Bu asırda ağlayacaksa gözler, bir tek senin yokluğuna ağlasın..

#Tilavet

اَمْ حَسِبْتُمْ اَنْ تَدْخُلُوا الْجَنَّةَ وَلَمَّا يَعْلَمِ اللّٰهُ الَّذ۪ينَ جَاهَدُوا مِنْكُمْ وَيَعْلَمَ الصَّابِر۪ينَ

﴾Yoksa siz, Allah içinizden cihad edenleri ortaya çıkarmadan ve yine sabredenleri ortaya çıkarmadan cennete gireceğinizi mi sandınız?!﴿

🎙️ Şehid Şeyh Usame Bin Ladin رَحِمَہُ اللّہُ

📜 Âl-i Imrân, 142

http://t.me/kurankalbinilaci

⚔️ Kâdisiyye'nin Ardı Sıra: Celûlâ Zaferi

Kâdisiyye Savaşı’nda yenilen ve Medâin şehrini müslümanlara teslim etmek zorunda kalan Sâsânîler, Hulvân’a sığınan Kisrâ Yezdicerd’in emriyle Celûlâ’da toplandı, etrafına hendek ve siperler kazarak ve barikatlar kurarak şehri tahkim ettiler.

Kâfirlerin bu hazırlıklarını öğrenen Irak cephesi başkumandanı Sa‘d b. Ebû Vakkâs (رضي الله عنه), nasıl hareket edeceğini bir mektupla Mu'minlerin Emiri Ömer’e (رضي الله عنه) danıştı. Halife verdiği cevapta kendisinin yerinde kalmasını ve onların üzerine bir ordu göndermesini emretti.

Bunun üzerine Sa‘d b. Ebû Vakkâs 12.000 kişilik bir orduyu, yeğeni Hâşim b. Utbe b. Ebû Vakkâs’ın kumandasında Celûlâ’ya sevketti.

Celûlâ, İslam Ordusu tarafından kuşatıldı. Savaş için ciddi hazırlık yapmış olan Sâsânî askerleri siperlerinden çıkarak âni baskınlarla İslâm ordusuna saldırıyorlar, sonra da geri çekiliyorlardı. Çok şiddetli çarpışmalardan sonra müslümanlar büyük bir hamle ile Sâsânî ordusunu mağlûp ettiler ve birçok ganimet ele geçirdiler. Ordusunun Celûlâ’da bozguna uğradığını öğrenen Yezdicerd Hulvân’dan hızla ayrılarak Rey’e kaçtı.

Celûlâ Zaferiyle müslümanlar bu şehri ve Hulvân’ı ele geçirirlerken, Kâdisiye’den sonra Sâsânîler’e büyük bir darbe daha vurmuş oldular. Aynı zamanda bu zafer, Dicle Sevâdı’ndaki bölgelerin fethini tamamlamaya da vesile oldu.

t.me/islamtarihindebugun2

Kulaklığımızı takalım, gözlerimizi kapatalım ve kalbimizin derinliklerine doğru 5 dakikalık bir yolculuğa çıkalım. Orada mutlaka bazı kilitler bulacağız, onları; Allah'ın ayetlerini tefekkür ederek kıralım.

﴾“Onlar Kur’ân üzerinde tefekkür etmiyorlar mı? Yoksa kalplerinin üzerinde üst üste kilitler mi var?”﴿
| Muhammed, 24 |

http://t.me/kurankalbinilaci

#Batı_Ve_Karanlık_Tarihi #Düşmanını_Hatırla

❗Dikkat: Bunlar Bir Romandan Alıntı Değildir!

Fransa'nın Cezayir'de işlediği cürümlerin tamamını buraya yazmaya güç yetiremeyiz ancak şimdi size onların dilinden birkaç şey nakledeceğiz...

