Bu bazamizda faqat birinchi sinfga oid fayllarni topishingiz mumkin
Last updated 6 months, 3 weeks ago
КАНАЛ ЭГАСИ: @BBEEEKKK
АДМИН+РЕКЛАМА: @martiniix
UC: @WELCOME_UC
АРЕНДА https://t.me/ARENDA_WELCOME
ОТЗЫВ: https://t.me/WELCOME_OTZIV
Last updated 2 months ago
وكالة تركمنلار الاخبارية
Türkmenler Haber Ajansı
Last updated 1 day, 16 hours ago
ولهذا قال الذهبي في “الميزان” ص 33
“لا يعتمد العلماء على تصحيح الترمذي”
Zehebi “Mizan el-İtidal” kitabında (sayfa 33) şöyle diyor: “Alimler Tirmizinin hadis hakkında sahih hükmü vermesine itimad etmiyorlar”
KURTUBİ SAPIĞI AHZAB SURESİ 50. AYET'TE DİYOR Kİ;
"Peygamber a.s yolda gidiyor, bir kadına gözü ilişti, ve hoşuna gitt ve bunu dile getirdi. O hanımefendinin kocasına düşen ilk vazife, derhal karısını boşayıp peygambere a.s vermektir."
**Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'a özel olarak helâl kılınanlara gelince, bunlar da onaltı tanedir:
1- Ganimetlerden safiy (taksimata sokulmayan) özel bir şeyi kendine ayırması.
2- Beşte birin, beşte birini de yahut beşte birin tamamını da dilediği gibi tasarrufta bulunabilmesi.
3- Visal orucu (akşam iftar etmeden orucu birkaç gün sürdürmek)
4- Dört hanımdan fazla nikâhlamak.
5- Hibe (bağışlama) lâfzı ile nikâhının olması.
6- Nikâhladığı hanımı velisiz nikâhlayabilmesi.
7- Mehirsiz nikâhının olması.
8- İhram halinde nikâhlamasının helâl olması.
9- Hanımlar arasında paylaştırma yükümlülüğünün üzerinden sakıt olması -ileride gelecektir-.
10- Bir hanımı görecek (ve kalbinde yer edecek) olursa, kocasının o hanımı boşaması vacib olur, peygamberin de o hanımı nikâhlaması helâl olur. İbnu'l-Arabî dedi ki: İmâmu'l-Harameyn böyle demiştir. Daha önce Zeyd kıssasında ilim adamlarının bu husustaki görüşleri geçmiş bulunmaktadır.**
Tefsiru'l-Kurtubî
TAHRİCİ;
سمعت يحيى يقول: قال: سفيان بن عيينة تفسير مجاهد لم يسمعه منه إنسان إلا القاسم بن أبي بزة فقلت ليحيى: فابن أبي نجيح لم يسمعه من مجاهد؟ قال: هكذا قال: سفيان وقال يحيى شبل بن عباد أيضاً هكذا أي لم يسمعه..
(Ravi diyor) Yahyâ (İbnî Mâin) Şöyle derken duydum: Sufyân ibn Uyeyne dedi ki: Kasım İbni Ebi Zebbahtan başka kimse Mücahidin tefsirini (yorumunu) duymamıştır, Ve ben (ravi) Yahya'ya sordum; İbnî Ebî Necihtemi Mücahitten işitmedi? O dedi ki; Sufyan dedi ki: Yahyâ Şabel ibn ibad aynı şeyleri dedi, o ( ibn Ebu Necih) ondan işitmemiştir.
Tarih İbni Mâin, cilt 1, sayfa 15
İbni Hibban diyor ki;
لم يسمع التفسير من مجاهد أحد غير القاسم بن أبى بزة.
Kasım İbni Ebû Zebbahtan başka hiçkimse Mücahitten tefsiri (yorumu) işitmemiştir
Sikat İbni Hibban, Cilt 7 sayfa 331
Samanin'in el-Ensabın'da şunu okumaktayız:
قال يحيى القطان: لم يسمع ابن أبي نجيح التفسير من مجاهد.
Yahyâ İbnî Kattan dedi ki: İbnî Ebû Necih Mücahitten Tefsir işitmemiştir..
el-Ensab, Cilt 1, sayfa 97
İmâm Buhârî aynı şeyi kendi kitabı “Tarih el Kebir” de söylemiştir, bkz: Tarih el Kebir,cilt 5, sayfa 233
Tehzib el Tehzipte şununla karşilaşiyoruz:
وذكره النسائي فيمن كان يدلس.
