Merhaba. Kaliteli içerikler ve sansürsüz görüntüler paylaşıyorum 👌
Youtube Kanalım : youtube.com/sahinozkan
Instagram : instagram.com/sahinozkan
Reklam/İletişim İçin : @sahinozkan00
Kanal Davet Linkimiz : t.me/sahinozkan0
www.sahinozkan.com.tr
Last updated 3 weeks, 3 days ago
Tüm Dünyadaki ve Türkiye'deki Anlık Gelişmeler! 📝🌎
🗂 Kanallarımız: https://t.me/addlist/R00yXUe_npcxZWZi
👨💻 Reklam: @buzzads
Last updated 2 months ago
Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı - President of Türkiye and AK Party Chairman
Last updated 1 month, 4 weeks ago
Buna örnek olarak şu âyet gösterilebilir: Yüce Allah buyuruyor ki:
"Baldırın açılacağı o günde" (el-Kalem, 68/42)
Bu âyeti Buhârî aşağıdaki hadis ile tefsir etmektedir:
"Rabbimiz baldırını açacak, erkek-kadın bütün mü'minler ona secde edecektir..." ¹⁴/¹⁴
İbn Abbas'tan da bu âyetin tefsiri ile ilgili olarak şöyle dediği nakledilmiştir:
"O çok büyük keder ve sıkıntı günüdür."
Buna göre, eğer ondan gelen bu nakil sahih ise, âyet-i kerimeyi herhangi bir benzetme (teşbih) sözkonusu olmaksızın "Allah'ın bacağı" diye tefsir eden hadis ile bir çatışma sözkonusu değildir. Rabbimiz kıyamet gününde bacağını açacaktır ve o gün zorlu ve sıkıntılı bir gün olacaktır. Şöyle de denilebilir:
Ayeti tefsir eden Ebu Said el-Hudri'nin rivayet ettiği bu hadis, İbn Abbas'a ulaşmamıştır. Nitekim Sahih'te sabit olduğuna göre Ebu Musa, Ömer Radıyallahu anh'dan içeri girmek için üç defa izin istediği halde ona izin vermeyince geri dönüp gitmişti. Daha sonra Ömer:
“Ben Abdullah b. Kays'ın izin isteyen sesini duymadım mı? Ona izin veriniz” dedi. Onu aradılarsa da gitmiş olduğunu gördüler. Daha sonra Ebu Musa gelince
Ömer ona: “Hangi sebeple geri döndün”, diye sordu. Ebu Musa şöyle dedi: “Ben üç defa izin istediğim halde bana izin verilmedi. Peygamber Salallahu aleyhi vesellem'i de şöyle
buyururken dinledim:
"Herhangi biriniz üç defa izin istediği halde ona izin verilmezse geri dönsün." Bunun üzerine Ömer Radıyallahu anh dedi ki: Ya buna dair bana bir delil getirirsin yahutta
canını acıtacak kadar sana vururum. Ebu Musa ensardan bir topluluğun yanına gitti. Onlara Ömer Radıyallahu anh'ın dediklerini aktardı. Onlar da şöyle dediler: Senin lehine
(büyüklerimiz) değil de en küçüğümüz şahitlik edecektir. Onunla birlikte Ebu Said el-Hudri kalktı ve Ömer Radıyallahu anh'a bunu bildirdi. O da şöyle dedi:
“Çarşı-pazarda alışverişle oyalandığımdan bunu duymamıştım.” ¹⁶/¹⁶
İbn Abbas kendisine: Ebu Bekir ve Ömer'in ikisi de hacc-ı ifrad yaptılar denilince şöyle dedi:
Benim görüşüme göre (bana bu şekilde itiraz edenler) helak olacaklardır. Ben, Rasûlullah dedi diyorum, onlar: Ebu Bekir ve Ömer dedi, diyorlar.¹⁷/¹⁷
14/¹⁴ Buhârî ve Muslim.
16/¹⁶ Buhârî ve Muslim
17/¹⁷ Allame Ahmed Şâkir sahih olduğunu belirtmiştir.
KUR’ÂN’I NASIL ANLAYALIM
Tefsirin Çeşitleri ve Bazı Âyetlerin Açıklaması
GURABA YAYINLARI
Kur’ân’ın Ashabın Sözleriyle Tefsiri
İbn Abbas, İbn Mesud ve daha başka ashab-ı kiramın tefsirleri oldukça önemlidir. Çünkü onlar Rasûlullah Salallahu aleyhi vesellem'e arkadaşlık etmişler, ondan ilim öğrenmişlerdir.
1- Mesela, yüce Allah’ın "Rahman arşa istivâ etti." (Taha, 20/5) buyruğu ile ilgili olarak İbn Hacer, Fethu’l-Bâri'de şunları söylemektedir:
Beğavî’nin, İbn Abbas'tan ve müfessirlerin birçoğundan naklettiğine göre bunun ( istivâ lafzının) anlamı:
"Üstüne çıktı" demektir.
Daha sonra Um Seleme, Rabia, Malik ve başkalarının şu sözünü nakletmektedir:
"İstivâ, bilinmeyen bir şey değildir. Nasıl olduğu ise akıl ile idrak edilemez. Bunu kabul etmek imandır. Onu inkar küfürdür." ¹²/¹²
2- Bir diğer örnek yüce Allah'ın: "Ya da kadınlara dokunursanız" (en-Nisa, 4/43) buyruğudur.
İbn Kesîr, Tefsir'inde, İbn Abbas'tan: Kasıt cimâdır, dediğini nakletmektedir.
