Solcu Gazete Telegram kanalı.
Reklam ve iletişim için: @iletisimads
Last updated 2 weeks ago
🔥Canlı ve Maç Öncesi Tahminler 🔥
⚽️ FUTBOL 🏀 BASKETBOL 🏀 NBA
🎮 FİFA-ESPORTS 📉 Excel tahminleri
Last updated 18 hours ago
Nitekim Sahihayn'da geçen bir rivayette, Hind bint Utbe şöyle demiştir:
"Ey Allah'ın Resûlü! Ebu Süfyan cimri bir adamdır. Bana ve çocuklarıma yetecek bir şey vermiyor. Ancak onun haberi olmadan alıyorum." Resûlullah ﷺ şöyle buyurdu:
"Kendine ve çocuklarına yetecek kadarını, maruf ölçüsünde al."
Altıncı Durum: Günah işleyeni düzeltmek için yardım talep etmek
Bir kişinin işlediği günahın (ister açık ister gizli olsun) zarar verdiği ve düzeltilmesi gerektiği durumda, bu kişiden bahsedilmesi şu iki şartla caizdir:
Birinci Şart:
Yardım talebinin, bu konuda çözüm üretebilecek birine yapılması gerekir. Örneğin, içki içen veya haram bir iş yapan birinin durumu, bu konuda çözüm sunabilecek birine danışılabilir.
İkinci Şart:
Düzeltme talebinin, büyük ve başkalarına zarar verebilecek bir günah için olması gerekir. Küçük günahlar (lemem) ya da genelde başkalarına sirayet etmeyen durumlar için gıybet caiz değildir.
Gıybetin caiz olduğu durumlar
Gıybetin aslı haramdır, ancak altı durumda caiz görülmüştür:
Birinci Durum:
Mazlumun durumu: Mazlum, kendisine zulmeden kişiyi hakkının iade edilmesi umuduyla ve kendisine yardım edeceği veya bir çözüm yolu sunacağı düşünülen bir kimseye, aşırılığa kaçmadan ve intikam arzusuyla hareket etmeden, sadece hakkını talep edecek kadar zikredebilir. Ancak çoğu zaman, mazlumun zulmedene karşı sözlü saldırılarla aşırıya kaçtığı ve onun ayıplarını dile getirerek kendisinin de zalim konumuna düştüğü görülür. Bu durumda, kişi kendisini mazlum zannederken aslında zalim olur.
Bir kimse, malının elinden alınması veya onurunun zedelenmesi gibi bir sebeple mazlum duruma düşmüşse, şu iki şartı yerine getirerek, kardeşini onun hoşlanmayacağı bir şekilde zikredebilir:
Birinci Şart:
Kardeşini, sadece yardım edeceğine veya adalet sağlayacağına inandığı bir kimseye zikretmelidir. Umut taşımadığı bir kişiye bu durumu anlatması uygun değildir.
İkinci Şart:
Mazlumun durumu açıklamak için söyledikleri, ihtiyacını giderecek kadar olmalı; meseleyle ilgisi olmayan şeyleri eklememeli ve yardım talebini intikam veya zulme dönüştürecek şekilde şikâyetlerini artırmamalıdır.
İkinci Durum:
Tanıtıcı bir bilgi verme durumu: Bir kişinin, tanınmayan bir kimseyi tanıtmak için fiziksel özelliklerini veya durumunu açıklaması gerektiğinde caizdir.
Bu durum, hadis ve rivayetleri nakleden kimselerin güvenilirliklerini test etmek amacıyla sorular sormayı kapsadığı gibi, bir şahsı tanımlamak için yapılan açıklamaları da içerir. Örneğin, bir kişinin kör, topal, kısa boylu veya uzun boylu olduğunu tarif etmek, bu kişinin ayıplanması amacı taşımadan yapılırsa caizdir. Ancak, bu sıfatların küçümseme niyetiyle söylenmesi durumunda, bu haram olan bir gıybet sayılır.
