Ya Rab Ya Hay Ya Kayyum Ya Gafur Ya Rahîm Ya Tevvab Ya Setter Ya Rauf Senden başka İlah yoktur seni bütün eksiklerden tenzih ederiz. Biz Kendi nefsimize zulmettik. Ya Rab büyük- küçük, bilerek veye bilmeyerek bu zamana kadar işlediğimiz ne kadar günah varsa hepsinden dolayı sana tevbe ediyoruz. Sen bizleri affet.

Ya Rab bilerek şirke girmekten sana sığınırız bilmeyerek işlediklerimizdende bağışlanma dileriz seni bizi bağışla. Senin rahmetin bizim günahlarımızdan büyüktür. Mağfiretin ise bizim amellerimizden daha umut vericidir. Sen bizleri bağışla. Bizleri Sana yolunda şehit olarak kavuşan kullarından eyle.

Ya Rab sensin bizim Rabbimiz, Sensin alemlerin Rabbi,Sensin büyük Arşın Rabbi, Sensin iman edenlerin dostu,Sensin iman edenlerin velisi ve vekili, Sensin iman edenlerin koruyucusu, Yarab sen bizleri ,ehlimizi, dünyanın dört bir yanındaki müslüman erkek ve kadınları muhafeze et , tüm kötülüklerden, belalardan, kazalardan,musibetlerden, hastalıklardan koru.

Ya Rab Ya Hay Ya Kayyum Sen Ümmeti Muhammed'e acı Ya Rab, Sen ümmeti Muhammed'i bağışla, Sen Ümmeti Muhammed'in bu dünyanın dört bir tarafında akan kanını durdur Ya Rab.

Esaret altında olan kardeşlerimin esaretini çöz Ya Rab, zulüm gören işkencelere maruz kalan, tecavüze uğrayan tüm kardeşlerimizi bulunduğu bu zor durumdan selamete çıkar Ya Rab Sensin Selam olan, sensin bizim Vekilimiz.

Ya Rab Sen Gazze ve dünyanın dört bir tarafında mustazaf kullarına yardım et. Bombardıman altındaki kardeşlerimize yardım et onları koru muhafaza et, onların ayaklarına sebat ver,yaralıları ve hastalarına, uzuvlarını kaybedenlere Şafi isminle şifa ver, açlarını doyur ,rıziklarını genişlet, susuzluklarını gider, ihtiyaçlarını gider, Sensin Rezzak olan sensiz lutfu bol olan Sensin en Kerim, en cömert olan.

Ya Rab Sen canınla malınla yolunda savaşan, yolunda cihad eden sadık mücahid muvahhid kullarına rahmet et. Ya Rab onların ayaklarına,kalblerine sebat ver, atışlarını isabetli kıl. Operasyonlarını bereketlendir. Mücahidlerin ellerinle düşmanlarına azap et. Canıni teslim eden kardeşlerimizden sehadetini kabul et, onlara rahmet et, firdevs cennetlerine al . Sen mücahidlerin Saflarını, kalblerini birleştir, kelimelerini tevhid üzere birleştir, onları tüm fitnelerden koru. Onların Senden başka kimsesi yok Ya Rab sen onlarla beraber ol.
Sen mücahid sadık kullarını yeryüzünde temkin sahibi kıl, müslümanları dininin hakim olduğu o izzetli günlerine döndür.

Ya rab dünyanın dört bir tarafında dinine karsi savaşan, senin dostlarına düşmanlık eden, Resulüne(aleyhisselam) ve sahabesine dil uzatan, sadece sana kulluk ettikleri için onları öldüren hapseden zalim kullarını sana şikayet ediyoruz, onları sana havale ediyoruz. Sen onlardan intikam al Zuntikam isminle. Sen onların patlamadık kara araçlarını, batmadık deniz araçlarını, düşmedik hava araçlarını, öldürmedik askerlerini bırakma. Ya Rab Senin Lanetin meleklerinin laneti, tüm lanet edicilerin laneti tüm tağutların ve onları canı ile malı ile destekliyenlerin uzerine olsun. Bu zalimleri sen helak eyle onları sana havale ediyoruz.

Ey kitabı indiren, bulutları yürüten, orduları hezimete uğratan Rabbim sen bu Tağutları hezimete uğrat. Yusuf'un kıtlık yılları gibi kıtlık yılları ver. Onları dünya ve ahirette evlerini ateşle doldur. Sen herseye gücü yetensin. Şüphesiz sen emrinde galip olansin insanların çoğu bunu bilmezler. Sen dualarımıza şu mübarek saatte icabet et Mucib isminle.

