Bilgiyi değerli kılan bir unsur da ona hızlı şekilde ulaşabilmektir. Dünyanın her yerinden anlık haber ve gelişmeleri aktarıyoruz. ?? @mhareklam
Last updated 2 Monate, 1 Woche her
Dış mücadele odaklı haber ve harita; yurt içi veri ve önemli gelişme.
Last updated 2 Wochen, 1 Tag her
-İnsanı azaltıyorlar dedi.
-İnsan azalır mı? dedim.
-Çocuklardan başlarsan azalır! dedi.
-Yıl 2021, ve lütfen sorgulayın
Last updated 2 Monate, 3 Wochen her
Dünya ve âhiret hayırlarını bir araya toplayan haslet: “Allah ve peygamber sevgisi.”..
De ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız, bana tabi olun ki Allah da sizi sevsin.. sizin için günahlarınızı bağışlasın.”
(Âl-i İmrân, 31)
------
Şumayt der ki:
"Vallahi ben sizin bedenlerinizi Rabbinize yönelme aracı olarak görüyorum. Kendinize gelin ve onu Allah yolunda tüketin. Allah da hayatınıza bereket versin.
- Hilyetu'l Evliya
Rabbim ömrümüzü vaktimizi davetimizi amellerimizi bereketli ihlaslı kılsın.
Allahumme amin
🌿🌿
Rasûlullah صلى الله عليه وسلم her namazın sonunda şöyle dua ederdi:
“Allah’ım! Seni zikretmek, sana şükretmek ve sana güzelce kulluk edebilme hususunda bana yardım eyle!”
[Ahmed, 5: 244-245]
Kendisinde maddî yahut manevî zayıflık hisseden, olayların ve yaşananların nefsânî olarak kendisini etkileyip yıprattığı, içsel huzursuzluk, sıkıntı ve keder hissedenler şunu bilmeliler ki; bizler bu zamanda Allah subhânehu ve teâlâ’ya bu hüzün ve sabırla da teabbud/kulluk ettiğimiz bir dönemdeyiz. Öyleyse kulluğumuza dönüp bakalım.
Hüzünle ibâdet etmekten maksad, memdûh olan hüzündür ki, bu hüzün âhiret içindir. Yoksa ye’se, ümitsizliğe ve kasvete sürükleyen hüzün değil. Bilakis öyle bir hüzün ki, kuvveti toplayan, işin ciddiyetini anlayıp meydana atılan, derdini bilip onun devâsını arayan kimsenin hüznüdür. İşte bu hüzün, esâsında himmet ve azim taşır. Tembellik ve yılgınlık taşıyan hüzün ise ibâdet olması bir yana, derecesi ve kuldaki etkisi itibariyle günah dahi olabilir.
Dolayısıyla eğer çağın seyri korku, keder ve ümitsizlik nedeniyle bizlerde tembelliğe, amelden geri kalmaya ve meydanı terk etmeye sebebiyet veriyorsa, bizim bu hâli üzerimizden asla vakit kaybetmeden atmamız gerekiyor demektir.
Bizler kıyâmet saatine yaklaştıkça zamanın değişeceği ve insanların küfr ve fesâdda haddi aşacağını, zulmün artacağı ve fitnelerin çoğalacağını bilmekteyiz.
Bu hakîkatten kaçmaya çalışmak ya da buna şahitlik ediyor olmanın ruhsal kasvetini taşımak, kulun ancak ‘kendisi’ için kayıptır. Dünyanın şu anda üzerinde bulunduğu gerçekliği görmezden gelip, pembe hayaller kurmaya devam etmek isteyenler ise en büyük kayba uğrayanlar olacaklardır. Çünkü âkil müslüman bilir ki dünya bunun yeri değildir.
Bu yüzden böylesi bir zamanda Müslümanlar olarak bizlere düşen;
•Silkelenmek, himmeti yüce tutmak,
•Maddî ve manevî hastalıklara, vesveselere, hüzne Kur’ân’a sığınırak şifâ bulmak,
•Kalpleri, zihinleri ve ruhları Kur’ân’la iyileştirmek ve başkalarına da bununla şifâ olabilmek,
•Kur’ân’ın ilmini, ahlâkını ve bize öğretip vasiyet ettiği mücâdeleyi sâhiplenip -bütün gücümüzle- her neredeysek orada bunun temkînini sağlamaktır. Ve Müslümanlara da bunun önemini anlatmak, bunun bizim görevimiz olduğunu hatırlatmak, İslâm’ın ve ümmetin durumundan gâfil olunmaması gerektiğini öğretmektir.
