Solcu Gazete Telegram kanalı.
Reklam ve iletişim için: @iletisimads
Last updated 2 weeks, 1 day ago
🔥Canlı ve Maç Öncesi Tahminler 🔥
⚽️ FUTBOL 🏀 BASKETBOL 🏀 NBA
🎮 FİFA-ESPORTS 📉 Excel tahminleri
Last updated 1 day, 18 hours ago
"Bil ki, fitneler her devirde insanların karşısına çıkar. Bu, Rabb’in, bozguncuları ve gizlice sızanları arındırması, sabırlı ve doğru yolda sebat edenlerin ise mükâfatlarını artırması içindir.
Ve sakın ha, senin dinine, inançlarına, örtüne ve haya anlayışına sadık kalman, insanların çoğunun sapmış olduğu bir dönemde Allah katında kolay bir iş sanma.
Zira az sayıda destekçiye sahip olanın ameli büyür, ödülleri ise kat kat artar; çünkü o, inancında sarsılmaz ve sabırlıdır."
O halde sabret!
Bugün, büyük bir derinlik ve tesirle kalbimi sarsan bir sözle karşılaştım:
"Farz et ki, birisi senin hakkında Allah’la konuşuyor..."
Bu söz, insanlar arasında var olabilecek en güzel ve en yüce bağa işaret etmektedir.
Biz, çevremizdeki kimselere sevgimizi ve desteğimizi birçok biçimde dile getirebiliriz. Lakin, yalnızca Rabbimizle baş başa kaldığımızda anacağımız kişilerin isimleri, her biri hususi bir mana taşır.
O vakit ki, sana kıymetli olanlar için Allah’a niyazda bulunduğunda, derin bir içsel değişim yaşarsın; bu, paradoxsal bir biçimde, içten içe seni zenginleştiren bir tebdildir.
Onları korusun ve bereketlesin, en kıymetli dualarımızı ve gönüllerimizi O’na arz ettiğimiz, ulaşılması imkansız fakat bir o kadar da yakın olan, yüksek Hedefe yönelen kalplerimizi O muhafaza eylesin.
Çünkü gerçek bağ, bedenle değil, içten ve samimi dualarla kurulur...
Ve her ne zaman bir insan, kardeşi için Allah’a iyilik dilediğinde, melekler şöyle der: "Âmin, sana da aynı şekilde olsun!"
(Müslim)
Bazı anlamlar insana uzak, hatta yabancı gelir. Ancak bazen bir söz öyle derin ve etkileyici bir şekilde dile getirilir ki, insanın içindeki gaflet perdesini aralar, ruhunu canlandırır ve ona hakikatin ışığını gösterir.
Mesela, Yüce Allah’ın şu buyruğunu düşünelim:
"Sakın hiçbiriniz arkasına bakmasın!"
(Hûd, 81)
Bir an için Lût Peygamber’in ve onunla birlikte bu emri alan kişilerin durumunu hayal edin. Bu, insanın Allah’a olan inancını pekiştirmeye, O’nun yasaklarına duyduğu öfkeyi göstermeye ve bu uğurda samimiyetle hareket etmeye en çok ihtiyaç duyduğu andır. Ancak aynı zamanda, fıtratın derinliklerinde kök salmış olan bazı hislerin de aşılması gereken bir zamandır: Yurt sevgisi, aileye, dostlara olan bağlılık ve hatıraların sıcaklığı... İnsan bu duygulara sımsıkı bağlıdır, ama o anda bunların tümünden kopması, geçmişi tamamen geride bırakması gerekir.
İşte bu nedenle İlahi emir, yalnızca fiziksel anlamda arkasına bakmayı bile kesin bir şekilde yasaklamıştır. Böylesine hassas bir durumda, kalbin geriye dönüp geçmişe yönelmesi nasıl kabul edilebilir?
Şair, bu durumu şu dizelerinde ne güzel anlatır:
"Gözüm arkaya döndü; ama yıkıntılar gözden kaybolunca, kalbim de onlarla birlikte döndü."
İbn Âşûr (rahimehullah) bu ayetteki bakma yasağını şöyle açıklar:
“Bu yasak, hicretin anlamını tam anlamıyla gerçekleştirmek içindir. Allah’ın yasaklarına olan öfke ve sadakatle, kişinin vatanına olan tüm bağlarını, hatta sadece bir bakışla dahi olsa, tamamen koparması istenmiştir.”
•Tefsirü't-Tahrir ve't-Tenvir, İbn Âşûr
Şeyh İbn Useymin -Allah ona rahmet etsin- şöyle buyurmuştur:
"Allah’ın lütfundan ümitliyiz; günahlarımız pek çok, hem de büyük. Ancak Allah’ın lütfu daha geniş, rahmeti daha sınırsızdır. Şayet beş vakit namaz, büyük günah işlenmediği sürece, aralarındaki küçük günahları silip götürüyorsa, bu ne büyük bir ihsandır!"
