📚 EKitap Arşiv Kanalına Hoş Geldiniz.
Sesli kitap kanalımız:
https://t.me/seskitaplar
Grup:
https://t.me/ekitap_okugrup
Reklam: https://telega.io/c/Ekitap_oku
İletişim: @tansucan
Ads and reports:@tablig_vip
??AHANG SISTEMI??
•?•
İbn Kuteybe dedi ki:
وَلَوْ أَنَّ هَؤُلَاءِ رَجَعُوا إِلَى فِطَرِهِمْ وَمَا رُكِّبَتْ عَلَيْهِ خِلْقَتُهُمْ مِنْ مَعْرِفَةِ الْخَالِقِ سُبْحَانَهُ، لَعَلِمُوا أَنَّ اللَّهَ تَعَالَى هُوَ الْعَلِيُّ، وَهُوَ الْأَعْلَى، وَهُوَ بِالْمَكَانِ الرَّفِيعِ، وَإِنَّ الْقُلُوبَ عِنْدَ الذِّكْرِ تَسْمُو نَحْوَهُ، وَالْأَيْدِي تُرْفَعُ بِالدُّعَاءِ إِلَيْهِ
Şayet onlar fıtratlarına ve yaratılışlarının yaratıcı subhanehu'yu bilmelerine dönseler, Allah tealanın el-Alî, el-A'lâ olduğunu, onun en yüksek mekanda olduğunu, zikirde kalplerin ona doğru yükseldiğini, ve ellerin duada ona yükseldiğini bilirlerdi.
Tevil muhtelif el-Hadis s394
İbn Batta rahimehullah dedi ki:
لكنا نقول : إن ربنا تعالى في أرفع الأماكن ، وأعلى عليين ، قد استوى على عرشه فوق سماواته ، وعلمه محيط بجميع خلقه ، يعلم ما نأى كما يعلم ما دنا ، ويعلم ما بطن كما يعلم ما ظهر كما وصف نفسه تعالى
Biz deriz ki: Bizim Rabbimiz teala mekanların en yücesinde, en yüksek illiyyinde, semalarının üzerinde arşına istiva etti, ilmk ise tüm yarattıklarını kuşattı, yakın olanı bildiği gibi uzak olanı da bilir, açık olanı bildiĝi gibi saklı olanı da bilir, tıpkı kendisini vasfettiği gibi, subhaneh
el-İbanetu'l-Kubra 1/141
Rabî' ibn Enes, Allah azze ve cellenin {Onu konuşmak için yaklaştırdık} [Meryem 52] ayeti hakkında dedi ki:
حدثني مَن لَقِي أصحابَ النبي ﷺ: أنّه قرَّبه الربُّ حتى سمع صريف القلم، فقال عند ذلك مِن الشوق إليه: ﴿رب أرني أنظر إليك قال لن تراني ولكن انظر إلى الجبل﴾
Bana Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemin ashabı ile karşılaşan biri tahdis etti ve dedi ki: Rabbi onu kalemin gıcırdamasını işitinceye kadar yaklaştırdı, böyle olunca Ona olan özleminden dedi ki: {Rabbim, bana göster ki seni göreyim. Dedi ki: Beni görmeyeceksin, ancak dağa bak}
Taberi tefsiri 10/419
CENNET EHLİNİN ALLAHI TAZİMİ
فوَعِزَّتك وجلالِك وارتفاعِ مكانك، لو قسَّمت علينا رِزْقَ الثقلين لأطعمناهم ولأسقيناهم ولألبسناهم ولأخْدَمْناهُم، لا ينقصنا من ذلك شيئًا
Senin izzetine, yüceliğine ve mekanının yüksekliğine yemin olsun ki, insanların ve cinlerin rızıklarını bize taksim etsen onları yedirir, içirir, giydirir ve onlara hizmet ettiririz, ve bununla hiçbirşeyimizden eksilmez
Taberi tefsiri 19/367-369
Dinin emirleri : Tevhidi bozan unsurlar (Allah'ın sıfatlarında şirk)
Böylece Musa aleyhisselam tarih konusunda çok net ve kısa bir açıklama yaptı. Bizden önce şu veya şu peygamberler vardı onlarda bununla gelmişti diye açıklamaya ve tafsilata gitmedi. Eğer öyle yapsaydı belki de firavun , bu senin fikrin ve düşüncen diyecekti. Ama Musa aleyhisselam işi Allah'a döndürüp tarihin bilgisi Rabbimin yanındadır diyerek tüm peygamberlerin bir özelliğini ortaya koydu. O peygamberler ki her türlü işi rablerine döndürür O'nun dediklerini yaparlardı. Sonuç olarak Musa aleyhisselam işin başında firavunu "Allah" bilgisi ile karşı karşıya getirdi ve kendinden birşey katmadan firavunu çaresiz bıraktı. Ayrıca Taha suresinde cevapsız bıraktığı sorunun cevabını Rabbimiz kasas suresinde şöyle veriyor adeta;
