Siratın sıfatları

Birincisi: Kaygan ve tökezletir, yani ayaklar üzerinde sabit durmaz. Allahın ayaklarını sabit kıldığından başkasının üzerinde zorla yürümesi, zorla geçmesi büyük imtihandır.

İki: Kılıçtan daha keskin, saçtan daha ince

Üc: Siratın kenarlarında kancalar ve cengeller vardır, emredileni alıp cehenneme atar, veyahut yaralayıp yırtar.

SİRAT

Ehli sünnet cehennemin üzerine gerilmiş bir köprü olan Sirata iman eder. Sirattan başarıyla geçen Allah tealanın tevfiki ile kurtulmuştur ve cennete girer, amelleri kendisini helak eden ise siratın üzerinden cehenneme düşer.

{وَإِن مِّنكُمۡ إِلَّا وَارِدُهَاۚ}

{Sizden herkes oraya mutlaka uğrayacak}

[Meryem 71]

İki Razi imamlari ehli sünnetin inancını vasfettikleri itikadlarında dediler ki: Sirat haktır

Berbehari dedi ki:

Ve cehennemin üzerinde olan Sirata iman etmek; Allahın dilediğini Sirat yakalar, Allahın dilediği ondan geçer, Allahın dilediği cehenneme düşer, ve onların imanları kadar ışıkları vardır.

Ayriyetten bak: Harb el-Kirmani, ehli sünnetin icmasını naklettiğinde (39); İbn Batta, el-Ibanetu's-Sugra (264); İbn ebi Zemeneyn, es-Sunne (s168)

Lalakai rivayet edip dedi ki (2222): Hanbel'den, o dedi ki: ebu Abdullah, yani Ahmed ibn Hanbeli işittim, o dedi ki: Biz Sirata, Mizana, Cennete, Ateşe ve Hesaba inanırız, bunların hiçbirini ne red ederiz, nede onlar hakkında şüpheye düşeriz.

Mizanın sıfatları

Eserlerde Mizan; iki kefesi ve dili olmasıyla vasfedilmiştir

Lalakai (2210) ve Kirmani (307) naklederler: Abdulmelik ibn ebi Suleyman dedi ki: Hasanın yanında Mizan zikredildi, o da dedi ki: Onun dili ve iki kefesi var.

Bunun ehli sünnet ve cemaatın yaninda itikad olmasının icmasını birçok kişi nakletmiştir: Ebu İshak ez-Zeccac dedi ki:

Ehli sünnet mizana, kulların amellerinin kıyamet günü tartılacağına, ve mizanın dili ve iki kefesi olduğuna, amellerle meyletmesine iman etme hususunda icma etmiştir. Mutezile ise mizani inkar etti. Onlar dediler ki: O adaletin simgesidir. Onlar bununla kitaba ve sünnete muhalefet ettiler

el-Feth (13/537)

Ayriyetten bak: el-Hucce fi Beyani'l-Mehacce (1/231); İbn Benna, er-Radd ale'l-Mubtedia (s172)

Mizan tektir, onda tartılan şeyler ise değişık değişiktir, hepsi onda tartılacaktır.

SURA ÜFÜRÜLMESİ VE ÜFÜRÜKLERİN SAYISI
Üfürük ile dirilme olacak ve o kıyametin kopmasının alametidir. Kıyamet ancak sura üfürülünce kopacak, buna "Sayhah (çığılık)" da denilmiştir.

{یَوۡمَ یَسۡمَعُونَ ٱلصَّیۡحَةَ بِٱلۡحَقِّۚ ذَ ٰ⁠لِكَ یَوۡمُ ٱلۡخُرُوجِ}

{O gün, çığlığı (sura üfürülüşü) hak olarak işitirler. Bu, (kabirlerden) çıkış günüdür}

(Kâf, 42)

ve o "Zecera"dır":

{فَإِنَّمَا هِیَ زَجۡرَةࣱ وَ ٰ⁠حِدَةࣱ فَإِذَا هُمۡ یَنظُرُونَ}

{O yalnızca tek bir çığlıktır (Zecera). (Bir de bakarsın ki) bakınıyorlar}

(es-Sâffât, 19)

Üfürük ancak sura üflenecektir, sura üfleyen ise İsrafil aleyhisselam'dır, azim bir melek, ve o üç azim meleklerin biridir.