Şerhu Riyazü's-Salihin, 1/189
Allah'ım, İbnü'l-Kayyim'den razı ol, onu cennetinin en yüksek derecelerine ulaştıracak şekilde sürekli razı olmanla razı et. Ey Allah’ım, ona bahşettiğin yüksek dereceleri bizlere de nasip et. Bize, huzuruna samimiyetle yönelmeyi, kelamını dikkatle dinlemeyi, Senden en doğru şekilde anlamayı, işlerimizde hikmetli bir bakış açısı ve derin kavrayış nasip et. Ayrıca, Seninle olan ilişkilerimizde en güzel edebi bizlere öğret, her halimizde Senin rızanı gözetmeyi bizlere ihsan et.
Taberi'nin Cami'ul-Beyan adlı tefsirinde, Ahzâb Suresi 58. ayetiyle ilgili olarak şöyle açıklamalar yapılmaktadır:
Taberi, bu ayette müminlere ve müminelere haksız yere eziyet edenlerin büyük bir günaha gireceklerini belirtir. Ayette geçen "بِغَيْرِ مَا اكْتَسَبُوا" (bima iktasabu) ifadesi, insanların hak etmedikleri şekilde zarar görmelerine işaret eder. Bu, hem fiziksel hem de manevi zararları kapsar. Yani müminlere yapılacak her türlü haksızlık, kötü söz, hakaret veya iftira eziyet olarak değerlendirilir.
Ayrıca, "فَقَدِ احْتَمَلُوا بُهْتَانًا وَإِثْمًا مُبِينًا" (Fakat onlar, büyük bir iftira ve açık bir günah yüklenmiş olurlar) kısmı, müminlere yönelik eziyetin yalnızca bedensel değil, aynı zamanda manevi bir suç olduğunu vurgular. Burada "buhtean" kelimesi "iftira" anlamında kullanılmıştır ve bu tür bir suçun büyük bir günah olduğu ifade edilir. İftira atmak, insanın onurunu zedelemek ve haksız suçlamalar yapmak, kişinin büyük bir günah işlediği anlamına gelir.
Taberi, müminlere zarar vermenin sadece bireysel bir suç olmadığını, toplumun huzurunu da bozduğunu belirterek, bu tür davranışların Allah’ın adaletine ve toplumsal düzenin bozulmasına yol açtığını ifade eder.
•Taberi, Cami'ul-Beyan Fi Tafsiri’l-Kur'an, 22/68-69.
Kur’ân’dan uzaklaşmanın insanlar arasında yaygınlaştığı zamandan beri, dinin vazifeleri, onu dosdoğru yaşama emâneti, cihâd farîzası ve şeriatı tatbik görevi zayi olmuştur.
Bu yitip giden hakikatleri, önceki nesillerin izzetiyle yeniden ihyâ etmek, ancak Kur’ân’a azametli bir dönüşle mümkündür; onunla hemhal olmak, onu anlamak, düşünmek ve hayatımıza tatbik etmekle...
Aman ha! Nesillerin, Kur’ân’dan uzak bir şekilde yetişmesine asla meydan vermeyin! Aksine, onları Kur’ân’ı ezberlemeye, ona sıkı sıkıya sarılmaya teşvik edin.
Çünkü Kur’ân, fetihlerin kapısıdır.
Ne mutlu, Rabbine ait bu kitabı ile ilişkisini düzeltip yolunu bulana!
Dr. Leyla Hamdan
Hiç bıkmadan, usanmadan tekrar tekrar okuduğun ve her defasında seni daha olgun, daha bilgili, daha edepli ve daha güçlü kılan bir kitap vardır ki o da Kur’an-ı Azîm’dir. Bu kitapla ruhunu tamir eder, hâlini ıslah eder ve her türlü musibetten şifa bulursun.…
Hiç bıkmadan, usanmadan tekrar tekrar okuduğun ve her defasında seni daha olgun, daha bilgili, daha edepli ve daha güçlü kılan bir kitap vardır ki o da Kur’an-ı Azîm’dir.
Bu kitapla ruhunu tamir eder, hâlini ıslah eder ve her türlü musibetten şifa bulursun.
Eğer dünyadaki bütün kitapları okuyup da Kur’an’dan yüz çevirirsen, cahil, mahrum ve nefsine zulmeden bir bedbaht olmaktan kurtulamazsın.
Dr. Leyla Hamdan
Solcu Gazete Telegram kanalı.
Reklam ve iletişim için: @iletisimads
Last updated 2 weeks, 1 day ago
🔥Canlı ve Maç Öncesi Tahminler 🔥
⚽️ FUTBOL 🏀 BASKETBOL 🏀 NBA
🎮 FİFA-ESPORTS 📉 Excel tahminleri
Last updated 1 day, 18 hours ago