Andolsun, ilk çağlarda ki o nesilleri yıkıma uğrattıktan sonra, Musa'ya, insanlar için (gözleri hikmetle açıp aydınlatacak) basiretler, hidayet ve rahmet olmak üzere Kitap verdik. Umulur ki öğüt alıp-düşünürler diye. Kasas 43
İşte bizler Allah'ın bu buyurkları ile kullarına öğrettiği o tarihi bilgileri öğrenmeye çalışıyoruz. Aynı zamanda bazı yerlerde işi en başına götürüp sadece insandan değil insan için yaratılan yerler ve göklerin yaratılış tarihi, melek ve cinlerin de yaratılış ve varlık gösterdiklerine de dikkat çekerek bu tarihi anlatmaya çalışacağız. Allah'ın yarattığı ilk şeylerden olan kaleme dikkat çekiyoruz mesela.. Rabbimiz diyor ki;
Nun. Kaleme ve satır satır yazdıklarına andolsun.
Kalemi yaratıp tüm varlıkların kaderini yazdırdı. O Allah dilediğini yaratır ve dilediği gibi hükmeder! Her işin basının Allah'ı bilmek ve birlemek olduğunun delillerinden biridir aynı zamanda bu. Ardından kıyamete kadar varlık gösterecek olan arş, kursi, cennet, cehennem, yer yüzü, gök yüzünü yaratıp bunlar üzerinde ki yasasını da anlattı..
Bu bilgilendirmeden sonra tarih boyunca bir çok mahluku altında barındıran gök ve üzerinde taşıyan yer yüzünden bahsedeceğiz İnşallah.
Rabbimizin ve O'nun Resulünün öğrettiği şekilde tarihî anlamaya ve anlatmaya çalışıyoruz..
Vahyin öğrettiği şekilde bir dünya tarihî, bir insanlık tarihi veya peygamberler tarihî diyebileceğimiz bir tarih anlayışını ele alıp gündem etmeye çalışıyoruz. Hiç şüphesiz bütün din, sistem veya felsefelerin bir tarih yöntemi ve anlaşı vardır. Her din ve sistem kendi hayat tarzını,inancını veya ilkelerini yazdığı tarihlerinde de gösterir. Yahudilik yahudi tarih felsefesi ile , Hristiyanlık Hristiyan tarih felsefesi ile, putperestlik kendi tarih felsefesi ile kendi sistemlerini temellendirmeye çalışır..
Bil ki! Bütün din ve felsefelerin aslı İslam'dan ayrıldıklarından dolayı kendi tarihlerini İslam'a benzetmeye çalışmışlardır.
Ekonomi, siyaset, hukuk, aile veya savaş - barış hususlarında tüm asılları İslam'a benzetmeye çalışmışlardır. Bizim gündemimiz ve konumuz ise Allah Teala'nın kelamının bize öğretim yolun yorumu olacaktır. Bütün hayatı ve dünyayı anlayıp ifade etmede en doğru yöntem şudur;
وَاللّٰهُ يَعْلَمُ وَاَنْتُمْ لَا تَعْلَمُونَ۟
Allah bilir de siz bilmezsiniz..
Bu böyledir! Çünkü;
En güzel ekonomik sistemi,siyasal düzeni, aile yapısını, savaş barışı Allah anlatır. Kısacası isanlık için en güzel yaşantı şekli Allah tarafından bildirilir.. Allah'ın bildirdiğine uyan kul ise dünya ve ahirette daima en doğruya ulaşır ve işin sonunda felah bulur..
