Osman رضي الله عنه şehit edilip kanı yüzüne akıtıldığı vakit  şöyle dedi:

Allah’ım, gerçek mabûd ancak Sensin, Senden başka ilâh yoktur. Seni  teşbih eder ve noksan sıfatlardan tenzih ederim. Ben zâlimlerden oldum.
Allah’ım, bunlara karşı Senden yardım dilerim ve bütün işlerimde yine Senden yardım diler, karşılaştığım bu felâkette Senden sabır isterim,” dedi.

Vaktiniz olursa izlemenizi tavsiye ederim gerçekten çok güzel değinmiş her Hadis’i Şerif’e hocamız. ♥️☺️

Çokluk bizi aldatiyor.
Her çokluk gizli bir boşluğu mu dolduruyor?
Kaygılarımızın, korkularımızın, yalnızlığımızın doldurulduğu nesneler midir tükettiğimiz her sey?
Midemizi her şeyle doldurmamiz, her eşyadan birkaç tane olmasi...
Sade ve kanaat ettigimiz bir hayat bize iyi gelecek.

KUDÜS ve MESCİD-İ AKSÂ

Müslümanlardan birisi, Kudüs ve Mescid-i Aksâ sorununu Filistinlilere bağlama cüretini asla gösteremez. Hem Müslüman olup hem de Filistinlilerin veya Arapların meselesi gibi görme cüretini gösteremeyiz. Bu; bir Arap sorunu, Filistinli sorunu kesinlikle değildir. Bu bir İslam sorunudur.

Mekke ve Medine’nin, Suudi Arabistan vatandaşı olmadığımız hâlde bizimle bir bağı varsa, yani ben Mekke’de kendime ait bir şey görüyorsam, Medine’de kendime ait bir şey görüyorsam ve o bölgeye pasaportla giriyor olmama rağmen kendimi bir nedenden dolayı oralı hissediyorsam o neden, yüzde yüz Kudüs için de geçerlidir.

Kudüs, Ömer bin Hattâb radıyallahu anh’ın fethettiği hicretin on beşinci senesinden itibaren Ümmet-i Muhammed’indir. Ümmet-i Muhammed’in ilk kıblesidir. Ümmet-i Muhammed’in Peygamberi’nin miraca çıktığı yerdir. Ümmet-i Muhammed’in mukaddesatının bulunduğu yerdir. Bir Mekke’dir, bir Medine’dir. Bizim doğduğumuz köylerden veya yaşadığımız şehirlerden daha değerlidir Allah katında.

Allah katında değerli, mübarek, mukaddes olan bir yer için; bizim gözümüzde Araplara veya Filistinlilere ait olması gibi bir takdir kesinlikle yapamayız. O zaman meleklere Müslümanlığımıza dair ikna edici bir belge sunamayız. Allah’ın mukaddes ve mübarek gördüğünün bizim için de öyle olması lazım.

Kur’ân-ı Kerîm, Mescid-i Aksâ ve etrafı hakkında yani Kudüs toprakları hakkında “Filistinlilerin toprağı” veya “Arapların toprağı” demiyorsa, biz de Müslümanlar olarak Kudüs’ü Filistinlilerin veya Arapların meselesi olarak göremeyiz.

Biz burada çocuklarımızı sevindirmek için poşetlere abur-cubur doldururken, Filistin’deki Müslüman babalar, poşetlere çocuklarının parçalanmış cesetlerini dolduruyorlar. Yürekleri dağlayan bu tablo karşısında hâlâ “Filistin, İslam davası değildir. Filistin, Arapların davasıdır” diyenleri ve buna alkış tutan Müslümanları (!) Allah’a havale ediyorum.

Geceyi ve geceyle alakalı her şeyi seviyorum
Geceleri yazmayı,
okumayı,
yürümeyi
şiir açıp düşünerek oturmayı,
ders çalışmayı
Ve bence geceler hikmete gebe.
Biraz da gizli bir yönü var
daha sakin daha huzur verici
Belki İsrâ ve Miraç bu yüzden gece gerçekleşti.

Bazı insanlar da gece gibi eşsiz

“Ben uyurken rahat yatağımda, gecenin karanlığında güvercinler ötüyor soğuk bir dalda. Dürüst değilim sözlerimde. Zirâ ibâdet ve sevaba düşkün olsam, Kâbe’ye and olsun ki güvercinler zikir ve tesbih ederken ben uykuda gaflet içinde bulunmazdım. Hiçbir mükellefiyeti olamayan hayvanlar bile ağlarken ben gözyaşı bile dökmüyorum. Sonra da rabbime aşırı sevgi ve bağlılık duygusuyla aklımın başımdan gittiğini mi iddia ediyorum.”

|Ebû Hamid İmam el- Gazâli?