"İhmal edilen her şey ölür. Ertelenen şey erteledikçe daha da uzaklaşır. Söylenmek istenip de söylenmeyen sözler kalpte yük kalır. Yürünmeyen yol birikir. Her şey yerinde ve zamanında güzel."

ya rabbi,
iman ver,
amel ver,
ihlas ver,
ihsan ver,
sebat ver,
afiyet ver,
esenlik ver,
selamet ver,
iyi ahlak ver,
istikamet ver,
aklı selim ver,
merhamet ver.

Allah Azze ve Celle bizi birbirine zıt dört unsur üzere yaratmıştır:

Ruh-beden
Kalb-Nefis

Her biri kendi zıttı ile bir çatışma içindedir.

Bedene hoş gelen ruhu üzer
Nefse hoş gelen de kalbi...

Ama Allah Azze ve Celle bizim ruhumuza ve kalbimize kıymet verir.

Bizler ise bedenimize ve tabiatıyla nefsimize kıymet veriyoruz.

Allah Azze ve Celle ile aramızdaki en büyük perde budur.

Allahın kıymet verdiğine kıymet vermeden nasıl "mü'min" olabiliriz?

Dibi delik kova ile su taşımak gibi...

60-70 bin vidlerin fayda vermemesi, bizi yeterince ıslah etmemesinin sebebi budur.

Gavs-ı Hizani'nin buyurduğu gibi:

" Dünyayı seven Allah'ı sevemez. Allah'ı seven dünyayı sevemez."

Herkes kendini kantarda tartsın; Allah'ı mı önceliyoruz Dünyayı mı?

Kantara bir çuval saman koyarsanız 5 kilo bile gelmiyor.

Ama yumruk kadar bir altın 1 kilo geliyor.

Yumruk kadar olan, bir çuval dolusu şeyden daha kıymetli değil mi?

1 kiloluk bir şeyin 100 çuval samandan daha çok ederi var.

Hasılı dünya ile küsmeden Allah ile hemhal olmak asla mümkün değil.

Şu mübarek günler hürmetine Rabbimiz bizi dünya muhabbetinden arındıracak bir idrak ve gayret ihsan buyura.

Bugünkü niyazımız bu olsun.

Şimdiden akşama kadar sürekli bu dua ile iltica edelim.

Elbet birinden biri bugün içindeki eşref saate isabet eder.

3 kişi Efendimiz'i ? ﷺ ?göremeyecek.

Anne babasına asi olan, sünneti terkeden, ? ﷺ ?adı anılınca salat ve selam getirmeyen

روي عن عائشة رضي الله تعالى عنها مرفوعا: «لا يرى وجهي ثلاثة أنفس: العاقّ لوالديه، والتارك لسنتي، ومن لم يصلّ عليّ إذا ذكرت بين يديه

كذلك عزاه الإمام السخاوي في «القول البديع»

Gavs-ı Sani (k.s.) hazretlerine, Vird çekerken ne düşünmeliyiz? diye sorduklarında, buyurdular ki:
‘Allah’ dediğinizi düşüneceksiniz. Peki Allah ismi şerifini beyaz bir nur şeklinde düşünebilir miyiz? dendiğinde ise, mübarek dudaklarını hafif bastırarak, o da olur, dedi.
İsim ile müsemma aynı şey değildir. Mesela İstanbul dediğimizde bu 8 harften oluşan bir kelime. Kelimenin kendisi, şehir ile aynı şey değil. Allah ismi şerifi ile de yüce Mevla aynı değil. Bu sebeple Allah dostları demişler ki, yüce Allah ı zikrederken isme dahi takılmak hakikatte gaflettir. Ben bu ismin sahibini anıyorum diye düşüneceksiniz. Rabbim ismi şerifiyle ağızlarımızı ve gönüllerimizi tatlandırsın. Huzura erdirsin...Aminnn

Molla Mahmut Kaya

Bir kimsenin kıldığı namaza, tuttuğu oruca bakmayınız;
–Konuştuğunda doğru söylüyor mu?
–Kendisine bir şey emânet edildiğinde, emânete riâyet ediyor mu?
–Dünya ile meşgul olurken helâl-haram hassâsiyetini gözetiyor mu? İşte bunlara bakınız.

Hz. Ömer (r.a)

Rasûlullah ﷺ buyurdu:

"Eğer siz Allah'a gereği gibi güvenseydiniz, (Allah), kuşları doyurduğu gibi sizi de rızıklandırırdı. Kuşlar sabahları kursakları boş olarak çıktıkları halde akşam dolu kursaklarla dönerler."

?Tirmizi, Zühd 33

"Hayatta ne kadar ileri gidebileceğiniz, gençlere karşı nazik, yaşlılara karşı şefkatli, çabalayanlara karşı anlayışlı, zayıflara veya güçlülere karşı hoşgörülü oluşunuza bağlıdır, çünkü hayatta bir gün siz de bunların hepsi olacaksınız."