İnsanlara eziyet etmemek, ırzları hakkında susmak ibâdettendir;

Ömer b. Abdulaziz (rahimehullah) dedi ki:
**"Selef alimlerinin yaşadığı zamana yetiştik. Onlar ibâdeti sadece namaz ve oruçtan ibâret saymazlardı. İnsanların ırzları hakkında konuşmamayı da ibâdetten sayarlardı.

Gece namaz kılan ve gündüz oruç tutan kimse diline hakim olmazsa, kıyamet gününde iflâs edenlerden olur."**
(İbn Abdilberr, et-Temhid 17/443.)

Birkaç kez bize de yazanlar oldu. "Falan derneğin sohbetlerine katılmayın, fulan hocanın videolarını paylaşmayın" diye bize nasihat ettiler.

Cevaben dedim ki:

Ben, yaklaşık 7 yıldır bu dernek bünyesinde ders veren hocaların sohbetlerine devam ediyorum. Tevhid ve sünnete davet, salih amele ve hesap gününe hazırlanmaya teşvikten başka birşey görmedim.

*📌* Tevhid ve sünnete davet,

📌 Salih amele ve hesap gününe hazırlanmaya teşvik,**

İslam dini bu iki esas üzerine bina edilmedi mi? Kitap ve sünnet bize, bu rabbani davetçilere tabi olmayı emrederken, davetini bu iki esas üzerine bina eden bir dernek yada davetçiden neden sakınmak gerekiyor? Böyle bir sakınma açık bir hizipçilik değil mi?

Tevhide, sünnete, salih amele ve hesap gününe hazırlanmaya davet eden davetçilerden bile sakınıp uzak duracaksak kitabı Kerim'de ki "Hepiniz, toptan sımsıkı Allah'ın ipine sarılın, parçalanıp (birbirinizden sakın) ayrılmayın." Ayetinin hükmü ile nasıl amel edeceğiz?

Ehli sünnet akidesi üzerinde davet yapan bazı davetçilerin, kendileri gibi sahih akide üzerinde olan diğer davetçileri kötülemesinin ve insanları onlardan sakındırmasının büyük bir ayıp ve haksızlık olduğuna inanıyorum. Sahih akide üzerinde olan, tevhidi ve sünneti beyan eden, insanları salih amele ve ahiret yurduna hazırlık yapmaya teşvik eden davetçileri kötülemek ve insanları ondan sakındırmanın müminlere ne faydası var? Muayyen bir konuda hatası varsa kendisinden değil, hatalı görüşünden sakındırırsın. "Falan derneğin derslerine gitmeyin, falan hocadan ilim almayın" diyerek sahih akide üzerinde olan rabbani davetçileri lekelemeye çalışmak büyük bir hatadır. Rabbani davetçiler insanları birbirinden sakındırırsa avam yolunu nasıl bulur?

Kimin yolu daha sağlamdır.
*📌* "Allah göktedir."

📌 "Allah yedi kat semanın üzerindedir."

📌 "Allah arşın üzerindedir."

📌 "Allah yukarıdadır**"

diyenler, bu sözlerini kelime kelime ya Kur'an'dan, ya sünnetten alıyorlar ve ilk üç nesilde yaşamış meşhur imamlardan kendi görüşlerine şahitlik eden yüzlerce kavil nakledebiliyorlar. Kitap ve sünnetten aldıkları bu sözlerin üzerine hiçbir ekleme yapma ihtiyacı hissetmiyorlar.
*📌* Allah mekândan münezzehtir.

📌 Allah yukarıdadır denilemez.

📌 Allah'a hissi işaret yapılamaz

📌 Allah nerededir? Sorusu sorulamaz**

Diyenler ise bu sözleri ne Kur'an'dan, ne sünnetten, ne de sahabelerden nakledemiyorlar. Bu sözlerine şahit olarak ilk üç neslin meşhur imamlarından nakillerde yapamıyorlar. Kaide olarak insanlara dayattıkları bu
sözleri filozoflardan miras aldılar.

Kur'an ve sünnete ittiba edenler mi, Kur'an ve sünnet naslarını filozofların zırvaları ile değiştirenler mi emniyetli yola girmiştir.

İbn Batta rahimehullah şöyle diyor:

Sahabe ve tabiinden olan müslümanlar, Allah'ın semâvâtı üzerinde, arşı üstünde ve mahlukatından ayrı olduğu hususunda icma' etmişlerdir.

📕 El-Uluvv terc. Sh.280

Kamuya ait binaların tahrib olduğu ve masum insanların kanının döküldüğü bombalama ve sabotaj eylemlerini kindar ve hastalıklı kimselerden başkası yapmaz.

Büyük âlimler heyetinin hicrî 1409 yılında verdiği fetvadan bir bölüm

MAİDE 44 VE BUNA BAĞLI MESELELERDE DAĞITILAN USULSÜZ TEKFİR FETVALARININ BEYANI HAKKINDA DARULTAVHİD ÖNDERLERİ İLE YAPTIĞIMIZ YAZIŞMALAR -İDDİALAR VE CEVAPLAR-