Dive into the Ultimate Free Library: Your One-Stop Hub for Entertainment!

Sahabe Hayatından Notlar

Description
"Salihlerin Kıssaları Allahın Ordularından Bir Ordudur. Allah Dilediğinin Kalbini Bu Kıssalar İle Sabit Kılar."

– Abdullah Bin Mübarek
Advertising
We recommend to visit

Bilgiyi değerli kılan bir unsur da ona hızlı şekilde ulaşabilmektir. Dünyanın her yerinden anlık haber ve gelişmeleri aktarıyoruz. 📃🔍 @mhareklam

Last updated 1 day, 19 hours ago

-İnsanı azaltıyorlar dedi.
-İnsan azalır mı? dedim.
-Çocuklardan başlarsan azalır! dedi.
-Yıl 2021, ve lütfen sorgulayın

Last updated 10 months, 3 weeks ago

dogruhaber.com.tr

Last updated 3 weeks, 4 days ago

hace 10 meses

Yahyâ b. Said anlatıyor:

*"Ensârlı ihtiyar bir kadından işittim, şöyle diyordu: Ben İbn Abbas'ı görmüştüm, Sırma b. Kays'in yanına gidiyor, ondan şu anlama gelen şiiri öğreniyordu.

Allah Resûlü on küsur sene Kureyş içinde kaldı.

Belki, samimi bir dost bulma ümidiyle onlara öğüt veriyor,

Hac mevsimlerinde kendini kabilelere arz ediyordu,

Ama ne himaye eden birini ne de davet eden birini görebiliyordu.

Bize geldiği vakit, kavmimiz onu bağrına bastı.

Gönlü hoş oldu, sevindi ve bizden razı oldu. Artık uzaklardaki zalimlerin zulmünden korkmuyor,

Azgın insanlardan da endişe duymuyordu.

Mallarımızın en kıymetlilerini onun için harcadık.

Canlarımızı savaşlarda onun için feda ettik! Hakk'a düşman olan herkese düşmanlık ediyorduk.

Samimi dost olsalar da! Biz biliyorduk ki Allah'tan başka bâkî hiçbir şey yok! Allah'ın kitabı tek rehberimizdir!'*

— Ibnu'l-Esir, Usdu'l-Gabe 1/518

hace 10 meses, 1 semana

Enes (Radiyallâhu Anh) dan:

Rasulullah ﷺ: "Kıyamet gününde nebi ve şehid olmadıkları halde kendilerine Allah tarafından verilen nurdan mimberler üzerinde görülen, nebi ve şehidlerin kıskandığı kimseleri haber vereyim mi" buyurdu.

"Kim onlar? Ya Rasulullah!" diye sordular. Rasulullah ﷺ: "Allah'ın kullarını Allah'a sevdirenler, Allah'ı da kullarına sevdirenler ve nasihat ederek yeyüzünde dolananlardır." buyurunca: "Allah'ı kullarına sevdirmeyi anladım, fakat kulları Allah'a sevdirmek nasıl oluyor?" dedim. Rasulullah ﷺ "Allah'ın sevdiği şeyleri onlara emrederler, Allah'ın fena gördüklerini de onlara yasaklarlar. İşte onlara itaat ettikleri zaman aziz ve celil olan Allah da onları sever." buyurdu.

— Beyhaki

hace 10 meses, 1 semana

**Hz. Ali'nin (Radiyallâhu Anh) İkazı

Süveyd bin Gafle anlatıyor:**

*Bazı kimselerin yanına uğramıştım. Baktım Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer'den bahsediyorlar, fakat her ikisini de eleştiriyorlar. Derhal Hz. Ali'nin yanına gelerek, meseleyi anlattım. Hz. Ali "Onlar için kalbinde hüsn-ü zandan başka bir şey besleyene Allah lanet etsin! Onlar ki, Rasûlullah'ın ﷺ kardeşleri ve yardımcılarıdır! dedikten sonra, minbere çıktı ve şu muhteşem konuşmasını yaptı:

"Kureyş'in efendileri ve Müslümanların ataları hakkında, benim tasvip etmediğim, haberimin bile olmadığı ve duyduğum zaman da cezalandıracağim şeyleri söyleyenlerin maksatları nedir?!
Allah'a yemin ederim ki, onları ancak muttaki mü'minler sever! Rezil ve alçaklar da onlara kin tutar. Onlar ki, gerçekten Rasulullah'ın ﷺ dürüst ve vefakar iki arkadaşıdır. Allah'ın emrettiklerini emretmişler, yasakladıklarını yasaklamışlardır. Yaptıkları işlerde Rasulullah'ın ﷺ görüşünün dışında bir iş yapmamışlardır. Rasulullah ﷺ dahi onların görüşleri gibi isabetli görüşe şahit olmamış; onları sevdiği kadar kimseyi sevmemiştir.

