? Hasan el-Basri Rahimeullah buyurur ki:

"Mü'min, dünyada gurbette gibidir. Ne dünyasının kötüye gitmesinden endişe duyar, ne de onu yükseltmek için yarışır. İnsanlar bir alemde, o başka bir alemdedir. İnsanlar ondan yana huzurlu, o ise nefsinden yana bitkindir."
Kitabü'z-Zühd, Ahmed Bin Hanbel

?İbni Abbâs (r.a.)'dan. Rasûlullah (s.a.v.) Muâz b. Cebel (r.a.)'ı Yemene gönderdiğinde:
"Şüphesiz sen Ehl-i Kitap bir topluma varacaksın, onları davet edeceğin ilk şey Allah'a kulluk olacaktır. Eğer Allah tanırlarsa, Allah'ın gece ve gündüz beş vakit namazı kendilerine farz kıldığını bildir. Eğer bunu yaparlarsa, Allah'ın, mallarından alınıp fakirlerine verilmek üzere zekâtı farz kıldığını kendilerine bildir. Eğer bunu kabul edip itaat ederlerse onlardan zekât al, ama halkın elindeki mallarının en değerlisini almaktan sakın." buyurdu.

Müttefekun Aleyh Hadisler, Hüner Yayınları: 24.

: اللَّهُم إِنِّي أَعُوذُ بِكَ أَنْ أُشرك بك وأنَا أَعْلَمُ وَأَسْتَغْفِرُكَ لِمَا لَا أَعْلَمُ.»

Allâh'ım, bildiğim hâlde Sana şirk koşmaktan Sana sığınırım ve bilmediğim şeyler için de Sen'den mağfiret dilerim.»

(Buhârî, el-Edeb'ul Mufred, Hadis no: 716)

??
.
вír чαşαm вíçímíчdí,
dαhα huzurlu вír hαчαt íçín.
fıtrαt σnα muhtαçtı,
вσzmαk íѕtєчєnlєrє ínαd.
zulüm σlduğundα вílє,
σnun αdαlєtí íѕtєnírdí.
чαhudí вílє σnun hükmünü íѕtєmíştí,
σndαn şüphєѕí σlmαdαn.
lαkín вízlєr чüz çєvírdík,
вσчun єğdík kullαrα.
hαlвukí nє díчσrdu ílαhí nídα,
"єч ínѕαnlαr ѕíz αllαh'α muhtαçѕınız."
(fαtır/15)✔️
.
??

@huccetuzereyasa

@fecr_medya_deutsch

?Tevhid olmadan, şirkten beri olmadan, tağut red edilmeden ibadetlerin bir anlamı var mı?

*✨Senin kısme­tine düşen bedene, mala, çocuğa, meskene ve kabiliyete kanaat etmelisin. Kur’ân’ın söylediği de budur:
“Sana verdiğimi al ve şükrederlerden ol. ”(A’râf, 144) Selef ulemasının çoğu ve ilk nesillerin büyük bir kısmı fakir­di. Onların gelirleri, görkemli evleri, binitleri ve hizmetçileri yok­tu. Buna rağmen hayatlarını zenginleştirdiler, kendilerini ve in­sanlığı mutlu ettiler. Çünkü onlar, Allah’ın kendilerine verdiği ni­metleri yine O’nun yolunda harcadılar. Böylece hem ömürleri, hem vakitleri, hem de yetenekleri bereketlendi.
Buna karşılık kendilerine mal, mülk, çoluk çocuk ve nimet­ler verilen bir sınıf daha vardı ki bütün bunlar onların mutsuzlu­ğuna ve perişanlığına sebep olmuştur. Çünkü onlar selim fıtrat­tan ve hak yoldan ayrılmışlardır. Bu, mal, mülk ve evladın her şey olmadığının kesin delilidir. Uluslar arası diploma sahibi nice kişi vardır ki hiç tanınmazlar, verdikleri ve bildikler hiçbir şeyleri, hiç­ bir eserleri yoktur. Öte yandan bilgileri sınırlı nice kişi de vardırki onlar, bu sınırlı bilgilerini yaptıkları yararlı çalışmalarla akan bir nehre çevirmişlerdir.
Eğer mutlu olmak istiyorsan Allah'ın insana verdiği şekle razı ol. Ailevî durumuna razı ol. Sesine, anlayış seviyene ve gelirine razı ol. Hatta bazı zahid kişiler bunun da ötesine giderek “Sahip olduğundan daha azına ve bulunduğun durumdan daha aşağısına da razı ol” demişlerdir.
Senin değerin, yeteneklerin, salih amelin ve ahla­kındır. Sahip olmadığın güzellik, mal ve evlat için hiç üzülme.
Allah’ın taksimine razı ol.
“Dünya hayatında onların geçimliklerini aralarında biz paylaştırdık.” (Zuhruf, 32)*