Halka Arz Borsa ?
@iletisim_destek
UYARI ‼️
Bu Kanalda Paylaşılan Diğer Grup ve Kanallar İle Bağımız Yoktur. Paylaşımlar Karşılıklı Abone Arttırmaya Dayalı Reklam Çalışmasıdır !
Sizden Hiçbir ücret talep etmeyiz edenlerinde sorumluluğunu almayız.
Last updated 2 months, 3 weeks ago
Telegram sayfamda, Instagramda paylaşamadığım, +18 paylaşımlar yapıyorum?
Last updated 2 months, 3 weeks ago
Sizler CO2 ile atmosferik ısı ilişkisi üzerinden bilimsel kanıt sunamadan, CO2'nin iklimi değiştirdiği sanki bilimsel bir gerçeklikmiş gibi bu meseleyi mevzuata bağlamayı talep ediyorsunuz. Türk Milletinin iradesini hiçe sayarak, "kotalı karbon kullanımı, karbon ayak izi takibi, karbon vergisi vs." gibi T.C. Devletinin tüm organlarını felce uğratacak, her bir T.C. vatandaşının başta temel hak ve özgürlüklerini hiçe sayacak yaptırımlara sonuna kadar kapı aralayacak olan İklim
Kanununu TBMM’ye taşımak istiyorsunuz.
Milyonda bir ihtimaller üzerinden gerçek dünyayla hiçbir ilişkisi olmayan teori olarak bile sınıflandırılamayacak iklim modelleri üzerinden, milyonlarca insanın hayatı tayin edilmektedir.
BU KASITLIDIR!
Temelde hiçbir bilimsel, hukuki, ahlaki ve vicdani dayanağı olmayan bu kanun, hiçbir şekilde Türk Milletinin Meclisinden geçmemelidir! Bu kanuna Türk Milletinin hiçbir surette izni ve onayı yoktur!
T.C. DEVLETİNE KÜRESELCİ EMPERYALİST OLİGARŞİNİN DAYATTIĞI HİÇBİR YIKIM POLİTİKASINA TÜRK MİLLETİNİN ONAYI YOKTUR VE OLMAYACAKTIR!
Sizlere rica etmiyoruz.
Sizlere yalvarmıyoruz.
Size emrediyoruz!
O kanun TBMM'den geçmemeli!
Aksini düşünmeyin. Uyarıyoruz!
TÜRK MİLLETİNİ KARŞINIZA ALMA HATASINA DÜŞMEYİN!
TÜRK MİLLETİNİ KARŞINIZA ALMA HATASINA DÜŞMEYİN!
TÜRK MİLLETİNİ KARŞINIZA ALMA HATASINA DÜŞMEYİN!
Bu linkten diğer İklim Kanununun reddi için verilen dilekçeleri imzaladığımız gibi, "KARBONDİOKSİTTEN (CO2) KAYNAKLI İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ OLDUĞU İDDİASI BİLİMLE BAĞDAŞMAZ VE TAMAMEN YALANDIR" başlıklı dilekçeyi de bulup mutlaka imzalayalım: https://edilekce.tbmm.gov.tr/Home/Index?ReturnUrl=%2FEbasvuru%2FImzayaAcilanDilekceler
https://twitter.com/gulltemel/status/1703811233453891618
X (formerly Twitter)
Gül Temel (@gulltemel) on X
İKLİM KANUNUNUZ HİÇBİR ŞEKİLDE BİLİMSEL KANITLARA DAYANMIYOR. BİLİM YOKSA, İDEOLOJİ VARDIR! CO2/YAŞAM DÜŞMANI İDEOLOJİNİN ÜRÜNÜ OLAN İKLİM KANUNUNU TÜRK MİLLETİ ASLA ONAYLAMIYOR! 1) CO2'nin tüm atmosferdeki gazlara oranı %0,04'tür. %0.04 oranındaki CO2'nin…
İKLİM KANUNUNUZ HİÇBİR ŞEKİLDE BİLİMSEL KANITLARA DAYANMIYOR.
