Solcu Gazete Telegram kanalı.
Reklam ve iletişim için: @iletisimads
Last updated 8 hours ago
Telegram sayfamda, Instagramda paylaşamadığım, +18 paylaşımlar yapıyorum🌹
Last updated 6 days, 16 hours ago
Kur'an'ı Kerim'den
Dediler ki: "Biz bir yığın kemik, bir yığın ufantı olduğumuz zaman mı yeniden bir yaratılışla diriltilecekmişiz, biz mi?"
De ki: "(Şüphe mi var?) İster taş olun ister demir!"
"Yahut aklınızca, diriltilmesi daha da imkânsız olan başka bir varlık olun, (yine de diriltileceksiniz.)" Diyecekler ki: "Peki bizi hayata tekrar kim döndürecek?" De ki: "Sizi ilk defa yaratan." Bunun üzerine başlarını sana (alaylı bir tarzda) sallayacaklar ve "Ne zamanmış o?" diyecekler. De ki: "Yakın olsa gerek!"
Allah'ın sizi (kabirlerinizden) çağıracağı, sizin de O'na hamd ederek emrine hemen uyacağınız ve (kabirlerinizde) pek az kaldığınızı sanacağınız günü hatırla!
İsra 49-52
📖 @KuRaN_HiKMeTt 📖
Allah’ın İlahlığına (Ulûhiyetine) Ait Bazı Özellikler
➡️ Allah Teâlâ’nın ilah olmasından kaynaklanan bir takım hususiyet ve özellikleri vardır. İslam âlimleri Kur’an ve Sünnet çerçevesinde bu özellikleri şu şekilde açıklamışlardır:
1) Hüküm Vermek☝🏼
Bu Allah Teâlâ’nın ulûhiyetinin (ilahlığının) en belirgin özelliklerindendir. Rabbimiz şöyle buyurur:
“İyi bilin ki, yaratmakta emretmekte yalnız O’na aittir.”
📖(A’raf/54)📖
“Hüküm ancak Allah’ındır.”
📖(En’am/57)📖
“Hüküm yalnız Allah’ındır.”
📖 (Yusuf/40)📖
“Bilin ki hüküm ancak O’nundur.”
📖(En’am/62)📖
“O (Allah) hükmüne hiç bir kimseyi ortak etmez.”
📖(Kehf /26)📖
➡️ Yüce Allah’ın mutlak hükmeden olduğuna ve hükmünde hiç bir ortağı bulunmadığına işaret eden deliller bunlarla sınırlı değildir elbette. Bunun birçok delili vardır. Bu nedenle her kim, sadece Allah’a ait olan bu özelliğin kendisinde de bulunduğunu iddia etse, “ilahlık” iddia etmiş ve kendisini ilah yerine koymuş demektir. Kim de onun bu iddiasını onaylar ve hâkimiyet noktasında ona destek verirse, Allah’tan başka ilahlar edinmiş olur. Böylelerinin “Ben ilahım” veya “Ben ilah edindim” demelerine gerek yoktur. Onlar bu vasfı kendilerinde görmekle veya birilerine vermekle ―kabul etmeseler bile― dinden çıkarlar. Bu noktada
📚 İslam şehidi Seyyid Kutub’un şu cümlelerini nakletmenin yararlı olacağını düşünüyoruz: O, “Fî Zilâli’l-Kur’ân” adlı muhteşem tefsirinde şöyle der:📚
☝🏼 “Hüküm vermek ancak ve ancak Allah’a aittir. Ulûhiyetin sadece ona ait olması sebebiyle hüküm vermek ve hükümran olmak ancak O’nun hakkıdır. Hükümranlık, ulûhiyetin icaplarındandır. Hükümranlıkta hak iddia eden kimse, ulûhiyetin ilk şartında Allah’la mücadeleye girişmiş olur. Bu kimse ister fert, ister insanların bir tabakası, ister bir parti veya grup, ister bir millet, isterse bütün dünyanın meydana getirdiği âlemşümul bir insan kütlesi olsun fark etmez. Ulûhiyetin ilk şartı olan hükümranlık üzerinde Allah’la mücadeleye giren ve kendine hükümranlık izafe etmeye çalışan kimse küfre girmiştir, apaçık bir kâfirdir. Bu kimsenin küfrü, dinin kat’i hükümleri ile sabittir. Bu konudaki kat’i hükümler cümlesinden olarak, sadece biraz önce mealini verdiğimiz ayetin hükmü dahi kâfi gelir…
📖 @KuRaN_HiKMeTt 📖
Ölüm ismi ürpertici gelmiyor artık.?