Nerede olursa olsun, Müslüman bu dîn iledir, bu dîn üzeredir ve bu dîn içindir. O, Allah’ın dîni uğrunda vermesi gereken mücâdeleyi bilir. Bu mücâdelenin/cihâdın farklı vecihleri vardır ve her vechin kendine has cepheleri bulunmaktadır. Her cephe ise kuşkusuz onu savunacak kimselere ihtiyaç duymaktadır. Bu bir ilim öğrenmekle de olsa, bir amel işlemekle de olsa, bir çocuk yetiştirmekle ya da tek bir insana tek bir kelime öğretmekle de olsa; hâlis niyetin alınmasıyla o kimsenin bu dîn için verdiği cihâda dönüşür.
Yani bizlere düşen, dalgaların savurduğu gemiyi kurtarmaya çalışmaktır. İçimizden yelken açanlar olur, suya karşı koyanlar olur. İçimizden, dümeni elinde tutanlar olur. Biz ise esenlik diyârına erişene dek elimizden gelenin en iyisiyle mücâdelemizi veririz. Sonra umulur ki sonunda bizim için de arza ‘yut suyunu’ denilir.
Biz bu zulüm ve fitne dalgalarında boğulmamaya bakacağız. Boğulanları kurtarmaya, boğulmaktan korkanlara hakkı ve sabrı tavsiye ederek teselli vermeye bakacağız. Yoksa şâirin dediği gibi:
"فمن للأمةِ الغرقى إذا كنا الغريقينا
ومن للغاية الكبرى إذا ضمرت أمانينا
ومن للحق يجلوه إذا كلت أيادينا"
“Eğer biz de boğulursak, başka kimi vardır boğulan şu ümmetin?
Eğer körelmişse arzularımız, başka kimi vardır en büyük gayemizin?
Eğer yorulmuşsa bizim de ellerimiz, onu ortaya çıkaracak başka kimi vardır hakkın?”
Bir kul sıkıntılarından Allah'ı birlemekle kurtulabilir. Bu da ancak kalbiyle inanıp, diliyle telaffuz ederse mümkün olur. Nitekim Rasûlullah ﷺ den sahih bir şekilde vârid olan, sıkıntı anında okunacak tüm dualar da içerisinde tevhidi barındırır:
" لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ الْعَظِيمُ الْحَلِيمُ، لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ رَبُّ الْعَرْشِ الْعَظِيمُ، لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ رَبُّ السَّمَاوَاتِ وَرَبُّ الْعَرْشِ الْكَرِيمِ."
"اَللَّهُمَّ رَحْمَتَكَ أَرْجُو، فَلاَ تَكِلْنيِ إِلىَ نَفْسِي طَرْفَةَ عَيْنٍ، وَأَصْلِحْ ليِ شَأْنِي كُلَّهُ، لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ."
"اللهُ اللهُ رَبيِّ لاَ أُشْرِكُ بِهِ شَيْئاً."
Zunnûn (Yunus aleyhisselam)ın duası:
"لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ، سُبْحَانَكَ إِنيِّ كُنْتُ مِنَ الظَّالِمِينَ."
Allah ﷻ bu konuda indirdiği ayette kendisini tesbih edip, birlemenin sıkıntılardan kurtaran bir sebep olduğuna, zikrinden gâfil kalındığında ise bu hâlin devamlı olarak süreceğine işaret etmiştir:
"Eğer gerçekten o tesbih edenlerden olmasaydı, insanların tekrar diriltilecekleri o güne kadar onun(balığın) karnında kalırdı." [Saffât:143-144]
"ويضرب الله الأمثال للناس لعلهم يتذكرون"
Cabir b. Zeyd der (رحمه الله) ki:
"Cuma günü Cuma namazına geldiğin zaman mescidin kapısında durup şöyle dua et:
"Allahım! Beni, sana en iyi şekilde yönelenlerden, en iyi şekilde yaklaşanlardan, en iyi şekilde dua edenlerden ve en iyi dileklerde bulunanlardan biri eyle."
📚 Hilyet'ul Evliyâ, 3/87 (3440)
يا حبيب؛
إن كنت تزعم أنك تسير على طريق الأنبياء أو تحرص على السير في طريقهم؛ فتذكر ما أصابهم في هذا الطريق من شدائد وكربات وأهوال ثم تذكر صبرهم على ما كذبوا وأوذوا حتى أتاهم نصر الله.