Nesâi onu (İbni Ebu Necihi) Tedlis edenlerin içerisinde zikretmiştir.
Tehzib et Tehzib,cilt 6,sayfa 50
el-Âai aynı şeyleri “Camiut Tahsil fi ahkam el Merasil”-de söylüyor, bkz: Cami ut tahsil fi ahkam el marasil cilt 1/ sayfa 107
İbnî Ebu Necih Muteziledir:
Zehebi “Tarihul Islam”da şöyle diyor:
وقال يحيى القطان : كان معتزليا.
Yahyâ İbni Kattan dedi ki o (i.e ibn Ebi Necih) Mutezileydi.
Tarihul İslam, Clt 1,sayfa 1007
عبد الله بن يسار أبو يسار وهو عبد الله بن أبي نجيح المكي سمع طاوسا وعطاء ومجاهدا وأباه سمع منه الثوري نسبه بن عيينة قال يحيى القطان لم يسمع بن أبي نجيح من مجاهد التفسير كله يدور على القاسم بن أبي بزة.
Abdullah b. Yesar ve o Abdullah b. Ebi Necih el-Mekki’dir. Tavus, Ata, Mücahid ve babasından duymuştur. Yahya el-Kattan dedi ki: “ibni Ebi Necih Mücahid’den tefsir duymamıştır, rivayet ettikleri Kasım b. Ebi Bezie’dendir.”
Buhari, “Tarihul Kebir”, 5/233, 767-
وعن بعضهم قال : لم يسمع ابن أبي نجيح كل التفسير من مجاهد . قلت : هو من أخص الناس بمجاهد..
Bazıları “ibni Ebi Necih Mücahid’den asla tefsir duymamıştır” demiştirler. ben (ez-Zehebi) derim ki: “o (ibni Ebi Necih) Mücahid konusunda insanların en hasıdır”
ez-Zehebi, “Siyer”, 6/126
demiş ki:) Bunu Ali bin Ebi Talib, Zubeyr bin Avvam, Talha bin Ubeydullah ve Ubey bin Kab’a –Allah hepsinden razı olsun- sordum. Hepsi de aynısını emretti.” (Huseyn) Dedi ki: Yahya (bin Ebi Kesir dedi ki:) bana Ebu Seleme haber verdi, Urve bin ez-Zubeyr ona haber vermiş, Ebu Eyyub’da aynısını Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’den işittiğini ona haber vermiş.7
Bu babda cimanın mücerred olarak –boşalma olsun ya da olmasın- guslü bozduğuna dair Ebu Rifa’nın Ebu Hureyre’den rivayeti vardır.8
وبه قال مالك ومن تبعه من أهل المدينة، وكذلك قال سفيان وجماعة من أهل العراق من أصحاب الرأي وغيرهم، وهذا قول الشافعي وأصحابه، وبه قال أحمد وإسحاق وأبو ثور وهو قول كل من نحفظ عنه من أهل الفتيا
من علماء الأمصار ولست أعلم اليوم بين أهل العلم فيه اختلافا
İbnu’l Munzir dedi ki: “Malik9 ve Medine ehlinden ona tabii olanlar da böyle (cimanın boşalma olsun ya da olmasın guslü gerektirdiğini) söylemiştir. Aynı şekilde Sufyan, Rey ashabından olan Irak ehlinden bir cemaat ve diğerleri de böyle söylemiştir. Bu Şafii ve ashabının kavlidir.10 Ahmed11, İshak ve Ebu Sevr de böyle söylemiştir. Kendisinden hıfz da bulunduğumuz beldelerde ki alimlerden olan fetva ehlinin hepsinin kavli budur. Bugün bu hususta ilim ehlinin arasında herhangi bir ihtilaf bilmiyorum.”12
Alimlerin ekserisine göre meni akıtmaksızın yapılan cimanın guslü gerektirmediği hükmü nesholunmuştur. Lakin Buhari’ye göre neshin sabit olduğuna dair delil olmadığı için kesin bir hüküm bildirmemiş ve meni akıtmaksızın yapılan cimadan sonra gusl almanın en ihtiyatlısı olduğunu söylemiştir.13 Biz de Buhari gibi bu hususta ihtiyatlı davranmanın en doğrusu olduğuna inanıyoruz.