Amin amin amin Velhamdülillahirabbilalemin ,

Muhaddis Şeyh Süleyman Ulvan (Rabbim esaret bağını çözsün):

CUMA GÜNÜ Dua' nın icabet edildiği saat ne zamandır?

"Âlimler cuma günü duanın icabet edildiği vakit hakkında ihtilaf etmişlerdir. Bu konuda 40 tan fazla görüş ileri sürmüşlerdir. Bütün bu görüşleri Hafiz İbni Hacer Fethu'l-Bari adli kitabinda zikretmiştir. Ancak bu görüşlerden bazıları birbirine yakın olup bazıları ise birbirine dahil edilmiştir. Araştırma yapıldığında bütün görüşler 10 taneyi geçmez.
Doğru olan şudur ki, cuma gününde icabet saati İKİNDİNİN SON VAKTİDİR.

Nitekim Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

" O -icabet saati-  Gündüzün Son Vakitleridir." Bu hadisi İbn-i Mace hadisidir. Abdullah bin Selam ) radiyallahuanh) rivayet etmistir.
Hadisin bütün ravileri Sika(güvenilir)dir.

Allah Resulü Sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
"Cuma günü on iki saatir. Bir müslüman o saate Allah'tan birşey isterse muhakkak Allah ona istediğini verir. O hâlde duanın kabul edildiği bu saati İKİNDİDEN SONRAKİ saatlerde arayın."
Ebu Davud ve Nesai bu hadisi rivayet etmiş ve Hakim sahihlemiştir.

Bu iki hadis de, icabet saatinin  cuma gününde hangi vakitte olduğuna dair sarih bir bilgi vardır. O saatin cuma günü ikindi namazından sonraki son saatler olduğunu söylemektedir. Hafız İbn-i Hacer (rahimehullah) Fethu'l-Bari adlı eserinde  Said bin Mansur'un sahih bir senetle  Ebu Seleme b. Abdurrahman' dan yaptığı rivayette;
"Sahabeden bazıları biraya gelip cuma gününde icabet saati hakkında müzakerede bulundular. Sahabiler (Allah hepsinden razı olsun) icabet vaktinin cuma gününün SON SAATLERİ Olduğuna dair ittifak ettikten sonra dağıldılar."

Cumhuru ulemanın mezhebide bu yöndedir. İshak ve İmam Ahmet Bin Hanbel de bu görüşü tercih etmişlerdir.

Bu nedenle bir müslümanın bu saatlerde dua etmesi müstehabtır. Umulir ki Allah yaptığı duaya icabet eder de günahları bağışlanır. Kalbi temizlenir ve onu temizlenenlerden  eyler.
Dua haddizatında ibadettir. Bu nedenle birçok Müslüman dua ettim ama duam kabul edilmedi demekte acele etmemelidir. Belki de birçok maslahattan dolayı duanın icabet edilmesi geçikmiştir. Belki de duanın kabul olması onun için bir zarardır, bu nedenle kabul olmamıştır. Belki de o dua onun harama düşmesine, insanlara zulüm etmesine ve faize düşmesine sebep olacaktır o yüzden icabet edilmemiştir. Çünkü duanın icabet edilmesi için yerine getirilmesi gereken bazı şartları olması gerekir. Sartlar yerine geldiği zaman ve maniler ortadan kalktığı zaman duaya icabet edilir ve böyle bir duanın reddedilmesi neredeyse imkansızdır."

Übey bin Kâ‘b -radıyallâhu anh- şöyle anlatır:

Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’e:

“–Yâ Rasûlâllah! Ben Siz’e çok salevât-ı şerîfe getiriyorum. Acaba bunu ne kadar yapmam gerekir?” diye sordum.

“–Dilediğin kadar.” buyurdular.

“–Duâlarımın dörtte birini salevât-ı şerîfeye ayırsam uygun olur mu?” diye sordum.

“–Dilediğin kadarını ayır. Ama daha fazla zaman ayırırsan senin için iyi olur.” buyurdular.

“–Öyleyse duâmın yarısını salevât-ı şerîfeye ayırayım!” dedim.

“–Dilediğin kadar yap. Ama daha fazla zaman ayırırsan senin için hayırlı olur.” buyurdular. Ben yine:

“–Şu hâlde üçte ikisi yeter mi?” diye sordum.

“–İstediğin kadar. Ama artırırsan senin için hayırlı olur.” buyurdular.