Nitekim, Sünen eserlerinde rivayet edildiğine göre, Hz. Âişe (radıyallahu anha) şöyle demiştir:
"Ben Resûlullah’a ﷺ şöyle dedim: 'Sana Safiyye'nin şu ve şu özelliği yeter’ (onun kısa boylu oluşunu kastederek). Bunun üzerine Allah Resûlü ﷺ şöyle buyurdu:
'Sen bir söz söyledin ki, eğer o deniz suyuna karışsaydı, onu bulandırırdı!'"
Üçüncü Durum: Kötü niyetli kişiden sakındırmak
Kötü bir kimseyi (örneğin, güvenilir olmayan bir tacir veya aldatıcı bir eş adayı) gerektiği durumda sakındırmak caizdir. Ancak bu, yalnızca o kişinin durumundan etkilenmesi muhtemel birine yapılmalı ve iki şartla sınırlı olmalıdır:
Birinci Şart:
Uyarının, konuyla doğrudan ilgisi olan birine yapılması gerekir. İlgisiz birine kötü özelliklerini zikretmek caiz değildir. Örneğin, birinin cimriliğini, onunla evlenme niyeti olmayan birine anlatmak; ya da güvenilmezliğini, onunla mali ilişki kurmayacak birine açıklamak uygun değildir.
İkinci Şart:
Kişinin, sadece ilgili özelliklerini belirtmesi ve bunları abartarak veya gereksiz niteliklerle genişleterek anlatmaması gerekir. Örneğin, bir tacir için güvenilirlik, bir eş adayı için ise dindarlık ve ahlak önemlidir. Bunların dışındaki detaylar zikredilmemelidir.
Dördüncü Durum: Günahını açıkça işleyen kişiyi anmak
Günahını alenen işleyen bir kimse (örneğin, açıkça içki içen biri ya da örtüsüz bir kadın) hakkında, intikam veya küçümseme niyeti olmadan, yalnızca durumunu zikretmek caizdir. Ancak alay veya kinayeli bir şekilde zikretmek şiddetle yasaklanmıştır.
İmam İbn Abdilberr, günahını açıkça işleyen kişinin arkasından konuşmanın gıybet sayılmayacağı hususunda icma olduğunu nakletmiştir.
Bu izin, yalnızca kişinin aleni günahıyla sınırlıdır. Gizli günahları hakkında konuşmak caiz değildir. Örneğin, açıkça içki içen birinin başka bir konuda hoşlanmayacağı şekilde anılması haramdır. Bu konuda ihtilaf yoktur.
Beşinci Durum: Fetva isteyenin durumu açıklaması
Bir kişi, fetva talebinde bulunurken konunun taraflarını ve olayları açıklamak durumundaysa, bunu yapması caizdir. Örneğin, bir kadın kocasının cimriliği, şiddeti veya ilgisizliği gibi durumları açıklayarak çözüm arıyorsa, bu bir sakınca teşkil etmez.
İnsanlarla Alay Etmek
İnsanlarla alay etmek, onların haram veya günah işlemeleri durumunda dahi caiz değildir. Zira alay etmek, zatında şer’an kötülenmiş bir fiildir. Bu fiil, kişinin nefsini üstün görmesini, kibirlenmesini ve kendisine Allah Teâlâ’nın lütfetmiş olduğu nimeti unutmasını içerir. O nimet ki Allah, o kişiyi hayra muvaffak kılmış ve başkasını o hayırdan mahrum bırakmıştır. Ancak alay eden kimse, bu lütfu unutup imtihana çekilebilir; kötü bir niyet veya gafletle yoldan sapar, gurura kapılır ve neticede Allah katında, alay ettiği kimseden daha şiddetli bir azaba uğrayabilir.
Haram işleyene karşı mü’minin vazifesi, ona nasihat etmek, iyiliği emretmek ve kötülükten nehyederek ıslahına gayret göstermektir. Ona merhametle yaklaşılmalı, alay edilmemelidir. Zira sapıtanı saptıran Allah Teâlâ, diğerlerini de saptırmaya kadirdir.
Solcu Gazete Telegram kanalı.
Reklam ve iletişim için: @iletisimads
Last updated 2 weeks ago
🔥Canlı ve Maç Öncesi Tahminler 🔥
⚽️ FUTBOL 🏀 BASKETBOL 🏀 NBA
🎮 FİFA-ESPORTS 📉 Excel tahminleri
Last updated 18 hours ago