Yine hafif olmayan baygınlık, sarhoş olmak ve kişinin yellendiğini farkedemeyeceği uyku da abdesti bozar.14 Lakin İmam Şafii’nin de söylediği gibi uykunun her hali için ihtiyaten abdest almak en güzelidir.15
Kusma ve vücuttan kan veya irin çıkmasına gelince bunlar abdesti bozmaz.
قال مالك: الأمر عندنا أنه لا يتوضأ من رعاف، ولا من دم ، ولا من قيح يسيل من الجسد، ولا يتوضأ إلا من حدث يخرج من ذكر، أو دبر، أو نوم
İmam Malik dedi ki: “Bizim yanımızda hükm şöyledir: Burun kanamasından, kan çıkmasından ve bedenden irin akmasından dolayı abdest gerekmez. Yanlızca zekerden ve dübürden çıkan hadesten ve uykudan dolayı abdest gerekir.”16
Allah en doğrusunu bilir.
↑ Maide suresi, 6.ayet
↑ Yani namazdaymışçasına sevap kazanır.
↑ Sahihu’l Buhari, No: 176. İsnadı sahih ve muttasıldır. Buhari bu hadisi “Yanlız iki çıkış yerinden, ön ve arkadan (çıkan şeyler için) abdesti gerekli gören kimse” babında zikretmiştir.
↑ Sahih Muslim, No: 303. İsnadı sahih ve muttasıldır.
↑ Musned Ahmed, No: 27295. İsnadı sahih ve muttasıldır. Hadis ehlinden bazıları bu rivayeti zayıflamıştır. Lakin İmam Darakutni hadisin sahih olduğunu ve Urve’nin bu hadisi Busra’dan da işittiğini ispatlamıştır. Bknz. İlelu’d-Darakutni, 15.cilt, 313-356.sayfalar arası
↑ Muhtasaru’l Buveyti, No: 42
↑ Sahihu’l Buhari, No: 292. İsnadı sahih ve muttasıldır.
↑ Sahihu’l Buhari, No: 291 ve diğerleri. İsnadı sahih ve muttasıldır.
↑ Muvatta, el-Leysi rivayeti, No: 144, 143, 145, 146 ve 147, el-Mudevvene, 1.cilt, 135.syf
↑ el-Umm, 1.cilt, 52.syf, Muhtasaru’l Muzeni, 8.cilt, 97.syf,
↑ Mesailu Ahmed Rivayetu Salih, No: 1665, Mesailu Ahmed Rivayetu Abdullah, No: 116
↑ el-Evsat fi’s-Suneni ve’l-İcmai ve’l-İhtilaf, 2.cilt, 81.syf
↑ Sahihu’l Buhari, No: 293
↑ Hangi uykunun abdesti bozduğu hususunda ulema arasında ciddi bir ihtilaf cereyan etmiştir. Bu babda rivayet edilen hadislere, ulemanın ihtilaflarına ve eski görüşümüzün reddine başka yerde değindik.
↑ el-Umm, 1.cilt, 28.syf. İhtiyaten abdest alan kişi kendisini evhamlardan korumuş olur.
↑ Muvatta, el-Leysi rivayeti, No: 57
**ABDESTİ BOZAN HALLER NELERDİR?
Soru: Abdesti bozan haller nelerdir?**
Cevap:
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِذَا قُمْتُمْ إِلَى الصَّلَاةِ فَاغْسِلُوا وُجُوهَكُمْ وَأَيْدِيَكُمْ إِلَى الْمَرَافِقِ وَامْسَحُوا بِرُءُوسِكُمْ وَأَرْجُلَكُمْ إِلَى الْكَعْبَيْنِ وَإِنْ كُنْتُمْ جُنُبًا فَاطَّهَّرُوا وَإِنْ كُنْتُمْ مَرْضَى أَوْ عَلَى سَفَرٍ أَوْ جَاءَ أَحَدٌ مِنْكُمْ مِنَ الْغَائِطِ أَوْ لَامَسْتُمُ النِّسَاءَ فَلَمْ تَجِدُوا مَاءً فَتَيَمَّمُوا صَعِيدًا طَيِّبًا فَامْسَحُوا بِوُجُوهِكُمْ وَأَيْدِيكُمْ مِنْهُ
“Ey iman edenler, namaza kalktığınız zaman yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın. Başlarınızı meshedin, topuklara kadar ayaklarınızı da (yıkayın). Eğer cünup olursanız temizlenin. Eğer hastaysanız ya da seferdeyseniz ya da biriniz tuvaletten gelmişse ya da kadınlara dokunmuşsanız ve su bulamamışsanız temiz toprakla (yeryüzüyle) teyemmüm edin, yüzlerinize ve ellerinize ondan sürün.”1
Allah subhanehu ve teala’nın “…ya da biriniz tuvaletten gelmişse…” kelamı tuvalette iken önden ve arkadan çıkan herşeyin abdesti bozduğuna delildir. Yellenmek de buna dahildir.