Cezayir’e asteğmen olarak gelip 15 yıl sonra Fransa’ya general rütbesiyle dönen Montagnac şöyle diyor:

“Garabalar kabilesinin bir bölümü tamamen soyulup soğana çevrildi. 900 küsür öküz, 3000 koyun, 300 keçi, 60 at, 3 katır, 20 deve, çok sayıda tavşan ve tavuk, buğday, arpa, çadır, halı, yedi kadın, birkaç erkek. Sanıyorum ki bundan daha iyi bir yağma yapmak çok güçtür. Çok keyifli bir iş."

Montagnac devam ediyor: “Öldürüldüler, boğazlandılar; ölüm korkusuyla canhıraş bağrışmalar yan taraftaki hayvanların böğürmelerine karışıyordu. Hemen her asker adeta bir hayvan gibi avladığı birkaç çocuk ve kadınla geliyordu… Bana soruluyor bunları ne yapacağız diye; birkaç tanesini rehin olarak tutunuz, onları atlarla değiştiririz, geri kalanlar hayvan gibi pazarda satılır, aralarında birkaç tane de güzel kadın vardır.”

Montagnac’ın yarbayı ise bir mektupta şunları yazmaktadır:

“Her taraf her şey harap edilmeli; yaş, cins, cinsiyet ayrımı gözetilmemelidir. Fransız ordusunun geçtiği yerde ot bitmemelidir. Bizim hayırseverler ne derlerse desinler amaca ulaşmak için bütün vasıtalar mübahtır. Komuta etmekten şeref duyduğum bütün askerlere ilan ediyorum: bana bir tek Arabı canlı getirirlerse onlara kılıcımla vururum. İşte aziz dostum! Araplarla nasıl savaşılması gerektiğini anlatıyorum. 15 yaşına kadar bütün erkekler öldürülmelidir. Geri kalanlar vapurlara doldurularak Markiz adalarına veya başka adalara gönderilmelidir. Tek bir sözcükle her şey yok edilmelidir. Bizim önümüzde köpek gibi durmayan herkes yok edilmelidir!”

📚 Kaynak: Maspero, L’Honneur de Saint-Arnaud, Paris:Plon, 1993, s.193’ten aktaran; Ibid.

t.me/islamtarihindebugun2

Dünyanın En Kanlı İşgali: Fransa'nın Cezayir Sömürgesi!

1830’da Fransa ciddi bir iç buhran yaşamasına rağmen 14 Haziran 1830 tarihinde Cezayir’e General Bourmond kumandasında bir donanma ile 37.000 kişilik bir ordu gönderdi. Asıl amaç, dünya tarafından içerisinde bulundukları buhran ile değil de aktif dış politikaları ile anılmaktı. Bunun yanı sıra bu buhrandan kurtulmanın tek yanı da Müslüman Coğrafyaların kaynaklarını sömürmekti. Aynı zamanda maddi işgalle nefislerini, manevi işgalle de habis Haçlı ruhlarını doyurmayı arzuladılar.

İlk işgal hareketi 1827’de başladı. Aynı yıl Fransa, Navarin’deki Osmanlı donanmasını yaktı. Bu olaydan kısa bir süre sonra 1828’de Osmanlı-Rus Savaşı başladı. Böylece Osmanlı’nın, Cezayir’e yardım etmesi imkansız bir hal aldı.

Fransızların işgalin başlangıcında yaptıkları ilk iş, ülkedeki Türk nüfusu sürgün etmek oldu. Ardından ise toplu katliamlar ve yıkım başladı.

Fransa'nın 132 yıl süren işgali, Cezayir'in servetinin yağmalanması, ulusal ve dini kimliğinin yok edilmesinin yanı sıra ardında 10 milyona yakın şehit bıraktı.

Sömürge boyunca Fransızlar sayısız katliam ve suçlar gerçekleştirdi.