Hem hayatı boyunca Rasulullah ﷺ hem de halkı onlardan memnun olmuşlardır. Daha sonra Hz. Ebû Bekir namaz kıldırma vazifesini üzerine almış, Rasûlullah vefat edince de, Müslümanlar onu kendilerine halife seçmişler, zekâtlarını ona teslim etmişlerdir. Çünkü onlar iki kardeştiler.

Allah'a yemin ederim ki o, yaşayanların en şefkatlisi, en merhametlisi, takva yönünden en ileride olanı, Müslümanların da en önde gelenidir. Rasulullah ﷺ onu şefkat ve merhamet yönünden Mikail'e, vakar ve affetme yönünden de Hz. İbrahim'e benzetmiştir. O vefat edinceye dek, Rasûlullah'ın yolunda yürümüştür. Allah rahmet eylesin ona!...

Hz. Ebû Bekir'den sonra ise Ömer Ibn-i Hattab halife oldu.. Halk, Ömer'e biata davet edildi. Fakat halkın bir kısmı kabul etti, bir kısmı da kabul etmedi. Şahsen ben biat edenlerden idim. Vallahi Hz. Ömer dünyadan ayrılırken, istemeyenler dahi ondan hoşnut idiler. O, Rasûlullah ﷺ ve arkadaşı Ebû Bekir'in yolunu takip etmiş ve tıpkı annesinin izinden yürüyen çocuk gibi, onların izlerinden yürümüştür.

Vallahi o, insanların en şefkatlisi ve merhametlisi idi. Zalime karşı mazluma yardım etmiştir... Allah onunla İslam'ı kuvvetlendirdi. Onun hicreti din için bir kuvvet kaynağı oldu. Allah ona karşı mü'minlerin kalblerinde sevgi, münafıkların kalplerinde ise korku yaratmıştır. Rasulullah ﷺ onu, düşmanlara karşı gösterdiği şiddet yönünden Cibril'e; kafirlere karşı duyduğu öfke bakımından da Hz. Nuh'a benzetmiştir.

Onlar gibisini nerde bulabilirsiniz?! Onların seviyesine ulaşmak, ancak onları sevmek ve izlerinde yürümekle mümkündür. Onları seven beni sevmiş; onlara buğzeden de bana buğzetmiş olur. Ben, onlara buğzedenden uzağım. Onlara dil uzatmama hususunda daha önce sizi ikaz etmiş olsaydım, çok şiddetli cezalar verirdim. Bundan böyle kim söylediklerimin zıddını söylerse, ona iftira edene verilen cezayı veririm. Peygamberimizden sonra bu ümmetin en hayırlısı Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer'dir. Daha sonra kimin geldiğini Allah bilir. Sözlerim bu kadar. Allah sizlere ve bana mağfiret etsin.*

— Mecmau’z-Zevâid, Muntehab: 4/446

hace 10 meses, 1 semana
hace 10 meses, 1 semana

Ömer’in (radiyallahu anh) halifeliği zamanında Yahudilerden birisi:

“Ey Ömer, siz bir ayet okuyorsunuz ki, o ayet bize inseydi o günü bayram olarak kutlardık.” dedi.

O âyet, Maide suresinin üçüncü ayetiydi. Allah Azze ve Celle şöyle buyurdu:

“Bugün, sizin dininizi kemale erdirdim ve size nimetimi tamamladım ve size din olarak İslâm'ı verip, ondan razı oldum.”

Bu âyet, hicri 10. yılda, Veda Haccında, arefe günü olan cuma günü ikindiden sonra, Peygamber Efendimiz (ﷺ) Arafat’ta “Adba” adındaki devesinin üzerinde vakfede iken nazil olmuştu. Deve vahyin ağırlığına dayanamayarak yere çökmüştü.