BİLİM YOKSA, İDEOLOJİ VARDIR!
CO2/YAŞAM DÜŞMANI İDEOLOJİNİN ÜRÜNÜ OLAN İKLİM KANUNUNU TÜRK MİLLETİ ASLA ONAYLAMIYOR!
1) CO2'nin tüm atmosferdeki gazlara oranı %0,04'tür. %0.04 oranındaki CO2'nin insana atfedilen oranı ise %3.225'dir. Yani insan kaynaklı CO2'nin tüm atmosfere oranı %0,00132'dir. Bu eser miktarın, iklim değişikliğine sebep olduğunun bilimsel hiçbir kanıtı yoktur!
2) Bugün tüm dünyadaki bağımsız fizikçilerin, kimyagerlerin ve klimatologların ısrarla deklare ettiği şey şudur: CO2 moleküler düzeyde de yeterli ısı tutamaz. CO2'nin iklimi etkileyecek düzeyde ısıya neden olabileceğine dair bilimsel hiçbir kanıtı yoktur!
3) CO2 bitkilerin, alglerin besinidir. Bitkiler güneş ışığında CO2 ile beslenir ve geriye oksijen açığa çıkarırlar. Bu, insan ve diğer tüm canlılık için gerekli bir işlemdir. Daha az CO2 demek, daha az oksijen çıktısı demektir.
CO2 belli bir seviyede tutulmalı diyorsunuz.
Bu seviyeyi kim/ne belirliyor?
Optimum seviyeyi belirleyen hiçbir bilimsel çalışma yapılmamıştır. CO2'nin azaltılmasının canlılık için olumlu olduğu düşüncesinin bilimsel hiçbir kanıtı sunulmamıştır!
4) CO2 konsantrasyonu x ppm'den, y ppm'ye kadar arttı diyorsunuz. Fakat bu artışın şehirlerde, sanayi bölgelerinde olup olmadığını belirtmiyorsunuz.
Türkiye’de 300’e yakın meteoroloji istasyonu şehirlerde, yerleşim birimlerinde ve havalimanlarında konumlanmış vaziyettedir. Bu istasyonlardan gelen hiçbir verinin geçerliliği olamaz.
Ne ısı ölçümü için ne de CO2 ölçümü için...
Çünkü şehirlerdeki beton ısısı ölçümleri ve egzozlardan kaynaklı yoğunlaşmış CO2 ölçümleri mutlaka verileri etkileyecektir. Bu istasyonlar sonuçları etkileyen “kirli” veriler üretmektedir. Halbuki sadece yerleşim birimlerinden uzak, kırsal kesimlerdeki istasyonlar kullanılmalıydı. Ayrıca hangi istasyondan hangi verilerin geldiği şeffaf bir şekilde insanlara gösterilmeliydi. Türkiye ile alakalı bir kaynağa hâlâ ulaşılamıyor.
Yine aynı şekilde dünyanın pek çok ülkesindeki meteoroloji istasyonları Türkiye’de olduğu gibi şehirlerde yerleşim birimlerinde ve havalimanlarında konumlanmıştır. Yani aslında hiçbir ülkenin elinde CO2’nin tüm atmosferde artış gösterdiğini bildiren şeffaf veriler mevcut değildir.
Netice olarak Co2 konsantrasyonunun tüm atmosferde artış gösterdiğinin bilimsel hiçbir kanıtı yoktur!
5) CO2 artışı ve atmosferik ısınma arasında her zaman doğrusal bir oran olduğunu gösteren bilimsel hiçbir kanıt yoktur! Aksine, tarihi tüm bilimsel kayıtlar, CO2 ile ısı arasında zaman zaman zıt istikamette hareketler göstermektedir. Dolayısıyla CO2, atmosferdeki olabilecek herhangi bir ısı artışının sebebi olamaz. Aksi olsaydı, BÜTÜN tarihi bilimsel kayıtlarda bunu görmemiz gerekirdi. Böyle bir durum yok.
