpheden yakîne
2-Riyadan ihlasa
3-Gafletten zikre
4-Dünyaya meyilden ahirete meyle
5-Kibirden tevazuya
6-Kötü niyetten samimiyete”

İbnu’l Kayyım

♦️Mübarek bir ay bitti
Ve şimdi de mübarek on bir aylar başladı.
♦️Ramazan'da oruçluydun;
♦️Sakindin,
♦️Dinle dolu,
♦️Dinle yatar,
♦️Dinle kalkar,
♦️Dinle yer,
♦️Dinle aç kalırdın.

♦️Mübarek on bir ayda da dininin devam ettiğini unutma.

♦️Mübarek bir ay şirksiz ve küfürsüz.
♦️Mübarek onbir ayın provasıydı,
Unutma!

Ramazanın son dakikaları..

Allah'ım, bunu bizden kabul eyle ve gelecek yıl Ramazan'a daha iyi bir şekilde ulaşmamızı, durumumuzu sevdiğin ve razı olduğun bir duruma yükseltmemizi sağla.
Allah'ım, gelecek günlerimizde bizim için iyilik yaz ve bu, Ramazan ayında senin için yaptığımız tüm dualarla dolu olarak gelsin ki, kalpler hoşnut olsun ve esenliğin gerçekleşmesiyle sevinsin.
Allah'ım, kusurlarımızı bağışla, bizi bağışla, bizi salih kullarından eyle ve bizden razı ol.
Allah'ım, bizi haramlarından daha helal olanla zengin eyle, başkalarından gelen lütfunla bizi zengin eyle.
Allah'ım, bize hidayet ver, bize hidayet ver ve bizi hidayet edenlere kaynak eyle
Allah efendimiz Muhammed'e, onun ailesine ve ashabına salat ve selam eylesin..

Bir aylık "Ramazan" mesaisinin ödülü nasıl "Bayram" ise, bir ömürlük "İman" mesaisinin ödülü de "Cennettir." Rabbim ömrümüzü Ramazan, ahiretimizi bayram kılsın.

Ey Nefis!

⁉️ Görülmediğini düşündüğün için mi bu kadar rahatsın?

Olma! Seni tüm gerçekliğinle teşhir eden bir ayna bulunmuş… Amel aynası.. Geç karşısına ve izle kendini. Bir bak bakalım nasıl görünüyorsun? Sözlerine, düşüncelerine sonra eylemlerine…

Aynada güzel bir sûret görüyorsan, Allah’a hamd et. Umulur ki ayaklarını sabit, amelini sürekli kılar.

Aynadaki görüntüyü seçemiyorsan, daha dikkatli bak. Masiyetlerin kiri ve pasıdır gördüğün. Yüreğini tevbeyle yıka, istiğfarla Rabbine yönel. Sonra bir daha bak. Görüntü netleşmiştir… Tevbe ve istiğfara devam et, temizleneceksin. Temizlendikçe arınacak, arındıkça hafifleyecek, hafifledikçe rahatlayacaksın.

Hiçbir şey göremiyorsan, orada dur! Çünkü, ayna görüntü vermiyorsa kritik eşiğe gelmiş, hayati bir tehlikeyle karşı karşıyasın demektir. 

Ey Nefis!

⁉️ En son ne zaman ağladığını hatırlıyor musun?

Allah’a (swt) olan saygından, O’nun azametinden ya da Rabbine duyduğun sevgiden ötürü hıçkıra hıçkıra, sarsıla sarsıla ağladığın son zamanı soruyorum.

⁉️ Neden? Sana Allah’ın ayetleri okunmuyor mu? 

“Onlara Rahman’ın ayetleri okunduğunda ağlayarak secdeye kapanırlar.” (Meryem, 58)

⁉️ Yoksa sen hiç günah işlemiyor musun? 

“İşledikleri (günahlara) karşılık çok ağlayıp az gülsünler.” (Tevbe, 82)

⁉️ Çağrıldığın her salih amele icabet eden bahtiyarlardan mısın?

⁉️ Yapamadığın, güç yetiremediğin, nefsine uyduğun olmadı mı hiç?

“Yine onlara binek temin etmen için sana gelip de: ‘Size verecek bir şey bulamıyorum.’ dediğin ve harcayacak bir şey bulamadıklarından gözleri yaş dolu olarak üzüntüyle dönüp gidenlere de bir günah yoktur.” (Tevbe, 92)

⁉️ İmtihana uğrayıp, sevdiklerinden de mi ayrılmadın? 

“Üzüntü (sebebiyle ağlamaktan) gözüne ak düştü.” (Yusuf, 84)

Ey Nefis!

Değişmen gerektiğini biliyorsun. Ama sadece biliyorsun. Hiçbir adım atmıyor, bir yerden başlamıyorsun. Bir mucize mi bekliyorsun?

Sen değişmedikçe Allah seni değiştirmeyecek. 

“Bir kavim kendinde olanı değiştirmedikçe, Allah onlarda olanı değiştirmez.” (Ra'd, 11)

Şikayetlenmeyi bırak artık. Gerçekçi ol. Harekete geç. Değiştirmen gereken o kadar şey var ki!