Ömer (radiyallahu anh) Yahudi’den hangi ayet olduğunu öğrenince: “Biz o günü ve o gün bu ayetin Peygambere (ﷺ) nazil olduğu yeri biliriz. Cuma günü arefede bulunuyordu.” diyerek o günün bayramımız olduğuna işaret etti ve arefe gününün önemini belirtti. (Buhârî Ve Muslim)

@Beyaz_Minaree

hace 10 meses, 1 semana

Dostlar, neyle karşı karşıya olduğumuzu biliyor musunuz?

“Duanın en hayırlısı, Arefe günü yapılan duadır.” (Elbani sahih olduğunu söylemiştir.) Allah’ın gidermesini istediğin arzuların, ihtiyaçların ve açmasını istediğin sıkıntıların mı var? İşte dönem geldi!

“Allah’ın kullarını Arefe günü kadar cehennemden azat ettiği başka bir gün yoktur.” (Muslim)

Allah’ın senden razı olmasını ve bir daha asla sana gazaplanmamasını mı istiyorsun? Bedenini cehennemden uzaklaştırmasını mı istiyorsun? İşte vakit geldi!
Ramazan’da kadir gecesi kapalı olduğu için ne zaman olduğunu bilemiyoruz. Arefe gününü ise Allah bize bildirmiştir. Azimli olalım.

Dr. İyad Kuneybi

hace 11 meses

Hz. Enes (Radıyallahu Anh) anlatıyor:

“Bir zat, Rasulullah ﷺ'e gelerek: ‘Yâ Rasûlallah! Ben, siyah tenli, çirkin yüzlü, malı olmayan bir adamım. Şu müşriklerle savaşıp öldürülürsem, cennete girer miyim?” diye sordu. Efendimiz ﷺ: “Elbette!” buyurdular. Adam ileriye atıldı, savaşa başladı ve öldürülünceye kadar kılıç salladı ve şehit düştü. Cesedini Resûlullah’a getirdiklerinde Peygamber Efendimiz ﷺ: “Vallahi Allah, senin yüzünü güzelleştirdi, kokunu güzelleştirdi ve malını da çoğalttı.” buyurduktan sonra şunları söyledi: “Cennet hûrilerinden güzel gözlü iki eşini gördüm: Onun cübbesinin altına girmek için birbirleriyle adeta yarışıyorlardı.”

— İbn Kesîr, el-Bidâye 4/191

hace 11 meses

Katâde (Radıyallahu Anh) anlatıyor:

*“Ailesi ile birlikte Allah yolunda ilk hicret eden Osman b. Affân’dır. Ben, Nadr b. Enes’ten duydum. O da babası Enes’ten, şöyle anlatırken duymuş:

“Osman b. Affân ile hanımı Rukıyye, Habeşistan’a gitmek üzere yola çıktılar. Allah Resûlü ﷺ kendilerinden haber alamayınca sokağa çıkıyor, onlardan haber bekliyordu. Derken bir gün Kureyşli bir kadın: “Yâ Muhammed, damadını gördüm, hanımı da yanındaydı.” dedi. Efendimiz: “Peki durumları nasıldı?” diye sordu. “Hanımını, yürüyemeyecek derecede zayıf olan şu cılız hayvanlar gibi bir eşeğe bindirmişti; kendisi de eşeği önden çekiyordu.” dedi. Allah Resûlü: “Cenâb-ı Hak ikisinin de yar ve yardımcısı olsun. Osman, Lût’tan (Aleyhisselâm) sonra ailesiyle birlikte hicret eden ilk Müslümandır.” buyurdu.*

— İbn Kesîr, el-Bidâye 3/66; İbn Hacer, el-İsâbe 4/305.

hace 11 meses, 1 semana

Zübeyr b. Avvam (Radiyallâhu Anh)'dan:

*Uhut'ta savaş yapıldığı sırada bir kadın, koşarak geldi. Az kalsın şehitlerin bulunduğu yere varacaktı. Rasulullah ﷺ onun, şehitlerin bulunduğu yere varmasını hoş karşılamadı. "Kadına mani olun, kadına mani olun!" buyurdu. Ben onun, annem Safiyye olduğunu anladım. Hemen kendisine doğru koştum. Şehitlerin bulunduğu yere varmadan kendisine yetiştim.