حدثنا آدم بن أبي إياس، قال: حدثنا ابن أبي ذئب، حدثنا سعيد المقبري، عن أبي هريرة، قال: قال النبي صلى الله عليه وسلم: لا يزال العبد في صلاة ما كان في المسجد ينتظر الصلاة ما لم يحدث فقال رجل أعجمي: ما الحدث يا أبا هريرة؟ قال: الصوت يعني الضرطة
Buhari dedi ki: Bize Adem bin Ebi İyas tahdis etti, dedi ki: Bize İbn Ebi Zi’b tahdis etti, bize Said el-Makberi tahdis etti, o Ebu Hureyre’den, dedi ki: Nebi sallallahu aleyhi ve sellem dedi ki: “Kul, abdestini bozmadan mescidde namazı beklediği müddetçe namazdadır.”2
Bunun üzerine yabancı bir adam dedi ki: “Ey Ebu Hureyre, hades nedir?” (Ebu Hureyre) Yellenmeyi kastederek dedi ki: “Sestir.”3
Zekerden mezi veya vedi çıkması da abdesti bozar
حدثنا يحيى بن حبيب الحارثي، حدثنا خالد يعني ابن الحارث، حدثنا شعبة، أخبرني سليمان، قال: سمعت منذرا، عن محمد بن علي، عن علي أنه قال: استحييت أن أسأل النبي صلى الله عليه وسلم عن المذي من أجل فاطمة، فأمرت المقداد فسأله فقال: منه الوضوء
Muslim dedi ki: Bize Yahya bin Habib el-Harisi tahdis etti, bize Halid –yani- İbnu’l Haris tahdis etti, bize Şube tahdis etti, bana Suleyman haber verdi, dedi ki: Munzir’i işittim, o Muhammed bin Ali’den, o Ali’den, dedi ki: “Fatıma (nikahım altında olması) sebebiyle Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’e mezi hakkında sormaktan utandım. Mikdad’a emrettim, o da (bunu) ona (Nebi’ye) sordu. (Nebi) Dedi ki: “Bu abdesti gerektirir.”4
Yine zekere dokunmak da abdesti bozar.
حدثنا يحيى بن سعيد، عن هشام قال: حدثني أبي، أن بسرة بنت صفوان أخبرته، أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال: من مس ذكره فلا يصل حتى يتوضأ
Ahmed dedi ki: Bize Yahya bin Said tahdis etti, o Hişam’dan, dedi ki: Bana babam tahdis etti, ona Busra bint Safvan haber vermiş, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle demiş: “Kim zekerine dokunursa abdest alana kadar namaz kılmasın.”5
Zekere elbisenin üstünden dokunmak ise abdesti bozmaz. Çünkü böyle yapan zekerine değil zekerinin üstünde ki elbiseye dokunmuş olur.6
Yine meni akıtmaksızın yapılan cima da abdesti bozar.