Hangisinden başlayacağını mı bilmiyorsun?

Namazım, orucum, zikrim, ahlakım, infakım, itaatim, sadakatim… Gözünü mü korkutuyor liste?

Korkma! Bir yerden başla… Birini olsun ıslah etmeye çalış, adım at. Sen değiştirdikçe Allah yardım edecek, sen istikamete döndükçe Allah sırat-ı müstakime olan hidayetini arttıracak.

Ey Nefis!

⁉️ Bilir misin? Öz nefsine Allah’ı hatırlatan yiğitler vardır.

Dünyanın şehvetlerine, nefsin gafletine ve İblisin vesveselerine karşı ‘Allah’tan kork!’ diye hatırlatmada bulunurlar. Bazen dakikalar, bazen de saatlerce kendilerine dönük konuşurlar… Kimi zaman bir annenin şefkatiyle kiminde bir babanın şiddetiyle… Nefislerine nasihat ederler.

Enes der ki: “Bir gün Ömer’le beraber çıktım. Bir bahçeye girdi. Aramızı bir duvar ayırıyordu. Onu şöyle derken işittim: ‘Ömer b. Hattab! Vay be! Müminlerin emiri Ömer! Allah’a yemin olsun ki, ya Allah’tan korkarsın ya da Allah sana azap eder.’ ” 
(Ashabu’l Rasûl, 130)

Ey Nefsim!
Her yeni gün, yeni bir ticaret demektir. Sabah uyanırsın ve alışveriş başlar. Öyle diyor Allah’ın Rasûlü ﷺ

“… Her insan sabah yola koyulur/çabalar. Nefsini satışa sunar. Ya onu (taatlerle ateşten) kurtarır. Ya da (masiyetlerle) onu helak eder.” (Müslim, 223)

Otuz yıl yaşayan bir insan ortalama beş bin defa Rabbiyle ticaret yapmıştır. Birçok kere hata yapmış olsa bile, ömrü boyunca kendisine binlerce fırsat sunulmuştur. El-Kerim olan, merhameti sonsuz bir ilah dışında hiçbir varlık ticaret yaptığı kimseye bu denli cömert ve müsamahakâr davranmaz.

“İnsanlardan öylesi vardır ki, Allah’ın rızasını elde etmek için nefsini (Allah’a) satar…” (Bakara, 207)

Çokça günah işleyerek, nefisleri hakkında aşırıya giden kullarına dahi, el-Ğafûr, er-Rahîm ismiyle muamele eden bir Rabbe iman ediyoruz biz.

Sen ki muvahhidsin ey nefsim..

Ne olursa olsun, sakın Allah’ın rahmetinden ümit kesme ey nefsim!

Hicab, kendinizi internete koymak için açık bir çek değildir. Kendinizi tasvir etmek, sergilemek veya öne çıkmayı istemek, hicabın amacına tamamen aykırıdır.

Görülmek isteyen bir kadını hiçbir kumaş katmanı örtemez.

Bununla beraber şeytan, doğru örtünmeyi koruyan kızkardeşlere, dışarıda ve sosyal medyada dolaşan müteberricât (açık saçık giyinen kadınlar) veya örtülü olduğunu zanneden giyinik çıplaklar ile rekabet içinde oldukları fikrini vererek, onlara güvensizlik aşılar. Bazıları da bu güvensizlik nedeniyle örtüsünden taviz verir ya da örtünmeyi dahi reddeder. Kaç kızkardeş şeytanın bu tuzağı yüzünden sebatını kaybetti..

Allah’a alenen itaatsizlik eden bir müteberric sizin ölçünüz değildir. Ölçünüz Rabb’inizin rızasıdır.

Keşke bu insanların onları ne kadar çabuk unutabileceklerini bilselerdi..

Salihlerden biri dedi ki:

Nefsin seni günaha davet ettiğinde ona şu ayeti hatırlat!:

De ki: " Bu mu daha hayırlı, yoksa takva sahiplerine vadedilen ebedi cennet mi?.."

                         (Furkan,15)

İbn Kayyım şöyle der:

Ürünün sudan, yangının ateşten doğması gibi; başarının azlığı, görüş bozukluğu, gerçeğin gizlenmesi, kalbin bozulması, zikrin azalması, insanların nefreti, kulla Rabbi arasında soğukluk, duaların kabul edilmesinin engellenmesi, kalbin kararması, rızık ve hayatta bereketin azalması, ilimden mahrumiyet, alçaklık elbisesini giyme, düşmanın hakareti, göğsün daralması, kalbi bozan hastalıklar, zamanın kaybedilmesi, üzüntü ve kederin uzaması, geçimin zorlaşması, aklın kararması ve buna benzer şeyler; Allah'ı zikretmeyi bırakma gafleti ve işlenen günahlar sebebiyle doğar. Bunların zıddı ise, Allah-u Teala'ya yapılan itaatten doğar.

(Fevâid)