Göğsüme vurarak beni itti. Yiğit bir kadındı. "Çekil yolumdan! Burası senin yerin değil!" dedi. Ben: "Rasûlullah dönmeni emrediyor." dedim. Durdu, iki kumaş parçası çıkardı. "Bu iki kumaş parçasını kardeşin Hamza'ya getirdim. Şehid edildiğini duydum. Bu kumaşlarla onu kefenleyin.." dedi. Bu iki kumaş parcasımı Hamza (Radiyallâhu Anh)'ı kefenlemek için getirdik.

Hamza'nın yanında onun gibi müsle yapılmış ensardan bir şehit daha vardı. Hamza'yı iki kumaş parçası ile kefenleyip, ensarı kefensiz gömmek gibi müşkül bir durumla karşı karşıya kaldık. Kumaşın biri ile Hamza'yı, diğeri ile ensarı kefenleyelim, dedik. Kumaşları ölçtük. Biri uzun, diğeri kısa idi. İki şehit arasında kura çektik. Her birini kendilerine düşen kumaş parçaları ile kefenledik."*

— Müsned-i Ahmed b. Hanbel; Mecma'uz-Zevaid: 6/118.

hace 11 meses, 3 semanas

Ibn Ebi'd-Dünya'nın el-Mücâbin fi'd-Du'â adlı kitabın da Hasan Basri'den rivayet ettiğine göre o şöyle demiştir:

*Rasulullah'ın ﷺ ashabından, ensardan olan bir adam Ebu Mi'lak olarak künyelendirilmekteydi. Tüccardı, hem kendinin hem de başkasının malları ile ticaret yapar ve bunun için uzak diyarlara giden İbadet ehli vera sahibi biriydi.

Bir defasında çıktığı yolculuk sırasında silahlı ve maskeli bir hırsız ile karşılaştı: Hırsız ona yanındakileri şöyle koy, seni öldürmek istiyorum" dedi. O da hırsıza canımdan ne istiyorsun? Senin işin malla!' dedi. Hırsız da buna karşılık mal zaten benim. Ben sadece senin canını istiyorum' dedi. Bunun üzerine Ebu Mi'lak, Mademki vazgeçmeyeceksin. O zaman müsaade et de dört rekat namaz kılayım.' dedi. Hırsız, istediğin kadar kıl! dedi.

Ebu Mi'lak abdest aldı, sonra dört rekat namaz kıldı. Son secdesinde yapmış olduğu duanın bir kısmı şöyledi: Ey Vedud! Ey yüce arşın sahibi! Ey dilediğini en iyi şekilde yapan! Üstesinden gelinmesi imkânsız izzetinle, mağlup edilemeyecek hükümranlığınla, arşının her köşesini doldurmuş olan nurunla Senden bu hırsızın şerrine mani olmanı diliyorum. Ey Mûğis! İmdat eyle bana! Ey Mûğis! İmdat eyle bana! Üç defa (söyledi) Aniden bir atlının, elindeki harbeyi atının kulakları arasına koymuş vaziyette kendisine doğru geldiğini gördü. Hırsızın kendisine doğru yöneldiği atlı, onu yaralayıp öldürdü.

Sonra Ebu Mi'lak'a yöneldi ve 'Kalk!' dedi. Anam babam sana feda olsun! Kimsin sen? Allah bugün seninle bana imdat eyledi' dedim. Ben dördüncü göğün ehlinden olan bir meleğim. Sen ilk duanı yaptığında ben göğün kapılarının gıcırdadığını işittim. İkinci duanı yaptığında sema ehlinin gürültüsünü işittim. Üçüncü duanı yaptığında bana 'Zor durumda kalmış birinin duasıdır bu.' denildi. Bunun üzerine ben, Allah'tan, o kişiyi öldürmekle beni görevlendirmesini diledim' dedi.*

We recommend to visit

Bilgiyi değerli kılan bir unsur da ona hızlı şekilde ulaşabilmektir. Dünyanın her yerinden anlık haber ve gelişmeleri aktarıyoruz. 📃🔍 @mhareklam

Last updated 1 day, 19 hours ago

-İnsanı azaltıyorlar dedi.
-İnsan azalır mı? dedim.
-Çocuklardan başlarsan azalır! dedi.
-Yıl 2021, ve lütfen sorgulayın

Last updated 10 months, 3 weeks ago

dogruhaber.com.tr

Last updated 3 weeks, 4 days ago