Bütün hayatı en iyi bilen "Allah" gerçeği ile dünya tarihini anlamaya çalışacağız ki böylece bu konuda en doğru olana ulaşmış olalım.. Allah Teala bize dünyayı, insanı, melekleri yerleri ve gökleri anlatırken insanların tüm problem ve çözümlerini de anlatacak. Bunu takip eden insanlık da her durumda gerçeğe ulaşmış olacak.
Yukarıda dedik ki; her toplum tarihlerini asilda İslam'a benzetti. Yani peygamberleri onlara İslam ile geldi İslam aralarında varlık gösterdi sonra gelen azgınlar tarihi anlayışın aslını da o İslam'a benzetti. Peki bu tarihîn tartışması veya ayrışma ne zaman gündeme geldi desek Musa Aleyhisselam'ın olayında bu tartışmayı görebiliriz. Allah Teala elçisi Musa Aleyhisselam'ı firavuna gönderip onu İslam'a davet et diyor. Eğer İslam'ı kabul etmezse İsrailoğullarını serbest bırak diye talepte bulunuyor. Allah Teala, Musa ve Harun Aleyhisselam'ı bu emirle gönderdi firavuna. Peki firavun kim ? Bugün ki devlet liderleri gibi bir lider ama Allah'a karşı haddi aşıp ben ilahım bana ibadet edeceksiniz diyen bir lider. Dolayısıyla firavun ismini duyunca günümüz süper güçleri diye bilinen sözde süper güçler aklınıza gelsin. Musa aleyhisselam böyle bir adama gitti ve onu İslam'a davet etti. Daveti kabul etmeyeceksen bile egemen olduğun dünyada müslümanlardan elini çek onları serbest bırak dedi. Bunun üzerine firavun tartışmaya başladı ve Musa aleyhisselam firavuna dedi ki;
Gerçekten ben, 'alemlerin Rabbinin elçisiyim.'
Bu söze karşılık firavun dedi ki;
'Alemlerin Rabbi nedir?'
Bu sefer Musa aleyhisselam bu soruyu cevaplandırdı ve firavun bunun üzerine şunu sordu;
(Firavun) Dedi ki: 'İlk çağlardaki nesillerin durumu nedir öyleyse?' Taha 51
Yani sen alemlerin Rabbi diyorsun, İslam diyorsun, müslüman diyorsun ama senden önce ki çağlarda bunu diyen olmadı diyerek tarih felsefesini Musa Aleyhisselam'ın önüne koydu. Dedi ki adeta, bak benim elimin altında tarih bilimci adamlarım var onlar tarihî en ince ayrıntısına kadar bilirler onlar senin dediğin şeylerin hiç birinden bahsetmiyorlar.
Bugün de durum aynıdır aslında. Yer yüzüne egemen olan ister maddeci materyalist, ister idealist yani ruhçu dünya görüşü, isterseniz pozitivist rasyonalist yani akılcı ve deneyimci tüm dünya görüşlerinin tarih felsefesinde asla bir peygambere yer yoktur. Firavun kendi yanında olan tarihten ve bilimden başka bilgiyi de kabul etmedi. Ey Musa sen ben Allah'ın elçisiyim diyorsun bunun bilgisi nerede diyince Musa aleyhisselam ona dedi ki;
ققَالَ عِلْمُهَا عِنْدَ رَبّ۪ي ف۪ي كِتَابٍۚ لَا يَضِلُّ رَبّ۪ي وَلَا يَنْسٰىۘ
Dedi ki: 'Bunun bilgisi Rabbimin katındadır. Benim Rabbim şaşırmaz ve unutmaz.'
Fudayl b. İyâd der ki: "Bize hayırlarda yüksek makamlara ulaşanlar, oruçlarının ve namazlarının çokluğuyla değil; alçak gönülleri, temiz kalpleri ve ümmete nasihat etmeleriyle ulaşmışlardır."
Hilyet'ul Evliya
📚 EKitap Arşiv Kanalına Hoş Geldiniz.
Sesli kitap kanalımız:
https://t.me/seskitaplar
Grup:
https://t.me/ekitap_okugrup
Reklam: https://telega.io/c/Ekitap_oku
İletişim: @tansucan
Ads and reports:@tablig_vip
??AHANG SISTEMI??
•?•