6) CO2'nin atmosferde ısınmaya neden olacak kadar moleküler düzeyde yeterli ısı tuttuğunun, atmosferdeki oranı da hesaba katılarak, bugün deneyleyerek gösterilmiş hiçbir bilimsel kanıtı yoktur! Aksine CO2’nin yeterli seviyede ısıya neden olamayacağını gösteren deney sonuçları vardır.
7) CO2’nin atmosferdeki ısıyı kontrol edebilecek düzeyde ısı yansıttığını, atmosferdeki oranını da hesaba katarak gösterilebilmiş hiçbir bilimsel kanıt yoktur!
Bugün hiçbir Türk iklim bilim adamı yukarıda saydıklarımıza yönelik bilimsel çalışma sunamamıştır. Aksine Türkiye’de meteorolojinin sunduğu bütün veriler şaibelidir. Bu hayati ve atmosferdeki eser miktardaki gazın, azaltılmasının ve hatta sıfırlanmasının talep edilmesi için, ne bilimsel, ne mantık, ne akıl yönünden tek bir geçerlilik yoktur!
- DES: Bu ilaç, hamile kadınların düşük yapmasını önleyici olarak kullanılması için FDA'dan 1947'de resmi olarak onay aldı. 1971 yılına kadar birçok çalışma bu ilacın hamilelikte ciddi sorunlara, kısırlığa ve vajina kanserine yol açtığını ortaya koydu. https://www.nejm.org/doi/full/10.1056/NEJM197104222841604
1975'te Ulusal Kanser Enstitüsü (NCI), "DES'e maruz kalan dişi yavrulara yönelik sağlık tehlikesinin büyüklüğünü ve ciddiyetini değerlendirmek" için tasarlanan ilk hükümet destekli çalışma olan DES-Adenosis (DESAD) projesini başlattı. 1979'da DES yaralanmaları üzerine ilk başarılı yasal yargılama yapıldı. Devam eden yıllarda, DES üreticilerine milyon dolarlık davalar açılmaya başladı ve DES üretici firmalar, bu ilacın ölümcül yan etkilerini yaşayan insanlara yüklü miktarda tazminat ödemek zorunda kaldı. DES bunca sene binlerce kadının ciddi hamilelik sorunları yaşamasına, vajina kanserine yakalanmasına ve kısır kalmasına sebebiyet vermişken FDA, ancak 2000 yılında ilacın artık insan kullanımı için reçete edilememesi için onayını geri çekmekle yetindi. https://www.govinfo.gov/content/pkg/FR-2000-09-13/html/00-23477-Filed.htm
"FDA, 1971'de DES'i yasaklamıştır" haberleri gerçeği asla yansıtmaz zira FDA 1971'de bu ilacı yasaklamak yerine doktorlara DES'in hamile kadınlarda kullanımının kontrendike olduğunu belirten bir "İlaç Bülteni" yayınlamıştı sadece. Bu ilacın 2000 yılına kadar onayı sürmüştü.
- VIOXX: 1999'daki FDA onayından sadece altı ay sonra, FDA tarafından toplanan bir veri ve güvenlik izleme kurulu, Vioxx alan hastalarda ciddi kalp sorunları ve ölümlere ilişkin ciddi bir eğilim belirledi, Vioxx kullanan hastalardaki riskin iki katı olduğunu doğruladı. Birçok bağımsız araştırma, Vioxx'un kısa süreli kullanımında bile yüksek kardiyovasküler riskler ürettiğini bildirdi. Tüm bu kanıtlara rağmen, FDA onayı çekmeyip, ilgili ilacın zararlarını açıklamayı, Vioxx üreticisi firma Merck'in sözcülerine bırakmayı denedi. Vioxx'un yalnızca ABD'de kalp krizi ve felç nedeniyle on binlerce erken ölüme neden olduğu kabul edildi. 80'den fazla ülkede pazarlanan bu ilaç, tüm dünyada binlerce yan etkiye ve ölümlere yol açtıktan sonra, nihayet Eylül 2004'te Merck tarafından piyasadan geri çekti.
