Bu bazamizda faqat birinchi sinfga oid fayllarni topishingiz mumkin
Last updated 7 Monate, 3 Wochen her
Официальный новостной канал КГУ
🌐: karsu.uz
Last updated vor 17 Stunden
КАНАЛ ЭГАСИ: @BBEEEKKK
АДМИН+РЕКЛАМА: @martiniix
UC: @WELCOME_UC
АРЕНДА https://t.me/ARENDA_WELCOME
ОТЗЫВ: https://t.me/WELCOME_OTZIV
Last updated 3 Monate her
80-باب فَضْلِ مَنْ بَاتَ عَلَى الوُضُوءِ
80- GECEYİ ABDESTLİ OLARAK GEÇİREN KİMSENİN FAZİLETİ BABI
١٠٩- حدثنا مُحَمَّدُ بنُ مُقَاتِل قال أخبرنا عبد الله قال أخبرنا سفيان عن مَنْصُورٍ عَنْ سَعْدِ بن عُبيدة عن البراء بن عازب قال قال لي النبي صلى الله عليه وسلم إذا أُتيتَ مَضْجَعَكَ فَتَوَضَّأُ وُضُوءَكَ
للصَّلاةِ ثُمَّ اضْطَجِعْ عَلَى شِقْكَ الأَيْمَنِ ثُمَّ قُلِ اللَّهُمَّ أَسْلَمْتُ وَجْهِي إِلَيْكَ وَفَوَّضْتُ أَمْرِي إِلَيْكَ وَأَلْجَأْتُ ظَهْرِى إِلَيْكَ رَغْبَةً وَرَهْبَةً إِلَيْكَ لَا مَلْجَأَ وَلا مَنْجا مِنكَ إلا إلَيْكَ اللَّهُمَّ آمَنْتُ بِكِتَابِكَ الَّذِي أَنْزَلْتَ وَبِنَبِيِّكَ الَّذِي أَرْسَلْتَ فَانْ مُتَّ مِنْ لَيْلَتِكَ فَأَنْتَ عَلَى الفِطْرَةِ وَاجْعَلْهُنَّ آخِرَ مَا تَتَكَلَّمُ بِهِ قَالَ فَرَدَدْتُها على النبي صلى الله عليه وسلم فَلَمَّا بَلغُتُ اللَّهُمَّ آمَنْتُ بِكِتَابِكَ الَّذِي أَنْزَلْتَ
قُلْتُ وَرَسُولِكَ قَالَ لا وَنَبِيِّكَ الَّذِي أَرْسَلْتَ .
109-....... Berä ibn Āzib (r.anhum) şöyle demiştir: Peygamber ﷺ bana şöyle buyurdu: "Yatacağın yere vardığın zaman namaz için abdest alışın gibi abdest al, sonra sağ tarafın üzerine yat. Sonra:
Allâhümme eslemtu vechi ileyke ve favvadtu emri ileyke. Ve el-ce'tu zahrî ileyke rağbeten ve rahbeten ileyke. Lâ melcee velâ mencâ minke illa ileyke.Allahumme âmentu bi-kitābike'llezi enzelte ve bi-nebiyyike'llezi erselte!
(= Ya Allah, kendimi Sana teslim ettim. İşimi Sana bıraktım. Arkamı Sana dayadım. Çünkü ümîdim de ancak Sen'dendir. Sen'-den sığınacak yer yine Sen'sin, Sen'den kurtulacak yer de yine Sen'sin.
Ya Allah, indirdiğin Kitâb'ına ve gönderdiğin Peygamber'ine
îmân ettim!) de. Şâyet o gece ölecek olursan fitrat (yânî İslâm Dîni) üzere ölürsün. Sen bu sözleri, söyleyeceğin sözlerin sonuncusu yap".
Berâ der ki: Ben bu sözleri Peygamber'in huzūrunda tekrar et-tim. "Allahumme âmentu bi-kitâbike'llezi enzelte "ye varınca "Ve Ra-sûlike'llezî erselte" dedim.
Rasûlullah: "Hayır (Ve Rasûlike... deme, fakat) 'Ve nebiyyike'llezi erselte" buyurdu ¹⁴⁶.
۷۷- باب غَسْلِ المَرَاةِ أَباهَا الدَّمَ عَنْ وَجْهِهِ. وَقَالَ أَبُو العَالِيَةِ امْسَحُوا عَلَى رِجْلِي فَإِنَّهَا مَرِيضَةٌ
77- KADININ KENDİ BABASINI: (YÄNI) BABASININ YÜZÜNDEN KANI YIKAMASI BABI
Ebû'l-Aliye de: Ayağımın üzerine mesh ediniz, çünkü o hastadır, demiştir ¹⁴¹.