Birinci üfürük; Ölüm ve yok olma üfürüğüdür

İkinci üfürük ise; Tekrar dirilip inşa üfürüğüdür.

Allah teala diyor ki:

{وَنُفِخَ فِی ٱلصُّورِ فَصَعِقَ مَن فِی ٱلسَّمَـٰوَ ٰ⁠تِ وَمَن فِی ٱلۡأَرۡضِ إِلَّا مَن شَاۤءَ ٱللَّهُۖ ثُمَّ نُفِخَ فِیهِ أُخۡرَىٰ فَإِذَا هُمۡ قِیَامࣱ یَنظُرُونَ}

{Sura üfürülür. Allah’ın diledikleri hariç, yerde ve gökte olanların tamamı ölür. Sonra ona bir daha üflenir (bir de bakarsın ki) ayağa kalkmış bakınıyorlar}

(ez-Zumer, 68)

Bu ayette iki üfürük de, biri ölüm için, ikincisi dirilme için, zikrediliyor.

Allah teala diyor ki:

{وَیَوۡمَ یُنفَخُ فِی ٱلصُّورِ فَفَزِعَ مَن فِی ٱلسَّمَـٰوَ ٰ⁠تِ وَمَن فِی ٱلۡأَرۡضِ إِلَّا مَن شَاۤءَ ٱللَّهُۚ وَكُلٌّ أَتَوۡهُ دَ ٰ⁠خِرِینَ}

{Sûr'a üfürüldüğü gün, Allah’ın diledikleri dışında, göklerde ve yerde olan herkes korkudan dehşete kapılır. Ve hepsi O’na boyun eğmiş olarak gelirler}

(en-Neml, 87)

Bu günü veya bu gün ile alakalı birşeyi inkar eden islamdan çıkmış olan bir kafirdir

Allah teala diyor ki:

{وَمَن یَكۡفُرۡ بِٱللَّهِ وَمَلَـٰۤىِٕكَتِهِۦ وَكُتُبِهِۦ وَرُسُلِهِۦ وَٱلۡیَوۡمِ ٱلۡـَٔاخِرِ فَقَدۡ ضَلَّ ضَلَـٰلَۢا بَعِیدًا}

{Kim de Allah’a, meleklerine, kitaplarına, resûllerine ve Ahiret Günü'ne kâfirlik ederse şüphesiz uzak bir sapıtmayla sapıtmış olur}

(en-Nisâ, 136)

Sahih Buhari'de (6/525) ebu Hureyre'den, radiyallahu anhu rivayet edilir: O da Peygamber'den sallallahu aleyhi ve sellem, dedi ki: Allah dedi ki: Ademoğlu buna hakkı olmamasına rağmen Beni yalanladı! Hakkı olmamasına rağmen Bana sövdü! Beni yalanlaması ise, onun "Beni başlatmış olduğu gibi geri getirmeyecek" sözüdür. İlk kez yaratmak Bana onu  geri getirmekten daha kolay değil. Bana sövmesi ise, onun "Allah oğul edindi" sözüdür, Ben Tek ve Samed olanım, ne doğurdum, ne doğuruldun, nede Bana denk olanı vardır.

Dirilmeyi inkar edenlerden; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemin içlerine gönderilmiş olduğu müşrikler, felsefeciler, hristiyanların bir taifesi, brahmacılar ve budistler.

Nusayriler ve druzlar ise ruhların reenkarnasyona inanan zındık kafirlerdirler.