İşgal sonrası ülkede hemen ayaklanmalar başladı. Bunlar ülkenin tamamına yayılmasa da 1847’ye dek sürdü. 1871 ve 1881 yıllarında başlatılan ayaklanmalar da zalimler tarafından yine acımasızca ve kanlı şekilde bastırıldı. Silahsız ve masum siviller kadın çocuk ayırt edilmeden kurşunlandı, acımasızca ve insanlık dışı işkenceler gördü, kaybedildi, yok edildi... Öyle ki, hızla biriken cesetleri gömmek imkansızdı, bu yüzden genellikle kuyulara ve çevredeki vadilere atıldılar.

Dinin Ve Irzların İşgalden Tek Kurtuluşu: Cihad!

Katolik Fransızların 1 Kasım 1954'te dini bayramlarını kutladıkları gün Cezayir Kurtuluş Cihadı başladı. Fransız işgalcilerin evleri, askerlerin nöbet noktaları ve karakollar ateşe verildi. Pek çok kentte eşzamanlı olarak bombalar patladı. Bu kez ülkenin bir kısmı değil, tamamı bağımsız ve Müslüman bir Cezayir için Allah yolunda cihada çıktı. Kısa sürede 100 bin kişi bağımsızlık savaşına katılmak için gönüllü oldu.

1 Kasım 1954’te başlayan ayaklanma ve peşinden gelen çatışmalar, 19 Mart 1962’de ilan edilen ateşkese kadar devam etti.

Mazlum Cezayir halkı, 5 Temmuz 1962’de resmen bağımsızlığına kavuştu. Böylece 132 yıl süren eli kanlı sömürge yönetiminin de sonu geldi.

Haçlı İşgalinin Her Daim Geride Bıraktığı Tek Şey: Canların Ve Kutsalların Katliamı!

Cezayir’in bağımsızlık mücadelesi verdiği 1954-1962 yılları arasında nüfusu 8-10 milyon civarındaydı. Bu tarihler arasında, yani sadece 8 yılda Fransız işgal kuvvetleri ülkedeki nüfusun %15’ini; yaklaşık olarak 1,5 milyon Cezayirli Müslümanı şehid etti. Bu; her aileden en az bir kişinin şehid olduğu anlamına geliyor.

1830’da Cezayir’de bulunan 176 dini binadan 1862’de ancak 48 tanesi ayakta kalabildi. 1911 senesinde nüfusun %70’i Avrupalılardan oluşuyor, Müslümanlar ise geri kalan %30’luk kısmı oluşturuyordu.
Yine bu tarihte şehre baktığınızda eski Türk-Mağrip şehir yapısı tamamen yok edilmiş, bunun yerine Avrupai şehir tarzı hakim olmuştu.

Cezayirli tarihçi Amir Rahile, Fransa'nın sömürge döneminin ülkedeki eğitime ve kültürel yapıya etkisini şöyle anlatıyor: "Fransa'nın 1830 yılında Cezayir'i sömürgeleştirdiği sırada okuma yazma oranı %90'dı, 1962'de ülkeyi terk ederken okuma yazma oranı %10'a kadar düşmüştü."

Allah Azze ve Celle katledilen milyonlarca Müslümana rahmet etsin ve onları şehidler arasına katsın. Milyonların katili olan ve bugün dahi Müslümanların din ve dünyalarını ifsad eden Fransa'dan intikam almayı bizlere nasip etsin.

t.me/islamtarihindebugun2

👑 Tarihte Dünyayı Yöneten Dört Kral!

İmam İbn Cerir et-Taberî rahimehullah, tefsirinde şöyle der: Doğusu ve batısı olmak üzere yeryüzünün hükümdarlığını yapmış olanlar yalnızca dört kişidir: İki mümin ve iki kafir.

İki Mümin: Süleyman bin Davud ve Zülkarneyn'dir (عليهم السلام)

Ve İki Kafire gelince: Bukhtu'n-Nasr ve Nemrûd bin Ken'an'dır.

Bu kimseler dışında başka hiç kimse dünyaya tümüyle sahip olamadı.

📚 Tefsîr-i Taberî, İmam Taberî

t.me/islamtarihindebugun2