Başına Gelenlere Sabret
*Hanifler İbrahim'in (as) dinini, yani tevhidi Mekke'de müşriklerin arasında yaşıyorlardı. Bütün müşrikler bundan haberdar idiler. Ancak buna rağmen müşrikler; hanif olan insanlara karışmıyor, onlara zulmetmiyorlardı.

Ne zaman ki Peygamberimiz (sav), Allah'tan gelen vahyi ashabı ile birlikte anlatmaya, tebliğ etmeye başladı, işte o zaman müşrikler rahatsız oldular. O günden itibaren Peygamberimize ve ashabına düşman kesildiler, önlerine set çektiler, bütün imkânlarını kullanarak zulmettiler.

Aynı durumu şu dönemde tevhid ehli Müslimler de yaşamaktadır. İslam'ı yaşadığını söyleyen birçok gruba müdahale edilmezken tevhidi bütün netliği ile anlatan hocalarımızın ve davetçilerin önüne setler çekilmiş, duvarlar örülmüş, onlara zulmedilmiştir.

Başımıza gelen bu zorluklara karşı göğüs gerebilmek için Lokman'ın (as) oğluna yaptığı nasihate kulak vermek gerekiyor:*

"...Başına gelene sabret..." (31/Lokmân, 17)

Sabır, kula verilmiş en güzel hazinedir. Sabır hem dünyada hem de ahirette mükâfatı fazla olan amellerdendir. Sabır, kulu Allah'a yakınlaştırır, Allah'ın onunla beraber olmasını sağlar. Sabır, Allah'ın yardımını ve zaferini meydana getirir. Sabır, kulu şeytanın aceleciliğinden kurtarır ve olgunlaştırır.
#nasihat

وَلَا تَقْفُ مَا لَيْسَ لَكَ بِه۪ عِلْمٌۜ اِنَّ السَّمْعَ وَالْبَصَرَ وَالْفُؤٰادَ كُلُّ اُو۬لٰٓئِكَ كَانَ عَنْهُ مَسْؤُ۫لً۞

Bilgin olmayan şeyin peşine düşme! Çünkü kulak, göz ve kalp (gördüğünden, duyduğundan, niyetlenip azmettiğinden) bunların hepsinden sorumludur.
*▪ İsrâ Suresi | 36*