١٠٥- حدثنا مُحَمَّدٌ قال أخبرنا سفيان بن عُبَيْنَةَ عَنْ أبي حازم سَمِعَ سَهْلَ بنَ سَعْدٍ السَّاعِدِي وَسَأَلَهُ النَّاسُ وما بَيْنِي وَبَيْنَهُ أَحَدٌ بِأَيِّ شَيْءٍ دُووِيَ جُرح النبي صلى الله عليه وسلم فقال ما بقى أحَدٌ أَعْلَمُ بِهِ مِنِّي كَانَ عَلَى يَجِيءُ بترسه فيه ماء وفاطِمَةُ تَغْسِلُ عَنْ وَجْهِهِ الدَّمَ فَأُخِذَ حَصِيرٌ فَأُحْرِقَ فَحُشِى به جُرْحُه .
105-....... Bize Sufyân ibn Uyeyne, Ebû Hâzım (135)'dan haber verdi. O da Sehl ibn Sa'd es-Sâidî (91)'den işitmiştir (şöyle ki): Benimle Sehl'in arasında hiçbir kimse yok iken (yânî birbirimize o kadar yakın bulunurken) insanlar Sehl'e: Peygamber ﷺ'in yarası ne ile tedâvî edildi? diye sordu. Buna cevâben Sehl şöyle dedi: Bunu benden ziyâde bilen kalmadı. Ali, kalkanı ile su getiriyor, Fâtıma da Peygamber'in yüzündeki kanı yıkıyordu. Ve (sonra) bir hasır parçası alınıp yakıldı ve yarası onunla dolduruldu ¹⁴².
۷۸- باب السواك وقالَ ابنُ عَبَّاسِ بِتُ عِندَ النَّبي صلى الله عليه وسلم
فَاسْتَنَّ
78- DİŞLERİ MİSVAK SÜRTÜP OVALAMAKLA TEMİZLEMEK BABI
İbn Abbas: Ben Peygamber'in yanında geceledim, kendisi dişlerini ovaladı, dedi ¹⁴³.
١٠٦ - حدثنا أبو النعمان قال حدثنا حَمَّادُ بنُ زَيْدٍ عَنْ غَيْلَانَ بن جَرِيرٍ عن أبي بردة عن أبيه قال أُتَيْتُ النَّبي صلى الله عليه وسلم فَوَجَدْتُهُ يَسْتَنُّ بسيواك بِيَدِهِ يَقُولُ اعْ أع والسواك في فِيهِ كَأَنَّهُ يَتَهَوَّعُ .
106-....... Ebû Mūsā (r.anhum) şöyle demiştir: Ben Peygamber ﷺ'in yanına vardım, O'nun, elindeki misvakla dişlerini sürtüp temizlediğini ve ağzında misvak olduğu hâlde öğürür gibi u', u' dediğini gördüm.
١٠٧ - حدثنا عثمان قال حدثنا جَرِيرٌ عنْ مَنْصُورٍ عن أبي وائل عن حُذَيْفَةً قال كان النبى الله إذا قَامَ مِنَ اللَّيْلِ يَسُوصُ فَاهُ بالسَّواكِ .
107........ Bize Cerîr (ibn Abdilhamîd), Mansûr'dan; o da Ebû Vâil'den; o da Huzeyfe'den tahdîs etti. O: Peygamber ﷺ geceleyin kalkınca misvak ile ağzını sürtüp ovalardı, demiştir ¹⁴⁴.