Şimdi soralım, FDA'e hala güveniyor musunuz? Bugün FDA Pfizer aşılarını 108 günde onaylarken, bu aşıları nasıl ruhsatlandırdığına dair verileri yayınlamak için mahkemeden 55 yıl gibi süre talep ediyor. Neden diye soruyor musunuz? https://tfiglobalnews.com/2021/11/19/fda-took-108-days-to-approve-pfizer-vaccine-but-needs-55-years-to-explain-how-it-did-so/
5 ila 11 yaş çocuklar için Pfizer aşılarına onay veren FDA komite üyelerinin Pfizer ile açık bağlantılarının olduğu (Başkan Vekili Arnold S. Monto, komite üyeleri Myron Levine, Archana Chatterjee, Geeta Swamy, Gregg Sylvester vd.) ayyuka çıkmışken hala sorgulamıyor musunuz?
FDA gibi ilaç şirketlerince beslenen bir kurumun onayını aldığı takdirde kendinize ve çocuğunuza Covid aşısını enjekte ettirir misiniz gerçekten? FDA'in onaylaması bu ilaçların/aşıların güvenli olduğu anlamına gelmiyor, bu gerçeğin artık bilinmesi gerekiyor.
(https://twitter.com/gulltemel/status/1464910894647939078?s=20)
The New England Journal of Medicine
Adenocarcinoma of the Vagina | NEJM
Adenocarcinoma of the vagina in young women had been recorded rarely before the report of several cases treated at the Vincent Memorial Hospital between 1966 and 1969. The unusual occurrence of thi...
FDA'in Geçmiş ve Bugünkü Şaibeleri Üzerine Kısa Bir Etüt
"Covid'in yeni varyantı Eris'e karşı yeni aşılar geliştiriliyor ve FDA onayını alır almaz Eylül ayının sonlarına doğru piyasaya sürülecek."miş.
https://www.voaturkce.com/a/corona-virusunun-eris-varyanti-vakalari-artiyor-yeni-covid-asilari-yolda/7224070.html
Bizler artık Covid'in olduğu gibi "varyantların" da sahtekârlıktan ötesi olmadığını biliyoruz.
Covid aşılarının nasıl büyük yıkımlara sebep olduğuna bu süreçte çokça tanık olduk.
Maalesef daha fazlasını da bekliyoruz. Ve, yeni Covid aşılarının da yeni yıkımlar için tasarlandığına baştan eminiz.
Yalnız, Covid sahtekârlığının ilk zamanlarında birçok insan aşıları FDA'den onay almadığı yönünde eleştirmişti. Bir "acil kullanım onayı" gerçek bir ruhsat değildir, doğru. Fakat FDA'in ruhsat vermesi aşıları biyoterör silahı olmaktan çıkarmaz. Bu gerçek çoğu kez göz ardı edildi. Zira, FDA hiçbir zaman ilaç şirketlerinden bağımsız olmadı. "Biz ilaçları tetkik ediyor ve gerekli güvenlik protokollerinden geçirip öyle piyasaya sunuyoruz" diyebilmeleri gerekiyordu ki ilaç şirketlerinin zehirleri güvenilirlik kazanabilsin ve bu zehirler gönül rahatlığıyla(!) kullanılabilsin.
Oysa zehir, zehirdir.
FDA bunları sadece "onaylı zehirler" kategorisine alır.
FDA, yeni aşılara "acil kullanım onayı" yahut "ruhsat" versin ya da vermesin, bunun kimsenin nazarında bir ehemmiyeti olmamalı. Aşılara karşı duruş, bu açıdan olmamalı.
FDA'in şaibelerini daima hatırlayın ve insanların bu yanılgıya düşmesine engel olun.
İki sene önce Twitter'da, FDA üzerine paylaşmış olduğum yazı dizisini buraya olduğu gibi aktarıyorum.
FDA'in bir ilacı/aşıyı ruhsatlandırması, o ilaç ve aşıyı gerçekten güvenli mi kılar? FDA'in daha önce onayladığı yahut dağıtımına kasten göz yumduğu ilaçların yol açtığı facialar, "FDA, onay sürecinde ne kadar şeffaf ve dürüst çalışıyor?" sorgulaması yapabilmek için bir hayli yeterli olacaktır.