حدثنا أبو معمر، حدثنا عبد الوارث، عن الحسين، قال: يحيى، وأخبرني أبو سلمة، أن عطاء بن يسار، أخبره أن زيد بن خالد الجهني، أخبره أنه، سأل عثمان بن عفان فقال: أرأيت إذا جامع الرجل امرأته فلم يمن؟ قال: عثمان: يتوضأ كما يتوضأ للصلاة ويغسل ذكره قال عثمان: سمعته من رسول الله صلى الله عليه وسلم فسألت عن ذلك علي بن أبي طالب، والزبير بن العوام، وطلحة بن عبيد الله، وأبي بن كعب – رضي الله عنهم – فأمروه بذلك. قال: يحيى، وأخبرني أبو سلمة، أن عروة بن الزبير أخبره أن أبا أيوب أخبره أنه سمع ذلك من رسول الله صلى الله عليه وسلم
Buhari dedi ki: Bize Ebu Mamer tahdis etti, bize Abdulvaris tahdis etti, o Huseyn’den, dedi ki: Yahya(bin Ebi Kesir dedi ki:) ve bana Ebu Seleme tahdis etti, ona Ata bin Yes’ar haber vermiş, ona Zeyd bin Halid el-Cuheni haber vermiş ki o Osman bin Affan’a sormuş ve demiş ki: “Karısı ile cima edip de meni akıtmayan kimse hakkında görüşün nedir?” Osman demiş ki: “Namaz için abdest aldığı gibi abdest alır ve zekerini yıkar.” Yine Osman demiş ki: “Bunu Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’den işittim.” (Zeyd devamen
en-Nesai rahimehullah, ed-Duafa, no; 620’de “Metruku’l-hadistir/Hadisleri terk edilmiştir.” demiştir.
el-Cevzacani rahimehullah, Ahvalu’r-Rical, no; 69’da “Kezzab/Yalancı”demiştir.
Netice olarak bu hadis münkerdir.
Allah en iyi bilendir.
İbn İshâk dedi ki : ve bana Yezîd bin Ebî Habîb tahdis etti , o Mersed bin Abdullah el-Yezéni'den , o Ebû Ruhm es-Semmeî'den dedi ki : bana Ebû Eyyûb رضي الله عنه tahdis etti dedi ki :
(Nebı'nin s. Tevâzûsu Ve Ashâbın Ona Duyduğu Muhabbet)
Nebî صلى الله عليه وسلم benim evime indiği zaman (geldiğine) alt kata indi, ben ve Ummu Eyyûb Yukarıdaydık, Ben ona dedim ki : Ey Allahın Nebîsi صلى الله عليه وسلم Anam ve babam sana fedâ olsun, Muhakkak ki ben Senin üstünde olmayı, Senin benim Altım'da Olamanı Kerîh ve Büyük bir iş olarak görüyorum, izin ver de , sen üstte ol , Biz inelim ve altta olalım Rasûlullah صلى الله عليه وسلم dedi ki : Ey Ebû Eyyûb, Biz ve Bizim Etrafımızdakiler için en iyisi evin Altında olmamız'dır.
¹(Ashâbın Rasûlüllâh'a Eziyet Vermeme Hususundaki Titizliği )
Ebû Eyyûb رضي الله عنه dedi ki : Rasûlullah s. Evin Altında idi, Onun üstünde idik , içi su dolu bir kovamız kırıldı bunun üzerine Ben ve Ummu Eyyûb Bir Kadife'yi aldık ki bizim ondan başka örtümüz yoktu , Suyu Temizlemeye Başladık Korktukki Rasûlullah'ın Üzerine Ondan birşey Damlar ve O'na Eziyet Verir.
(Ashâbın Rasûlüllâh'a Olan Alâkasının Bir Başka örneği)
Ebû Eyyûb dedi ki : Biz Ona Akşam Yemeği Yapıp ona Gönderiyorduk , Bize Yemekten Fazlasını/Kalanı Gönderdiği Zaman Ben ve Ummu Eyyûb Onun Elini Vurduğu yer ile Teyemmum ediyorduk, Ondan Bereket Ulaşmasını umarak yerdik. Tâ ki bir Gün O'na Akşam Yemeği Gönderdik, Ama biz Onu Soğan veya Sarımsaktan Yapmıştık. Rasululullah s. Onu GeriGönderdi ve Ben onda Rasûlullah'ın elinin Eserini görmedim ( Yani Yememişti) Sonra onun Yanına Çekinerek gittim dedim ki: Ey Allahın Rasulu anam babam Sana Feda Olsun Akşam Yemeğini Geri Gönderdin Ve Ben Onda Senin Elinin eserini Görmedim (Yâni Yememişsin) Sen yemeğini Gönderdiğin zaman ben ve Ebu Eyyûb senin Elinin eseri olan bölgeden Bereket Ulaşmasını Umarak Teyemmum ederdik, Rasulullah صلى الله عليه وسلم dedi ki: Ben Onda O Bitkinin Kokusunu Aldım , Ben Munâcaat eden bir Adamım, Ama siz Onu Yeyin Ebu Eyyub dedi ki : Biz Onu yedik, Bundan Sonra da Onun için bu Bitkiden yemek Yapmadık ...