۷۹- بابُ دَفْعِ السَّوَاكِ إلى الأَكْبَرِ
79- MİSVAKI DAHA BÜYÜK OLANA VERMEK BABI
۱۰۸- وقالَ عَفَّانُ حدثنا صَخْرُ بنُ جُوَيْرِيَةً عن نافع عن ابن عُمَرَ أن النبي صلى الله عليه وسلم قال أَرَانِي أَتَسَوَّكَ بِسِوَاكَ فَجَاءَنِي رَجُلانِ أَحَدُهُمَا أَكْبَرُ مِنَ الآخَرِ فَبَاوَلْتُ السَّوَاكَ الأصْغَرَ مِنْهُما فَقِيلَ لى كبر فَدَفَعْتُهُ إلى الأَكْبَرِ مِنْهُما قال أبو عَبْدِ اللهِ اخْتَصَرَهُ نُعَيْمٌ عن ابنِ المُبارَكِ عن أسامة عن نافع عن ابن عمر
108- Ve bize Affân (ibn Müslim-220) şöyle dedi: Bize Sahr ibn Cuveyriye, Nâfi'den; o da Ibn Umer'den tahdîs etti ki, Peygamber ﷺ şöyle buyurmuştur: "Ru'yâda kendimi bir misvāk ile dişlerimi ovatyorum gördüm. Yanıma, birisi diğerinden daha yaşlı olan iki kimse geldi. Ben misvakı onların küçük olanına uzattım. Bana: Büyüğüne ver, denildi Ben de misvākı büyüğüne verdim".
Ebû Abdillah el-Buhârî der ki: Bu metni, Nuaym ibn Hammad, Abdullah ibn Mübarek'ten; o da Usâme ibn Zeyd el-Leysî'den; o da Nâfi'den; o da Ibn Umer'den olmak üzere kısa olarak rivayet etmiştir ¹⁴⁵.
٢٥- باب مَنْ أَجاب القتها بإدارة اليد والرأس
25-FETVA (TALEBİNE) EL VE BAŞ İŞARETLERİYLE CEVAB VEREN KIMSE BABI ⁴⁵.
٢٦ حدثنا مُوسَى ْبنُ إِسْمَاعِيلَ قال حدثنا وهيب قال حدثنا أيوب عن عكرمة عن ابن عباس أن النبي سجل في حجيهِ قَالَ ذَبَحْتُ قبل أن أربى فأوماً بيده قال ولا خرج وقال خلقت قبل أن أذبح فاونا بيده ولا
خرج.
26-....... Bize Eyyüb Sahtiyânî, İkrime'den; o da Ibn Abbas'tan tahdîs etti (ki o şöyle demiştir): Peygamber'e Veda haccında suâl soruldu. Soran kimse: Ben taş atmadan önce kurbân kestim, dedi. Peygamber (ﷺ) bu suâle: "Günahı yoktur" diyerek eliyle işâret etti. Soran kimse: Kurbân kesmeden önce tıraş oldum, dedi. Rasûlullah: "Günahı yoktur" diyerek eliyle işaret etti.
٢٧- حدثنا المكي بن إبراهيم قال أخبرنا حَنْطَلَهُ ابنُ أَبي سُفْيَانَ عن سالم قال سمعت أبا هريرة عن التي قال يُقْبَضُ العِلْمُ وَيَظْهَرُ الجَهل والفتن ويكثرُ الْهَرْجُ قِيلَ يَا رَسول الله وما الْهَرْجُ فَقَالَ هَكَذَا بَيَدِهِ فَحَرفَهَا كالة يُريدُ القتل
27-....... Salim ibn Abdillah soyle demiştir: Ben Ebu Hureyre-(r.anh)'den işittim ki, Peygamber (ﷺ):
"Ilim kabz olunacak (yani kaldırılacak) cehâlet ve fitneler zuhur edecek, herc çoğalacaktır" buyurdu. Ya Rasulallah, herc nedir? diye soruldu. Rasûlullah, katli kasdeder gibi elini eğip indirerek: "İşte böyle!" buyurdu" ⁴⁶.
Aciklama:
45 - Bu zamanda en ihtiyatlı olan bunun aksi ise de, böyle el ve baş işaretleriyle cevab vermenin de caiz olduğu sabit oluyor.
46 - "Herc", ha'nın fethi ve râ'nın sükûnuyla insanlar fitne, ihtiläl, harb ve kıtal hengâmesine düşmek ma'nâsınadır. Lisänımızda "Insanlar birbirine düşüp here ve merc oldu" ta'biri vardır... Here'in lugat ma'nâsı ihtilät ve karışıklıktır. Katl ma'nasında kullanılması mecâzendir. Bunda kişinin eliyle yahud başiyle yahud iradesi anlaşılacak bir şeyle işaret ettiği zaman, bunun câiz olacağına delil vardır. Inşaallah Kitabu't-Talak'ta işâretle boşamanın hükmü ve bu konuda fakihlerin ihtilafları gelecektir.
? el-Câmi'u's-Sahih Tercemesi,Kitabu'l-Ilm/242
Tamami:
"Ey insanlar, öğreniniz, ilm ancak öğrenmek ile (bâzı rivayetlerde öğretmek ile), hilm ancak tahallum ile, fikih ancak tefakkuh iledir. Kim hayrı biriktirirse (yahud ihtiyâr ederse) o kendisine verilir" tarzındadır.