Genciz daha...
Onca işim, art arda dizilmişken...
Bir perde indirseniz şu ölüm lafına...
Perde gözlere indirmişken.!
Yoksa bu güveni nerde buluyorsun ki...
Evet güven...
Sabah ilk adımı atarken suprizlerle karşılaşma...
Bazen isyan, bazende bir tebessüm...
Yada birden geliveriyor hayaller..
Bir umut,bazende umutsuzluğa bürünüyorsun...
Yada şimdi...
Kapanır birden gözlerin...
Bir anda açılır,seyre dalarsın sabahın ilk ışığına...
Ya o ışık: Sonsuz karanlığa bir başlangıç olsa...
Ey ölümlü..!
Bir nefes kadar yakın ölümü çokça an...
Demiyorum dünya olsun sana zindan...
Rehber istiyorsan yeterli değil mi sana Kur'an...🥀🥀
📖 @KuRaN_HiKMeTt 📖
? Allah Azze ve Celle'nin gökte oluşunun delilleri:
? Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:
“Göktekinin sizi yere batırmayacağından emin misiniz?.. Yoksa göktekinin üzerinize taş yağdıran bir fırtına göndermeyeceğinden emin misiniz?..”
Mülk 16, 17
? Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:
“…Güzel sözler ancak O’na yükselir. Onları da (Allah’a) salih ameller yükseltir.”
Fatır 10
? Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:
“Onlar üstlerindeki Rablerinden korkarlar.”
Nahl 50
? Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:
“Firavun: ‘Ey Haman! Bana yüksek bir kule yap! Belki yollara, göklerin yollarına erişirim de Musa’nın ilahını görürüm…’ dedi…”
Mü’min 36-37
? Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:
“Doğrusu Allah, onu (İsa’yı) kendisine yükseltmiştir…”
Nisa 158, Âl-i İmran 55
◻️Bu hususta Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
a) Muaviye bin Hakem hadisinde Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), efendisinden tokat yiyen cariyeyi imtihan ederken:
−Allah nerede? diye sordu.
Cariye:
−Semadadır (semanın üzerindedir), diye cevap verince Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’de bunu kabul ve ikrar etti.
Müslim 537/33
b) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
“…Sizler yeryüzü ahalisine merhamet edin ki, semada bulunan (Allah) da size merhamet etsin.”
Ebu Davud 4941
c) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
“Ben semada olan Allah’ın emini (kendisine güvenileni) olduğum halde sizler bana güvenmiyor musunuz? Halbuki sabah akşam bana gökyüzünün haberi geliyor.”
Buhari 4045, Müslim 1064
? @KuRaN_HiKMeTt ?
Ey Allahım! Bizi her türlü zalimden ve haksızlıktan muhafaza buyur. Bulunduğumuz her alanda; Senin rızan için adaleti gözetenlerden ve haksızlık yapmaktan sakınanlardan eyle. Hesabını veremeyeceğimiz amellerle meşgul olmaktan muhafaza buyur. Sözümüzün geçtiği ya da geçmediği her yerden rızanı kazanarak ayrılanlardan eyle.
? SAYFADAN GÖNLE DÜŞEN ?
Kabe’yi tavaf edenleri seyrediyorum. İnsanlar sanki yürüyerek değil de akarak dönüyorlar. Hayranlıkla bakarken gözümün önüne küçükten büyüğe, bulunduğumuz aleme ait görüntüler geliyor. Atom çekirdeğinin etrafında dönen elektronlar. Güneş ve etrafında ilerleyen gezegenler. Ve bir galaksi. Hepsinde bir merkez ve o merkezin etrafında akıp giden bir düzen. Bir parçası yolunu şaşırsa, alıp başını gitse, uyumları bozulur. Bir düzenin bozulması, diğerlerine de sirayet eder.
