وَرِزقُكَ لَيْسَ يُنقِصُهُ التَّأَنِّي

وَلَيْسَ يَزِيدُ فِي الرِّزْقِ الْعَنَاءُ

İşleri ağırdan alsan da rızkın azalmaz

Kendini zorlasan dahi rızkın artmaz

İmam Şafii - Divan

Ömer İbnu’l Hattab radıyallahu anh dedi ki:

Eğer bir kimse amelde eksik/ihmâlkar ise, buna kefâret olması için hüzün ile imtihan olunur.

El-Hemm ve’l Hüzn İbn Ebi’d Dunya, 1/96

İmam Şafii -rahimehullah- dedi ki:

Ahmed sekiz vasıfta imamdır: Hadiste imamdır, fıkıhta imamdır, lügatta imamdır, Kur’an’da imamdır, fakirlikte imamdır, zühdde imamdır, verada/takvada imamdır, sünnette imamdır.

Mesail el-Kevsec, 1/92

Herşey Allah azze ve celle'nin takdiri ile olur. Allah’ın istemediği şey sana isabet etmeyecek, emri ise seni ıskalamayacaktır.

"Ev bir duygudur. Kendini huzurlu ve mutlu hissettiğin yerdir."

Ev, sadece dört duvarın çevrelediği bir mekan değildir; ev, kalbinde hissettiğin bir duygudur. Birlikte aynı sofraya oturup gülümsediğin, sırlarını paylaştığın yerdir. Mutluluğu orada bulursun, ama unutma ki hüzün de aynı evin bir misafiridir. Eğer sevgiyi ve saygıyı beslemezsen, en sağlam duvarlar bile çatlar, en sıcak odalar soğur.

Bir çift, aynı evi paylaşıyorsa ama artık aynı kalbi paylaşmıyorsa, evin anlamı da yavaşça kaybolur. Ev, birbirine duyduğunuz saygı ve sevgiyle var olur. Bir evin içinde ne kadar uzak olursanız olun, birbirinize olan bağınız kopmadıkça o ev sizin için hep bir sığınak olur.

Ama koparsa...

İşte o zaman ev sadece bir taş yığınına döner. O yüzden evin kıymetini bilmek, her gün o duyguyu yeniden inşa etmektir.

Güzel bir habere hasret kalmış kullarını müjdeli haberlerle sevindir Allahım. Umutlarımız zayıf düşmüşken, bizlere öyle müjdeli haberler nasip et ki, tüm dertlerimizi unutturacak bir sevinçle dolup taşalım. Dualarımızın kabul olduğunu gösteren bir işaret gönder bize, karanlıklar içinde kaybolmuş gönüllerimize bir nur ihsan eyle.

Ey merhameti sonsuz olan Rabbim, çaresizlik içinde kıvranan kullarını, kapısını çaldığımız o güzel haberlerle sevindir. Yıllardır beklenen, hasretle özlenen, gözyaşları içinde edilen dualara öyle bir cevap ver ki, kalbimiz huzura ersin, dilimiz şükürle dolsun. Üzüntümüzü neşeye, kederimizi rahmete çevir Allah'ım.

Senden başka kapımız yok Allah'ım... Sesimize cevap ver. İçimize huzur indir, dualarımızı kabul eyle.

Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber şöyle buyurdu:

"Kim yalan konuşmayı ve yalan-dolanla iş yapmayı terk etmezse, Allah o kimsenin yemesini, içmesini bırakmasına kıymet vermez."

Buhârî, Savm 8, Edeb 51.

İslam’ın yapısında ilerlemek, başarılı olmak, barışa vesile olmak, haksızlık ve zulmü yön etmek vardır. İslam, körü körüne bir şeye bağlanılmasına, kişinin sağ yanağına tokat atıldığında sol yanağını göstermesine asla razı olmaz. Ona, affetmek mümkünse affı, değilse cihadı adres olarak gösterir.

[Yusuf el-Karadavi, Beklene Zafer Nesli]

Rasulullah (s.a.v) şöyle buyurdu;

“Allah'ım beni,
Güzel bir iş yaptıkları zaman mutlu olan
Günah işledikleri zaman da
Bağışlanma dileyen kullarından eyle.”

İbn Mâce, “Edeb”, 57.

Şeyhulislam İbn Teymiyye -rahimehullah- şöyle demiştir:

Bidat, heva ve zan ile sünnete dil uzatmak ile başlar. Nitekim Şeytan da kendi heva ve görüşü ile Rabbi'nin emrine karşı gelmiştir.

Mecmuu'l Fetava 3/350.