25 - Ebû Zerr'in bu sözünü Dârimi, Müsnedinde, Evzai tarikinden mevsûl olarak şöyle rivayet etmiştir: Bana Mersed ibn Ebi Mersed, babasından tahdis etti. Şöyle demiştir: Ebû Zerr'e geldim, o Minâ'da orta cemrenin yanında oturmuştu, halk etrafında toplanmış, ondan fetvå soruyorlardı. Derken ona bir adam gelip yanıbaşında durdu, sonra: Sen fetvå vermekten vazgeçmedin mi? dedi. Ebû Zerr başını ona doğru kaldırıp: Sen benim üzerime murakib misin? Eğer kılıcı şunun üzerine koysanız... dedi.
Onu fetvådan men' eder Usman'dı. Şam'da Muâviye ile Ebû Zerr arasında Kenz âyeti (et-Tevbe:35)'nin tefsîrinde ihtilaf çıkmıştı. Muaviye: Bu âyet hasseten ehli kitab hakkında nazil oldu, dedi. Bu ihtilaf Ebû Zerr'in Şam'dan Medine'ye, oradan Rebeze'ye geçmesine sebeb olmuştur.
26 - Buradaki birinci ta'liki, Hatib Fikih ve Mutefakkih kitabında sahih bir senedle Ebû Bekr ibn Harbi tarîkıyle rivayet etti. Ibn Ebi Asım da İlim Kitâbı'nda Mukaddemi'den rivayet etti. Ikinci ta'lik ise Buhari'nin, bazılarının görüşü olarak yaptığı nakildir.
"Rabbani" ve "Ribbiyy" tabirleri Kur'ân'da birkaç defa geçer (Ali-imrån:79, 146; el-Mäide:44,63). Bunların ikisi de Rabb'e nisbettir. (Hakk Dini, II, 1197).
? el-Câmi'u's-Sahih Tercemesi,Kitabu'l-Ilm/228/229
١١- باب العِلْمُ قَبْلَ القَوْلِ وَالْعَمَلِ لِقَوْلِ اللَّهِ تعالى فاعلم أنه لا إله إلا الله فبدأ بالعلم و إن العلماءَهُمْ وَرَلَةُ الأَنبياء ورلُوا العلم من أخذه أخذ يخطر وافر و من سلك طريقاً يطلبُ بِهِ عِلْماً سهل الله له طريقاً إلى الجنة. وقال جل ذكرهُ إنَّما يَخْشَى اللَّهَ مِن عِبادِهِ العلماء. وقال وما يَعْقِلُها إلا العالمون. وقالوا لوكنا نَسْمَعُ أو تعقل ما كثاف أصحاب السعير. وقال هل يستوى الذِينَ يَعلَمُونَ والذِينَ لا يعلمون وقال النبي صلى الله عليه وسلم مَن يُرِدِ اللهُ بِهِ خيراً يُفقهه في الدين وانما العلم بالتعلم. وقال أبو ذر لَوْ وَضَعْحُمُ الصَّمْصافة على هذه وأشار إلى قَفَاهُ ثم ظَنَنتُ أَنِّى أَلْفِذُ كَلِمَةً سَمِعْتُها مِنَ النَّبِيِّ صلى الله عليه وسلم قبل أن لجيزُوا على لاتفذتها. وقال ابن عباس كُونُوا رَبَّانِينَ علماء فقهاء ويُقالُ الرَّيَّانِي الَّذِى يُرَبِّى الناس بصيغار العلم قبل كباره
11-BAB: İLİM ÖĞRENMEK, SÖZ SÖYLEMEKTEN VE AMEL ETMEKTEN ÖNCEDİR
Çünkü Yüce Allah: "Allah'tan başka hiçbir ilah yoktur hakikatini bil..." (Muhammed:19) buyurup, bunda evvelâ bilmek emriyle başladı²⁰.
"Alimler, ancak ilim mirası bırakan peygamberlere vâris olanlardır. Bu ilim mîrâsını alan, bol ve kâmil bir nasib almıştır" ²¹.
Ve "Her kim ilim arayarak bir yola girerse Allah da ona, cennette ulaştıracak yolu kolaylaştırır" ²².
Ve zikri ulu olan Allah şöyle buyurdu:
"... Allah'tan, kulları içinde, ancak âlimler korkar"
(Fatir:28).