Allah Teala, kalbimizin, bedenimizin ve ruhumuzun aralarındaki ilişkilerin sağlam kalabilmesi için, fıtratımıza uygun, ihtiyacımız olan şeriatı yaratmıştır. Alemi ve aleminde yaşayıp gitmişleri ibret kılmıştır.
Yine de kafasına göre takılmayı seçmek caziptir. Dünya üzerinde başıboş, aşırılıklar içerisinde yaşadıkça ruh, kalp ve bedenin ilişkileri kopar ve insan iki dünyası arasında sıkışır. İmtihanların yükü altında ezilir. Her şey, kendi mantık çerçevesine uysun ister. Uyumsuz gördüklerinin içeriğine aldırmadan sırtını döner. Kalbi körleşir. Sadece batılın çağrılarına kulak asar. Bedeni zaten her geçen gün yaşlanmaktadır. Zamanın aleyhine işlemesi, kendisini korkutur ama dünya zincirlerinden kurtulmak istememektedir. Çünkü boğulan ruhunun huzursuzluğunun ilacını yanlış yerlerde aramaktadır.
Rabbim! Kabe’n kıblem. İslam direğimle. Sağ elimde Kur’ân-ı Kerim, sol elimde Rasûlullah (sav)’in sünnetiyle. Dilimde Senin adınla. Kalbimde imanınla, hem dünyadaki hem de huzuruna olacak dönüşümü kolaylaştır.
Rabbim! İç ve dış alemindeki (ruh-kalp-beden) düzeni koruyanlardan. Ahiretiyle dünyası arasındaki uyumu sağlayanlardan. Yaşadığı dünyadan, hiçbir canlı ve cansızın hakkına girmeden ayrılanlardan. Kendisini hoşnutluğunu kazanmaya adayanlardan olmamızı nasip et.
? @KuRaN_HiKMeTt ?
Allah’ın ayetlerine iman ve itaat eden, Kur’an ahlakına sahip olan Rasulullah (sav)’in hayatını örnek alan ve bunların yani Kur’an-ı Kerim ve sünnet üzerinde düşünerek kendisini geliştirmeye çalışan bir kulun, yeryüzündekilere (insanlara ve hadiselere) karşı gözü ve kalbi açık olur. Göze ve kulağa hoş gelenlerin ve hatta nefsin meyil ettiklerinin ardında yatan tehlikelere karşı dikkat kesilir. Zira, hakiki bilgilerle donanan kişinin ufku açılır ve mücadelenin gerektiği an ve mekanları doğru seçer.
Tarihten bugüne, insanın -özellikle de- nefsani hevesler bakımından değişmediği bir gerçektir. Günümüzde devam eden savaşlar ve zayıf diye algılanan azınlıklara karşı yapılan haksızlıklar; bu gerçeği destekleyen bir kanıttır. Bu çatışmaların ardında bulunan kişiler, Kur’an-ı Kerim’in uyardığı iki yüzlü yöneticilerdir. Günümüz psikolojisinde; toplumları geriye götüren, bozgunculuk çıkaran, nesilleri ve ürünleri yok eden, belli bir güce ve kendisini takip eden kitleye sahip diktatörlere ‘psikopat’ tanımlaması yapılmaktadır.
Psikopat birinin özelliklerine bakıldığı zaman, iki yüzlü münafıklarla yani daha genel bir manada dost görünümlü düşmanlarla aynı oldukları anlaşılır. Zira; onlar kendi nefisleri için yaşarlar ve menfaat gördükleri uğruna her şeyi yaparlar. Kaba bir özetle; başarılı bir psikopat karizmatiktir, ilgi çekicidir, zekidir, özgüveni yüksektir, bağımsızdır, usta yalancıdır, ikna kabiliyeti yüksektir, bencildir, acımasızdır ve son olarak sınırsız bir güç açlığı vardır. Bu açlıktan dolayı, zalim yöneticiler, yıllar geçtikçe daha da tehlikeli bir hale bürünmüşlerdir.