- TALIDOMIDE: 1950'lerin Alman firması Chemie Grünenthal'ın, eski Nazi bilim adamlarının yardımıyla geliştirdiği bu ilaç, hiçbir şekilde yan etki çalışmalarından ve üreme toksikolojisinden geçmeden gebelik bulantılarına iyi geldiği iddiasıyla 46 ülkede beş yıl boyunca satıldı. Chemie Grünenthal, ABD'deki iki ilaç devi olan firmaya, Smith Kline & French ve Richardson-Merrell'e talidomide üretmesi için izin verdi. İlacın ABD'de birkaç yıl satışı sürerken, Smith Kline'a ve Merrell'e engel olmaya çalışan tek bir FDA çalışanı oldu, Dr. Frances Kelsey.
Kelsey ısrarla bu iki firmadan üreme toksikolojisi raporlarını istedi fakat hiçbir zaman bu rapor sunulamadı. FDA, bu ilacı ruhsatlandırmamış olsa da, "klinik deneyler" kapsamında 20 bin gebe kadına milyonlarca doz bu ilaçtan dağıtıldı.
https://usthalidomide.org/our-story-thalidomide-babies-us/
FDA buna açıkça göz yumdu ve kaç gebe kadının bu ilaçlardan zarar gördüğünü, kaç kusurlu çocuk doğumun gerçekleştiğini hiçbir zaman net bir şekilde bildirmedi. Bugün, talidomidin tüm dünyada, 10 bin'den fazla bebeğin fiziksel anormalliklerle doğumuna sebep olduğu biliniyor.
VOA Türkçe
Corona virüsünün “Eris” varyantı vakaları artıyor, yeni COVID aşıları yolda
Amerika'da yeni COVID aşısı gelecek ay piyasaya sürülecek. Ancak sağlık uzmanları, Corona virüsünün Omicron varyantının yeni alt varyantı olan Eris'in Amerika genelinde artışa geçmesine ve hastaneye yatanların sayısının yükselmesine rağmen aşıların kamuoyunda…
Scott Perry, atmosferden Co2'nin uzaklaştırılması fikrini savunan bir şarlatanla tartışıyor.
Tonlarca Co2'nin salındığı yerlerde sıcaklık eğiminin düştüğünü gösteren grafiklerle harika cevaplar veriyor.
"Co2 yaşam gazıdır, bitkilerin ve alglerin besinidir. Bizler karbon bazlıyız. Nasıl olur da atmosferden Co2 azaltılmasını istersiniz? Düşük Co2 seviyesi tüm yaşamı tehdit eder. Co2'nin sonu demek bizim sonumuz demektir!"
Karşılığında afallayan şarlatan: "Ee ama o kadar ülkenin başbakanı Co2 azaltılması için imza veriyor?"
Cevap: "Onlar da senin gibi dolandırıcı!"
Bilim soslu ahmakça iddialarını çürütmek kolaydır. Co2 ısıyı kontrol etmez. Tek bir kanıt yoktur ki, Co2'nin ısınmaya sebep olduğunu gösterebilmiş olsun.
Sadece propaganda yürütüyorlar.
Ve "Co2'yi azaltmalıyız ve hatta sonunu getirmeliyiz" derken, açıkça tüm canlılığı tehdit ediyorlar.
Karbon biziz.
Tam da bu sebeple sonu gelmesi gerekenler sadece onlar.
Halka Arz Borsa ?
@iletisim_destek
UYARI ‼️
Bu Kanalda Paylaşılan Diğer Grup ve Kanallar İle Bağımız Yoktur. Paylaşımlar Karşılıklı Abone Arttırmaya Dayalı Reklam Çalışmasıdır !
Sizden Hiçbir ücret talep etmeyiz edenlerinde sorumluluğunu almayız.
Last updated 2 months, 3 weeks ago
Telegram sayfamda, Instagramda paylaşamadığım, +18 paylaşımlar yapıyorum?
Last updated 2 months, 3 weeks ago