Ve kezâ: misâller; biz onları insanlar için getiriyoruz. Alim olanlardan başkası onları anlamaz"
(el-Ankebut:43);
"Eğer biz işitir yahud düşünür insanlar olsaydık, şu çılgın cehennem yârânı içinde bulunmazdık, dediler"
(el-Mulk:10) buyurdu.
Ve kezâ: "De ki: Bilenlerle bilmeyenler musâvi olur mu?..." (ez-Zumer:9) buyurdu²³.
Peygamber (ﷺ) de: "Allah her kimin hayrını isterse ona din hususunda büyük anlayış verir"; "İlim, ancak öğrenmekledir" buyurdu²⁴.
Ebû Zerr de ensesini göstererek şöyle demiştir: "(Beni öldürmek için) kılıcı şuraya koysanız, ben de Rasûlullah'tan işitmiş olacağım bir sözü siz işinizi tamamlayıncaya kadar infâz edebileceğimi, yânî i'lân edebileceğimi bilsem yine infâz ederim" ²⁵
Ibn Abbas da: "Rabbâniler olunuz" (Ali-imran:79) demek, halimler ve fakîhler olunuz demektir, dedi. Ve: Rabbânî, insanlar üzerinde ilim ile siyâset icrâ eden ve büyük ilimden evvel küçük bilgilerle terbiye eyleyen kimseye denilir ²⁶.
Halimler - (Sabırlı ve temkinli, akıllı ve ağır başlı olmak)
Aciklama:
20 - Bir şey evvelâ öğrenilip bilinir, ondan sonra söylenir ve onunla amel edilir. Binäenaleyh ilim, konuşmaktan ve amel etmekten evveldir. Keza ilim, şerefçe de sözden ve amelden öndedir; zîra o, vücûd organlarının en şereflisi olan kalbin amelidir. Ilim, sözün de, amelin de sahih olmasında şarttır. Bunlar ilimsiz mu'teber olmazlar...
21 - Yüce Allah Peygamber'inin şahsında: "Bindenaleyh şu Allah'tan başka hiç bir ilah yoktur' hakikatini bil, hem kendinin, hem erkek mü'minlerle kadın mü' minlerin günahının mağfiretini iste. Allah dolaştığınız yeri de bilir, barındığınız yeri de" (Muhammed: 19) âyetinde, evvelâ bilgi ile başladı; ondan sonra söz ve amele işaret olan istiğfår ile emreyledi. Buhâri bu ayetle båb ismindeki sözün Kur'ân'daki şâhidini göstermiş oluyor.
22 - Bu kelam, Ebû Dâvâd, Tirmizî, Ibn Hibban ve Hakim'de sahîh denilerek rivâyet edilen Ebu'd-Derdå hadîsinden bir parçadır. Başkaları bunu senedindeki bir ittirab sebebiyle zaif bilmişlerse de, kendisini takviye eden birçok şahidleri vardir.
23 - Bunu Müslim, A'meş hadisinden; o da Ebû Sälih'ten; o da Ebû Hureyre'den olmak üzere tahric etti. Bu "Kim bir mü'mini bir kederden nefes aldırırsa..."diye başlayan uzun hadisin bir parçasıdır. Bunu, Tirmizî de tahric etmiştir.
24 - Buhari arka arkaya sıraladığı bu âyetleri, ilmin ve âlimlerin rütbe ve makaam yüksekliğini isbat için delil olarak getirmiştir.
Bu iki ta'likten birincisini Buhârî, iki bâb sonra mevsûlen rivayet etti. İkincisi, yani "Ilim ancak öğrenmekledir" sözü, Ibn Ebi Asım ve Taberânî'nin merfü olarak Muaviye hadisinden; Ebû Nuaym el-Isfahani'nin de Riyazu'l-Muteallimin'de Ebu'd-Derda'dan merfü' olarak rivayet ettikleri hadistendir.
Tamami:
Bu bazamizda faqat birinchi sinfga oid fayllarni topishingiz mumkin
Last updated 7 Monate, 3 Wochen her
Официальный новостной канал КГУ
🌐: karsu.uz
Last updated vor 17 Stunden
КАНАЛ ЭГАСИ: @BBEEEKKK
АДМИН+РЕКЛАМА: @martiniix
UC: @WELCOME_UC
АРЕНДА https://t.me/ARENDA_WELCOME
ОТЗЫВ: https://t.me/WELCOME_OTZIV
Last updated 3 Monate her