Belki, kişinin bulunduğu zamanın zalimlerine karşı eli bağlıdır ama kendisine ve yetiştirdiklerine karşı değildir. İki yüzlü münafıkların ya da modern ifadeyle psikopatların zarar vermek için belli bir makama sahip olmasına gerek yoktur. Evdeki ailesine, okuldaki öğrencisine, dükkandaki müşterisine, bakımındaki hastasına, emrindeki çalışanına ve daha nice sözünün geçtiği her yerde başkalarına haksızlık yapabilir ya da zulmedebilir. Bir mümin, üstün ele gücüne sahip olduğu her alandaki haline ve ahlakına çekidüzen vermekle yükümlüdür. Bunun yolu da, yaptığı her işi ve sorumluluğu bilinçli bir şekilde yerine getirmekten geçer.
?Kur’anda Yahudilerin akıbeti;⚡
“Biz bir memleketi helâk etmek istediğimizde, onun refah içinde yaşayan şımarık elebaşlarına (itaati) emrederiz de onlar orada kötülük işlerler. Böylece o memleket hakkındaki hükmümüz gerçekleşir de oranın altını üstüne getiririz” (İsra, 16)
Tevrat’ta yahudilerin akıbeti;
“Yehuda’da (Telaviv) bildirin ve Yeruşelim’de (Kudüs) işittirin ve deyin; Memlekette boru çalın; yüksek sesle bağırın. Ve deyin: Toplanın da duvarlı şehirlere girelim. Siyona doğru bayrak kaldırın; kaçıp sığının, durmayın; çünkü ben Şimalden (Kuzeyden) üzerinize büyük bela ve kırgın katliam (Allahû alem Türkler)
getireceğim. İşte aslan sık ormanından çıktı. Ve ‘milletleri helak eden’ (cengâver) yola düştü; şehirlerin harap olsun ve onlarda oturan kalmasın diye senin diyarını viran etmek için yerinden çıktı” (Yeremye Bab 4, Pargraf 3)
İşte bu da hadis;
“Öyle ki Yahudiler taşların ve ağaçların arkasına saklanacak ama ağaç ve taş dile gelerek 'Ya Müslim! Ey Allah (c.c.) kulu! Gel, bak benim arkamda Yahudi var, buraya gizlendi, benim arkamda, gel onu cezalandır, diyecek. Sadece 'gargat' ağacı bunu söylemeyecek çünkü o Yahudi ağacıdır” buyruluyor. (Sahih-i Müslim, Kitab-ul Fiten H. 2239).
Buna rağmen yahudiler her ihtimale karşı diye İsrail’de heryere gargat ağacı dikiyorlar.
İşte hiçbir ikazı dinlemeyen, dünyayı takmayan İsrail’in akıbeti bu!
? @KuRaN_HiKMeTt ?
? SAYFADAN GÖNLE DÜŞEN ?
Yaşamak; dengede kalma savaşı. Nefsinin iki uca çekiştirmesine karşı gelme çabası. Ya hep, ya hiç sözlerine meydan okuma sanatı.
Huzur, her şeyin ortasını tutturmakta gizli. Uçta yaşamak insanın bedenine, kalbine ve ruhuna bir çeşit zulmü. Yine de dünya gözü hep uçlarda. Halbuki, yolu uzatan ve zorlaştıran, o uçlar. Maddi ve manevi ferahlıklardan uzaklaştıran, onlar.
Allah, kuluna karşı en merhametlidir. İslam dininin emirleriyle, insanı sarıp sarmalayandır. Kulunun yükünü hafifletmek isteyendir. Dünyayla ahiretin arasındaki dengeyi sağlamanın yolunu göstererek, iki cihanı da kazanma fırsatı verendir.
Doğu ve Batı’nın sahibi olan Allahım! Duymasına rağmen cahil gibi davranmaktan ve bilmesine rağmen tembel gibi üşenmekten koru. Korkak gibi kolaya kaçmaktan, kibirli gibi ‘ben bilirim’ demekten ve miskin gibi nefsimin çektiği her yere savrulmaktan koru.