Yine İbn Abbas şöyle demektedir: Lems, mess (dokunmak) ve mübâşeret (tenlerin değmesi) cimâ anlamındadır. Ancak yüce Allah dilediği lafzı kinayeli olarak kullanır. İbn Kesîr dedi ki: Abdullah b. Abbas'tan bu sözleri söylediği birkaç yoldan sahih olarak rivayet edilmiştir. Daha sonra İbn Mesud'un: "Lems (dokunmak), cimâdan daha aşağıdadır" şeklindeki sözünü zikretmektedir. İbn Kesîr, İbn Cerir'in şu açıklamalarını zikretmektedir:
"Bu hususta iki görüşten doğruya daha yakın olanı yüce Allah’in: "Ya da kadınlara dokunursanız" buyruğunda, dokunmanın diğer manaları bir tarafa cimaı kastetmiştir
diyenlerin sözleridir. Çünkü Rasûlullah Salallahu aleyhi vesellem’in hanımlarından birisini öptüğüne, sonra da abdest almaksızın namaz kıldığına dair haber sahihtir.¹³/¹³
Hadisin bir âyeti tefsiri ashabdan ya da tabiînden birisinin tefsiri ile çatışacak olursa, bu iki tefsiri birbirleriyle telif etmeliyiz. Buna imkan olmazsa yapmamız gereken Rasûlullah Salallahu aleyhi vesellem’in tefsirini kim olursa olsun başkasının tefsirinin önüne geçirmektir. Çünkü Rasûlullah Salallahu aleyhi vesellem Allah'ın muradını başkalarından daha iyi bilir. Hevâsından konuşmayan odur. Ayrıca yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
"Ey iman edenler! Allah'ın ve Rasûlünün huzurunda öne geçmeyin." (el-Hucurât, 49/1) Sözlü ya da fiilî olarak öne geçmeyin, demektir. Bu açıklamayı İbn Kesîr yapmıştır.
12/¹² Fethu'l-Bari, 13/406
13/¹³ İbn Kesîr, I, 502.
Kur'an'ın Arap Diline Göre Tefsiri.
Arap diline uygun olarak Kur’ân'ın tefsir edilmesi de önemlidir. Çünkü yüce Allah:
"Muhakkak biz onu anlayıp düşünesiniz diye arapça bir Kur'an olarak indirdik." (Yusuf, 12/2) diye buyurmaktadır.
1- Buna örnek olarak İbn Hacer'in, Fethu’l-Bâri'de İbn Battal'dan naklettiği şu açıklamaları gösterebiliriz:
Burada yani: "Sonra semaya istivâ etti." (el-Bakara, 2/29) âyetinde sözü edilen "istiva"nın anlamı hakkında farklı görüşler vardır.
Mutezile bunun kahretmek ve galip gelmek suretiyle istila anlamında olduğunu söylemişler ve şairin şu beyitini delil göstermişlerdir:
"Bişr Irak'a istivâ etti
Kılıç kullanmadan ve kan dökmeden."
Daha sonra bu açıklamayı şu sözleriyle reddetmektedir: Mutezile'nin bu açıklaması tutarsızdır. Çünkü yüce Allah ezelden ebede kadar kahredici, galip ve istila etmiştir. O her
türlü eksiklikten yüce ve münezzehtir. Pek çok görüşü sözkonusu ettikten sonra şunları söylemektedir:
"İstiva"nın yüceldi, yükseldi diye tefsir edilmesine gelince bu sahih olan bir açıklama şeklidir. Hak olan görüş bu olduğu gibi ehl-i sünnetin görüşü de budur. Çünkü şanı yüce Allah kendi zatını en üstün ve en yüce olmakla nitelendirmiş ve şöyle buyurmuştur:
"O ortak tutmakta oldukları her şeyden münezzeh ve yücedir." (Yunus, 10/18) Bu sıfat onun zati
sıfatlarındandır.²¹/²¹
Derim ki: Bu hususta doğru olan şudur: İstiva etmek yüce Allah'ın zatına taalluk eden fiilî sıfatlarındandır. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Daha sonra İbn Hacer, Fethu’l-Bâri'de şunları söylemektedir: Ebu İsmail el-Herevî, el-Faruk adlı kitabında senedi ile Davud b. Ali b. Halef'den şöyle dediğini nakletmektedir: Biz
Abdullah b. el-A'râbî yani lugat bilgini Muhammed b. Ziyad'ın yanında idik. Bir adam:
"Rahman arşa istivâ etti." (Taha, 20/5) (Ne demektir?) diye sordu. Abdullah dedi ki:
“O haber verdiği şekilde arşın üzerindedir”, dedi. Adam: “Ey Abdullah'ın babası bunun anlamı istilâ etti şeklindedir” dedi. Abdullah ona:
“Sus” dedi. Bir şeyi istilâ etti tabiri ancak onun karşısında
duran ve ona zıt olan halde kullanılır. Başkası da şöyle demektedir: Eğer bu "istilâ etti" anlamında olsaydı bu ifadenin özellikle arş hakkında kullanılmasına gerek olmazdı. Çünkü o zaten bütün mahlukata galip gelendir.²³/²³
Fethu'l-Bâri, XIII, 406.
Merhaba. Kaliteli içerikler ve sansürsüz görüntüler paylaşıyorum 👌
Youtube Kanalım : youtube.com/sahinozkan
Instagram : instagram.com/sahinozkan
Reklam/İletişim İçin : @sahinozkan00
Kanal Davet Linkimiz : t.me/sahinozkan0
www.sahinozkan.com.tr
Last updated 3 weeks, 3 days ago
Tüm Dünyadaki ve Türkiye'deki Anlık Gelişmeler! 📝🌎
🗂 Kanallarımız: https://t.me/addlist/R00yXUe_npcxZWZi
👨💻 Reklam: @buzzads
Last updated 2 months ago
Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı - President of Türkiye and AK Party Chairman
Last updated 1 month, 4 weeks ago