Zalimlerin gireceği asıl hapishaneden bir sahne:

Duvarlarını alevlerin kuşattığı korkunç bir ateş...
Su istiyorlar ve onlara erimiş maden gibi yüzlerini haşlayan kanlı-irinli bir su ikram ediliyor!
Yudumlamaya çalışıyorlar ama yutamıyorlar.
Bağırsakları parçalanıyor.
Ölüm onları kuşatıyor ama ölmüyorlar.

(Kehf, 29; İbrahim, 16-17; Muhammed, 15)

Allah'a sığınırız.

Allah'tan sabır istemek, bela istemek demek değildir.

Kur'an'ımızda musibet anında ya da dinde sebat etme hususunda sabır dileme duaları vardır. (Bakara suresi, 250. ayet; A'râf suresi, 126. ayet)

Allah'tan sabır istediğimizde dünyadaki her türlü imtihanımız için Allah'ın yardımını istemiş oluruz.

İmanımızı korumak, haramlara düşmemek, evlat, eş ve mal fitnesine karşı dayanıklı olmak, dilimizi korumak, ibadet edebilmek ve benzeri bir çok konuda ancak sabretmekle muvaffak olabiliriz.

İşin özü her halimizde sabra muhtacız.

Allah üzerimize sabır yağdırsın! Amin.

Biz de sabretmeye gayret edelim.

“Böylece zulmeden toplumun kökü kesildi.

Velhamdulillahi Rabbil alemin!”

(En’am, 45)

Suriye’de bir direniş ve cihat aklının, zafer ideolojisinin yol haritasını çizebilecek, itidalli bir politikayla geminin dümenini rüzgâra kaptırmadan kırabilecek komutanlardandı.

İhanet kokan bir suikastle o ve arkadaşları, dün İdlib’de şehit edildiler. Davamız ve iddiamız için tarih sahnesinde çok büyük bir kayıp değil bu ama itiraf edelim: Kaybımız büyük.

Ayrılırken bir gün İstanbul’da misafir etmeye ahitleşmiştik. Buluşma başka yere ve zamana kaldı.

Adn cennetlerine kadar yolun açık olsun Ebu Abdullah. Şehitlerin reisi Hamza’yla buluşacağın yere kadar gidesin.

Havzı Kevser'de buluşabilmek ümidiyle...

Nureddin Yıldız - 10.09.2014- İstanbul

Zalimlerin mağlubiyetine sevinmek iman alametidir.

"O gün müminler, Allah’ın yardımı sebebiyle, sevinirler."

Rûm suresi, 4-5. ayetler

Emevî valilerinden Ziyad bin Ebî Süfyân'a “En çok nimet sahibi insan kimdir?” diye soruldu. O da şöyle cevap verdi: “Müslüman bir adam ve Müslüman bir hanımdan oluşan bir aile. Kendilerine yetecek kadar bir geçim sahibiler. Hanım kocasından, kocası da hanımından razı. Ne onlar bizi tanır, ne de biz onları tanırız (kendi hallerinde yaşayıp giderler)...”

?İbn Hazm
?Güvercin Gerdanlığı