(Sîreti İbn Hişâm , Rasulullahın Hicreti, Mescid Binâ edilmeden öncesi)
***أحكام أهل الملل والردة من الجامع لمسائل الإمام أحمد بن حنبل، لإبي بكر الخلل؛ 1/375-378)
(Buraya kadarki bütün Nakil'ler (1052-1065), Ebû Bekr el-Hallâl'ın; "Ahkâmu Ehli-l Mileli ve-r Riddeti mine-l Câmi'i li-Mesâli-l İmâmi Ahmed (1/375-378)", adlı eserden nakledilmiştir.)***
***Bize el-Mervezî, Ebâ Abdillâh'ın (yani İmâm Ahmed'in) şöyle dediğini haber vermiştir; "Alî b. Ebî Tâlib (ra)، Benî Tağleb Hristiyan'larının kestiklerinin (yenmesini yasaklayıcı biçimde) kerih görüyordu. Buralarda ise (bırak Benî Tağleb Hristiyan'larını), Mecûsî'lerin kestiklerini yemekte (bile) bir sıkıntının olmadığını düşünen birileri var, ki bu ne kadar hayret edilecek bir durumdur." (El Mervezî dedi ki;) "Bununla Ebû Sevr'e karşı çıkıyordu. (İmâm Ahmed’e) denildi ki; “Mecûsî’lerin kestiklerinin (helalliği) konusunda (bazı kişiler tarafından), Sa’îd b. El-Museyyeb delil olarak getiriliyor.“ (İmâm Ahmed cevap olarak) dedi ki; “Sa’îd’den aksi de rivayet edilmiştir!” (İmam Ahmed) daha sonra dedi ki; “İnsanlar (ancak) Mecûsî’lerin avı hakkında ihtilaf etmişlerdir. Kestikleri (hayvanların etlerine) gelince; Bu konuda (herhangi bir ihtilaf) bilmiyorum.”
أَْخبَ َرنِّينِي منصور بن الوليد، أن جعفر بن ُم َحَّمد حدثهم، قَا َل :سمعت أبا عبد هللا ذكر عنده قول من يقول :تؤكل ذبائح المجوس! فغضب وَقَالَ قول سرء، عل، رَضِيَ اللهُ عَنْهُ، لم يصير نصار بني تغلب من أهل الكتاب، فكيف المجوس؟
1053- Bana Mansûr b. el-Velîd, Ca'fer b. Muhammed'in kendisine şöyle dediğini haber vermiştir; "Ebâ Abdillâh'ın (yani İmâm Ahmed'in) yanında Mecûsî'lerin kestiklerinin yenilebileceğini söyleyen kişilerin sözleri zikredilirken, sinirlenip şöyle dediğini duydum; "Ne kötü bir söz! Alî (ra) Benî Tağleb Hristiyan'larını (bile) Kitap Ehli'nden saymamışken, Mecûsî'lerin durumu acaba nasıldır?!"
أَْخبَ َرنِّي عبد الملك بن عبد الحميد، أن أبا عبد الله قَالَ؛ المجوسي لا تؤكل ذبيحته قَلَ؛ ولا أعلم بخلا فه، إلا أن يكون صاحب بدعة
1055- Bana Abdulmelik b. Abdilhamîd, Ebû Abdillâh'ın (yani İmâm Ahmed'in) şöyle dediğini haber vermiştir;
"Mecûsî'lerin kestikleri yenilmez." Ve dedi ki; " Bu konuda, bidatçı birisinden (sadır) olması müstesna, bunun aksine (bir görüş) bilmiyorum."
أَْخبَ َرنَا ُم َحَّمد بن علي، قَا َل : َحدَّثَنَا األثرم، قَا َل :سمعت أبا عبد لله يكره ذبائح المجوس، وأنكر َعلَى من قَالَ :تحل ذبائحهم
1057- Bize Muhammed b. Alî haber edip dedi ki; Bize el-Esrem şöyle dedi;
"Ben Ebâ Abdillâh'dan (yani İmâm Ahmed'den), Mecûsî'lerin kestiklerini (yemeyi) kerih gördüğünü ve "(Mecûsî'lerin) kestikleri helaldir", diyenleri reddettiğini duydum.