Yöneldiğimiz kıblenin sahibi olan Allahım! Ahiret gözümü uykusundan uyandır. Dünya gözümün ise açlığını gider. İki gözümü de kıblende buluştur. Her işin ortasını tutturarak, kalbimi faziletlerle doldur ve reziletlerden arındır. Nefsimi terbiye etme mücadelemde yardımcım ol. Uçlar içindeki orta yolu bulmamı ve ona ulaşmamı kolaylaştır.(Amin)
? @KuRaN_HiKMeTt ?
Saygı ile sevgiyi, hoşgörü ile tavizi ve empati ile sempatiyi birbirine karıştırdılar. İnsanlar ve toplumlar arasındaki ilişkiyi güçlendirmek yerine; kendilerince zayıf olanın ya da özgüven eksikliği yaşayanın, güçlü olana benzemesini yani onun gibi yaşamasını ve düşünmesini kabul ettiler. Bayramlarını, dini ritüellerini ve ahlaksız özgürlüklerini benimsediler ve kendi özlerinden uzaklaştılar. Bu arada özendikleri üstün görünümlüler, onları yani İslam’ı ve müslümanları tanımak ve sevmek için hiçbir şey yapmadı. Uzun lafın kısası: Allah’ın sınırlarından taviz verenler kaybetmeye mahkumdu.”
Ey Allahım! Kendi ya da başkalarının nefsi için yaşayarak ve Senin dininden tavizler vererek iki cihanını da heba edenlere benzemekten koru. Senin emir ve yasaklarının, bizim için en iyisi olduğuna iman ederek, Sana teslim olanlardan eyle. Yüzümüzün, bedenimizin ve kalbimizin yönünü; Senin yolunda emrettiğin kıble doğrultusunda sabit kıl.
Ey Allahım! Bize kıble tayin ettiğin Mescid-i Harâm’ı çok özledik. Bizi, Mekke ve Medine topraklarından uzaklaştıran kusurlarımızdan arındır, onları düzeltmemiz için yardımcımız ol ve ziyaretimize mani olmak isteyenlerin halini hayırlarla değiştir. Dünyada ve ahirette, kalplerimizi ve bedenlerimizi; hoşnut olduklarına yaklaştır.
?? ALLÂHÜMME AMİN ??
? SAYFADAN GÖNLE DÜŞEN ?
Her çeşit insanın resim yaptığı büyük bir dünya...
İnsanlardan bazısı varmış. Yaptığı resimde görmek istemediklerini sileceğim diye kağıdını yer yer yırtan. Yıpranmış tuvaline bakarken, kendini kandıran. Zamanı dolunca, renklerini sindiremediği, boyalarının topaklandığı eseriyle sırıtan.
İnsanlardan bazısı varmış. Başkalarının yaptığı kötü resimleri misal göstererek: ‘ben resim yapmaktan soğudum’ diyen. ‘Herkes önce kendi tuvalinden sorumludur’ çağrısına kulak asmayan. Zamanı dolunca, suçu yanındakine yıkmaya çalışan.
İnsanlardan bazısı varmış. Hep boyalarından ve tuvalinden taviz veren. Yaptığı resmin bilincinde olmadığı için kararsız adımlarla boyayan. Peşinden koştuklarının gitmesiyle, yalnız bırakılan. Zamanı dolunca, yarım tuvaliyle gelmek zorunda kalan.
İnsanlardan bazısı varmış. Hep gözü başkasının boyalarında ve tuvalinde olan. ‘O kalite bende de olsa’ diye bahaneler türeten. Hayıflanmaktan kendi resmiyle ilgilenemeyen. Zamanı dolunca, daha azıyla, daha güzelini yapanları görmesiyle ağzı açık bakan.
Hepsi geri dönmek istemiş. Cevap belli: dolan zaman, geri boşaltılmazmış.Dönemeyenler keşkeleriyle baş başa kalmış. Çaresiz pişmanlık, ne kötü sonmuş.