“–Öyleyse duâya ayırdığım zamanın hepsinde Sana salevât-ı şerîfe getirsem nasıl olur?” deyince:

“–O takdirde Allah Teâlâ, dünya ve âhirete âit bütün arzularını ihsân eyler ve günahlarını bağışlar!” buyurdular.

(Tirmizî, Kıyâmet, 23/2457; Hâkim, II, 457/3578; Beyhakî, Şuab, III, 85/1418; Abdurrazzâk, II, 214)

Resulullah (sallallahualeyhivesellem) şöyle buyurdu:

Kıyamet günü bana insanların en yakını, bana en çok salâvat okuyandır."

(Yine Tirmizî'de Hz. Ali (ra)'den
kaydedilen bir rivâyette şöyle denir: "Rasulullah (sav) buyurdular ki:

"Gerçek cimri, yanında zikrim geçtiği halde bana salâvat okumayandır." [Tirmizî, Salât 357, (484), Da'avat 110, (3540)]

اللهم صل وسلم على نبينا محمد

حسبنا الله ونعم الوكيل. اللهم إن كان هذا حقا وقع وحصل لشيخنا العلامة الإمام سليمان العلوان اللهم فالعنهم لعنا كبيرا واقطع دابرهم وشرد بهم من خلفه يا ولي المتقين ويا ناصر المستضعفين ويا رافع الذين آتيتهم العلم يا قوي يا متين يا قاهرا فوق عبادك يا من لا يعجزه…

حسبنا الله ونعم الوكيل.
اللهم إن كان هذا حقا وقع وحصل لشيخنا العلامة الإمام سليمان العلوان اللهم فالعنهم لعنا كبيرا واقطع دابرهم وشرد بهم من خلفه يا ولي المتقين ويا ناصر المستضعفين ويا رافع الذين آتيتهم العلم يا قوي يا متين يا قاهرا فوق عبادك يا من لا يعجزه شيء في الأرض ولا في السماء.
اللهم انتصر له ممن ظلمه يا رب العالمين.

أمِّنُوا أيها المؤمنون. وارفعوا دعواتكم في السحر في الثلث الأخير من الليل حيث التنزل الإلاهي إن ربي سميع قريب مجيب.

? Acil

Şeyh Süleyman Al-Ulvan'ın, bazı soruşturma görevlilerinin kendisini sert bir şekilde dövmesi ve tekmelemesi sonucu vücudunun çeşitli yerlerinde yaralanma ve morluklar oluştuğu, ayrıca geçtiğimiz günlerde şeyhin ağır yaralandığı tarafımıza doğrulandı. .

Sık sık küfür ve sözlü hakaretlere de maruz kaldığı aktarılıyor.

Sabah akşam zikirleri ile namazın ardından yapılan zikirler kişinin başına gelen musibetleri hafifletir. Kişiden üzüntü ve sıkıntı giderir.

Şeyh Süleyman Ulvan

1. Namaz Kılan Kimse Gözlerini Nereye Doğru Çevirir

Âlimler bu meselede ihtilaf etmişlerdir.

Bazıları ' Namaz Kılan kişi gözlerini secde edeceği yere doğru çevirir' demiştir.
Bazıları ise 'İmama bakar' demiştir.
Doğru olan tafsilatlı görüştür. Bu görüşe göre imamın arkasında ise imama bakar. Zira Resullah sallallahu aleyhi ve sellem'in ashabından olan kimseler: " Bizler, Resullah sallallahu aleyhi ve sellem'in kıraat yaptığını sakalının sallanmasından bilirdik" demiştir. Şayet namaz kılan kişi imamdan uzaksa, secde ettiği yere doğru bakar. Zira İbn-i Sirin (rahimehullah) "Müminler kurtuluşa ermiştir. Onlar ki namazlarında huşuludurlar." Ayetinin tefsirinde şöyle demiştir:
"Onlar gözlerini secde ettikleri yerlere doğru çevirirler."

"Tarih-u Bağdad" isimli kitapta Veki ( rahimehullah)'ın şöyle söylediğini aktarmıştır:

" Abdullah bin Mübarek (rahimehullah) bir gün Ebu Hanife (rahimehullah)'ın yanına geldi ve rükûya giderken ellerin kaldırılmasının hükmünü sordu. Ebu Hanife (rahimehullah) : ' O, uçmak mı istiyor ki ellerini kaldırıyor ' dedi. Abdullah bin Mübarek (rahimehullah) zeki bir adamdı. Bunun üzerine Ebu Hanife'ye şöyle söyledi: ' Şayet ilk tekbirde uçuyorsa, ikincide de uçar.' Ebu Hanife bunun üzerine sustu ve birşey söylemedi.