فلا تشترط على ربك إما أن يسلّمك فتستمر أو أن يبتليك فتقف..
هذا الطريق -كما يقول ابن القيم-:
(طريق تَعب فِيهِ آدم، وناح لأَجله نوح، وَرُمي فِي النَّار الْخَلِيل، وأُضجع للذبح إِسْمَاعِيل، وَبيع يُوسُف بِثمن بخس، ولبث فِي السجْن بضع سِنِين، وَنُشر بِالْمِنْشَارِ زَكَرِيَّا، وَذُبح السَّيِّد الحصور يحيى، وقاسى الضّر أَيُّوب، وَزَاد على الْمِقْدَار بكاء دَاوُد، وَسَار مَعَ الْوَحْش عِيسَى، وعالج الْفقر وأنواع الْأَذَى مُحَمَّد)
ثم أبشر بالخير من رب كريم يحب الصابرين، ويجزيهم خير الجزاء..
وأبشر كذلك بحسن العاقبة لهذه الأمة بصبر أبنائها وصلاحهم..
Ey dostum! Nebilerin yolunda yürüdüğünü ya da onların yolunda yürümeye hırslı olduğunu iddia ediyorsan
Onların bu yolda şiddetlerden, sıkıntılardan ve ahvallerden başlarına gelenleri hatırla. Sonra Allah'ın yardımı gelene kadar yalanlanmalarına ve eziyet edilmelerine karşılık sabretmelerini hatırla. Rabbine eğer ki seni selamete çıkarırsa bu yolda yürümek ya da seni imtihan ederse durmak üzere herhangi bir şeyi şart koşma!
Bu yol İbn kayyım Rahimehullah'ın dediği gibi;
Adem'in yorulduğu, Nuhun bu sebeple ağladığı, Halilin ateşe atıldığı, İsmailin kurban edilmek için yatırıldığı, yusufun oldukça düşük bir pahaya satıldığı ve senelerce hapiste kaldığı, Zekeriyanın ise
testereyle ikiye biçildiği, Efendi Yahyanın ablukaya alınıp boğazlandığı, Eyyûb'e sıkıntı ve hastalık isabet ettiği, Davud'un ağlamalarının ise oldukça çoğaldığı, İsanın vahşi hayvanlara yürüdüğü, Ve Hz. Muhammed'e (sallallahu aleyhi ve sellem) her türlü eziyet ve fakirliğin dokunduğu bir yoldur.
O halde sabredenleri seven ve onları en güzel mükâfatla mükâfatlandıran kerim olan Allah'tan bir hayırla ümmeti müjdeliyorum. Ve bu ümmeti çocuklarının sabrı ve salahiyetleri dolasıyla güzel akıbetin onların olması sebebiyle müjdeliyorum.
Şeyh Ahmed Seyyid
Sema'da en çok hatırlananlardan ol
تاج الأذكار يوم الجمعة الصلاة على النبي ﷺ، أكثر الناس لها ذكراً أكثرهم ذكراً في السماء وطمأنينة في الأرض.
Cuma günü yapılan zikirlerin tacı Rasûlullah’a ﷺ getirilen Salat ve Selamdır. insanlardan o günden çok zikir yapanı semada en çok hatırlananı ve yeryüzünde de en çok mutmain olanıdır.
| Şeyh Abdulaziz et-Tarifi
من أسباب زوال الهموم وغفران الذنوب الصلاة على النبي ﷺ، ويوم الجمعة يكون أثر الصلاة أعظم، قال النبي ﷺ للمصلي عليه (تُكفى همك ويُغفر لك ذنبك)
Nebi’ye ﷺ salât etmek, kederlerin gitmesinin ve günahların dökülmesinin sebeplerindendir. Cuma günü ise salâtın tesiri daha büyüktür. O ﷺ şöyle buyurdu: “Salât, sıkıntıları giderir ve günahları siler”
| Şeyh Abdulaziz et-Tarifi
İlimle iştigâlden uzaklaşmak, işlediği bir sâlih ameli terk etmeye başlamak, insanlarla iyiyken sonradan ilişkilerin bozulması ve kişinin hayâtındaki -iyiden kötüye doğru giden- diğer değişimlerin belki de en büyük sebebi; kişinin bu amellerinde ihlâsı kaybetmesidir.