أخَْبَرَنِّي عصمة بن عصام، قاَلَا :حَدَّثنَاَ حنبل، أن أبا عبد الله قَالاَ :ل تؤكل ذبيحة المجوسي وإن قاَلاَ :قد سميت عَلَيْهَا .وَقَالاَ حنبل فِّي موضع آخر، قاَلاَ :لأنهم ليسوا أهل كتاب، ول يسمون عَلَى الذبيحة
1058- Bana İsmet b. İsâm haber edip dedi ki; Hanbel, bize Ebû Abdillâh'ın (yani İmâm Ahmed'in) şöyle dediğini anlattı;
"Mecûsî'nin kestiği yenmez; "Ben (hayvanı keserken) üzerine Allâh'ın adını andım", dese bile." Hanbel yine başka bir yerde dedi ki; "Zira onlar Ehl-i Kitap değiller ve (genel olarak zaten) kestikleri (hayvanlar) üzerine Allâh'ın adını anmazlar.
قاَلاَ :وَحَدَّثنَِّي أبي، قاَلاَ :حَدثَّنَاَ يحَْيىَ بن سعيد، عن ابن جريج، قاَلاَ :أخَْبرََنِّي عمرو بن دينار، عن أبي الشعثاء، عن عكرمة، قاَلاَ :وإن .ذبح المجوسي وذكر اسم الله فل تطعمه
Ve dedi ki; Babam bana şöyle anlattı; Yahyâ b. Sa'îd bize; İbnu Cureyc'in; Amr b. Dînâr'ın, Ebî Şa'sâ'dan İkrime'nin şöyle dediğini anlattı;
"Mecûsî (hayvanı) kesip, Allâh'ın adını ansa dahi, yinede ondan yeme!"
أخَْبَرَناَ مُحَمَّداُ بْاُن إسِّْمَاعِّيلَ، قاَ اَل :حَدَّثنَاَ وَكِّي ع، عَ اْن سُفْياَنَ، عَناْ أبَيِّ إسِّْحَاقَ، عَناْ قَيْ اسِّ بْ اِّن سَكَ نا الْأسَْدِّ يِّ، قاَلاَ :قاَلاَ رَسوُلاُ اللّاَِّّ صَلَّى ااَّللُّ عَلَيْاِّه وَسَلَّاَم :«إِّنكَُّماْ نَزَلْتاْمُ بِّفاَرِّساَ وَالنبَّطَِّ، فإَذِّاَ اشْترََيْتمُاْ لحَْمًا فإَنِّاْ كَاناَ ذَبحََاهُ يهَُودِّ ي، أوَاْ نصَْرَان ايِّ فكَلُوُا، وَإنِّاْ كَا اَن ذَبحََاهُ مَجُوسِّ يافلَ تأَكْلُوُا
Bize Muhammed b. İsmâ'îl haber edip dedi ki; Bize Vekî'; Sufyân'dan; İshâk'ın; Kays b. Seken el-Esedî'nin şöyle dediğini anlattı; Rasûlullâh (savs) şöyle buyurmuştur;
"Nıbtîler'in bulunduğu Fars topraklarına indiniz. Öyleyse onlardan et satın almak istediğinizde, eğer (hayvanı) Yahûdî yada Hristiyan kestiyse yiyin! (Yok) onu Mecûsî kestiyse ondan yemeyin!" (İmâm Ahmed (rh), Sahîh bir senedle rivayet etmiştir)***
*Ebû İsmâîl el-Herevi dedi ki: İşittim ki Abdullah b. Ebi Nasr el-Mueddib (şöyle) diyordu: Ebu Nasr es-Sâbuni mezhebinden ötürü babasının üzerine (cenaze) namazı kılmadı.
Zemmu'l Kelam ve Ehlihi (Kelam ve Ehline Kınama)
Çünkü babası Eş'ari mezhebindendi*
Bu bazamizda faqat birinchi sinfga oid fayllarni topishingiz mumkin
Last updated 6 months, 3 weeks ago
КАНАЛ ЭГАСИ: @BBEEEKKK
АДМИН+РЕКЛАМА: @martiniix
UC: @WELCOME_UC
АРЕНДА https://t.me/ARENDA_WELCOME
ОТЗЫВ: https://t.me/WELCOME_OTZIV
Last updated 2 months ago
وكالة تركمنلار الاخبارية
Türkmenler Haber Ajansı
Last updated 1 day, 16 hours ago