Müslümanlar da kendi resimlerini yapmaya geldi. Allah’a sığınarak: cahillikten, tembellikten, hasetten ve kibirden. Öğrenmekten vazgeçmeden. Gerektiğinde yardım etmekten veya istemekten çekinmeden. Başkalarının yanlış müdahelelerine kulak asmadan. Baskılara rağmen emin olduklarını silmeden. Doğrularını çoğaltarak, hatalarının bıraktığı izleri güzelleştirme çabasıyla.
Kendi resmimi yapmaya geldim. Allah’ın boyasıyla boyanmaya ve boyamaya. Var mı, O’nun boyasından daha güzeli? Gönülleri ve ruhları arındıran imanla dolmaya. Var mı, O’na iman etmekten daha hayırlısı?
? @KuRaN_HiKMeTt ?
Aynadaki yansıması ile gözgöze gelince şöyle dedi:
Kalbini rahatlatmak için devamlı somut şeyleri aramaktan sıkılmadın mı? Bulduklarına sarılmaya çalışmaktan ve zaman geçtikçe hayal kırıklığı içinde işe yaramadığını itiraf etmekten yorulmadın mı? Dünya kovalandıkça kaçmakla kalmaz, hiç beklemediğin bir anda ortada bırakır. Dünyalıklara dayanmayı alışkanlık haline getiren insan ise tepetaklak düşüverir.
Bu sanki hedefe yürürken devamlı tedirgin bir şekilde etrafını kontrol eden kişi gibidir. En ufak ses ile irkilir. Elindekini korumak için her şeyi göze alır. Yardım eder umudu ile her yabancıya güvenir. Karşılığında verdiği tavizlerin bir önemi kalmamıştır. Tek önemli olan sahip olduğuna inandığı mutluluğu korumak ve mevcut sıkıntılardan kurtularak daha da mutlu olmaktır. Halbuki dünya için yaşayan hep bir kaybetme korkusu içindedir. İşte bu huzursuzluktan kurtulmak için de dünyalıklara ve kendisine güvenmeye çalışır. Eğer doğru yaparsam veya şunu da denersem kaybetmeyeceğim kalıbında sıkışır kalır. Olumsuz düşünmemeye ve yanlış yapmamaya çalışır. Özgürleşiyorum dedikçe zincirlenir çünkü kontrol edemediğini anladıkça dünyalıklara daha da sıkı sarılır. Aslında itiraf etmediği devamlı bir kısır döngü içindedir.
Hani parfümünü sıkmadan ya da makyajını tamamlamadan sokağa adım atamayanlar vardır. İşte bazısı vardır; Allah’ın zikri ile iç ve dış dünyasını arındırır. Allah’ın boyası ile ahlakını ve halinin yansıdığı zerreleri güzelleştirir. Allah’ın emirlerine itaat ile hafifleyerek kalbini ve zihnini dinlendirir. Böylelikle elinden geleni yaptıktan sonra Allah’a bırakır. Allah’a sarılır. Allah’a sığınır.
Ey Allahım! Bizi, Senin boyan ile boyananlardan eyle. İç ve dış alemimizde hiçbir boşluk bırakma. Kalbimizde, aklımızda ve zihnimizde Senin boyan ile boyanmamış zerre bırakma. Bırakma ki batıl tekliflerin hoş görünme ve batıl fikirlerin ön e kalbimize sonra hayatımıza yerleşme ihtimalinden bile uzaklaşalım. Bırakma ki gözümüzün, düşüncelerimizin ve duygularımızın değdiği her yerde Seni hatırlayalım ve Sana sığınalım. Bizi samimiyet ile Sana teslim bir halde yaşayan, ölen ve dirilen kullarından eyle.
?? ALLÂHÜMME AMİN ??
? @KuRaN_HiKMeTt ?
Solcu Gazete Telegram kanalı.
Reklam ve iletişim için: @iletisimads
Last updated 8 hours ago
Telegram sayfamda, Instagramda paylaşamadığım, +18 paylaşımlar yapıyorum🌹
Last updated 6 days, 16 hours ago