Herhangi bir sâlih amele muvaffak olamamak, yahut amelde istikrârsızlık; kalbin niyetini gözden geçirmek gerektiğini gösterir.
İbn Teymiyye rahimahullah dedi ki:
ما لا يكون لله لا ينفع ولا يدوم.
[مجموع الفتاوى ٨/٣٢٩]
“Allah için olmayan şey; fayda vermez, ve devâm da etmez.”
[Mecmûu’l Fetâvâ 8/329]
Bu çıkmaza düşen kulun, eğer Allah’ın rahmet ettiği ve kendisini nifâktan koruduğu bir kimse ise, bu hâli onun yüreğini parçalar ve onu kederlendirir. Zira o, takvâ ve ihlâsı kaybettiğini bildiği için bu duruma düştüğünü, ya da bu ikisinin kalbinde zayıfladığını bildiği için Allah’ın onu -bir cezâ ve musîbet olarak- bu hâlle imtihân ettiğinin şuurundadır.
İşte bu kulun içini boğan bu karanlık hâlden kurtuluş, aslında sandığından ve tahayyül ettiğinden daha kolaydır. Ancak şeytân, kulu Rabb’inden tamâmen uzaklaştırmak ve kulun Rabb’ine husnu zannına engel olarak Rabb ve abd arasını açmak için, sanki kulun yeniden ihlâsı kazanmasını ona imkânsız bir şeymiş gibi gösterir. Evet, şeytân nefsinin ıslâhıyla meşgûl olan sâlih kulu hep bununla aldatmak için çokça uğraşır, bu şeytânın muhsin kullara oynadığı oyunlarından bir oyundur; ihlâsı kaybetmiş ve riyâya bulaşmış gibi hissettirmek! Çünkü o, sâlih kulun sâlihâtına engel olamaz ve ona büyük günahları da meylettirerek süsleyemez. Bunun için de farklı yollarla onu amelden alıkoymaya çalışır. Halbuki ihlâsın delîli; onda sürekli şekk ve şüphe içinde olmaktır.
Bu hâlden kurtuluşa gelince; o, ‘duâ’dır.
Allah kullarını ancak O’na duâ ile yönelsinler diye farklı imtihânlara uğratır, ârif kul bunu artık bilmelidir.
Namazlarında, ve hattâ bir tâat içinde ol yahut olma, dilin hep Allah’ın zikri ve O’na duâ ile ıslak kalsın.
Bu hâl sende vesveseye döndüyse ve kalbini endişelendirip meşgûl ediyorsa, nefsini her an Allah’tan ihlâsı istemekle ve bir de istiğfâr ile meşgûl et. Bu senden bu hâli kaldıracak ve seni terk ettiğin sâlih amellere geri döndürecektir. Dilin sürekli Rabb’ine münâcât ile kıpırdaması da, aslında zaten ihlâsın delîlidir.
"اللهُمَّ ارْزُقْنِي الصِّدْقَ وَالإخْلاص"
“Allah’ım, beni sıdk ve ihlâs ile rızıklandır”
Yine Ömer b. el-Hattâb’ın şu duâsı da bu hususta edilecek ne güzel bir duâdır:
"اللهُمَّ اجعَلْ عَمَلِي كُلَّهُ صالِحًا، واجْعَلْهُ لِوَجهِكَ خالِصًا، ولا تَجْعَلْ لِأَحَدٍ فِيهِ شَيئًا."
“Allah’ım, tüm amellerimi sâlih kıl. Onu ancak Sen’in vechin için hâlis kıl. İçerisinde Sen’den başkası için hiçbir pay kılma.”
Kendinde riyâya bulaştığını, ihlâsı yitirdiğini, takvâdan uzaklaştığını hissettiğinde hemen duâ ederek Rabb’ine sığın. Çünkü sen O’na sığındığın müddetçe, emândasın demektir.
DİRAASE
Bilgiyi değerli kılan bir unsur da ona hızlı şekilde ulaşabilmektir. Dünyanın her yerinden anlık haber ve gelişmeleri aktarıyoruz. ?? @mhareklam
Last updated 2 Monate, 1 Woche her
Dış mücadele odaklı haber ve harita; yurt içi veri ve önemli gelişme.
Last updated 2 Wochen, 1 Tag her
-İnsanı azaltıyorlar dedi.
-İnsan azalır mı? dedim.
-Çocuklardan başlarsan azalır! dedi.
-Yıl 2021, ve lütfen sorgulayın
Last updated 2 Monate, 3 Wochen her