FELSEFE İNSAN PSİKOLOJİ ?

Description
https://adsly.me/@PsikolojiFelsefe

Telegram Türkiye'nin en kaliteli paylaşımları sizlerle.
Sizler, her bir okuyucu, bizim için çok değerlisiniz. ❤️

Reklam satın al: https://telega.io/c/PsikolojiFelsefe
İletişim: @Yuvailetisim_bot
Advertising
We recommend to visit

Solcu Gazete Telegram kanalı.

Reklam ve iletişim için: @iletisimads

Last updated 5 days, 21 hours ago

Gündemi tek mesajla takip etmek için bildirimleri açabilirsiniz.

İletişim: @bptdestek

Last updated 2 months, 2 weeks ago

Telegram sayfamda, Instagramda paylaşamadığım, +18 paylaşımlar yapıyorum🌹

Last updated 5 days, 16 hours ago

2 months, 2 weeks ago
*Bana sorarsan kimseden bir şey beklememek …

Bana sorarsan kimseden bir şey beklememek en iyisi..

Zeki Demirkubuz - Bekleme Salonu (2003)

Filmi izleyenlerden film hakkında yorum alabilir miyim? :)

@PsikolojiFelsefe

2 months, 2 weeks ago

Ve sabahları kimse sizi uyandırmadığında, geceleri kimse sizi beklemediğinde ve ne dilerseniz yapabildiğinizde, buna ne dersiniz, özgürlük mü, yoksa yalnızlık mı?
Charles Bukowski

@PsikolojiFelsefe

2 months, 2 weeks ago
2 months, 3 weeks ago

*Herakleitos'a göre esneklikler sürekli devam eden oyun içerisindedir. Bu oyunun evreninin kendisidir. ''Tanrı hem gece hem gündüzdür, hem kış hem de yazdırır, hem savaş hem de barış, hem açlık hem de tokluktur.'' demiştir. Tabiki Herakleitos Tanrının yerine logolar kullanmamıştır. Bunun yanında Tanrının yerine doğa da yazabiliriz. Evet, bir panteistti.

Bu iki kutuplu filozofun tam ortasında duran bir isim vardı; Empedokles. Empedokles'e göre her şeyde söylediklerinin bir kısmı doğru bir kısmı yanlıştı. Suyun bir balığa dönüşmesi Parmenides için imkansızdı, Empedokles buna katılıyordu. Tabii ki bir su başlangıçta su ise, son dek su olarak kalacaktı. Ondan balık alınması beklenemez. Fakat Empedokles, suyun kendi içerisinde yapmayı söylüyordu. Ona göre sadece tek bir ilk madde çözümleri. Doğa, dört çıldırmanın içermesinden ve varlığından dolayı değişimin içerisindeydi. Bunlar; ateş, su, hava ve topraktı. Şeylerin özellikleri aslında içlerinde karışmış olanların oranlarına göre değişiyor. Her şeyin oranı birbirinden farklıydı, bunların kendi içinde karışıp değişiyordu ama aslında hiçbir şey değişmiyordu. Sadece dört farklı madde karışıyor, ayrılıyor sonra yeniden karışıyor. Biliyorum, kafanda karışık ama durumlar böyle.

Bir şeyi duyumsadı, duyduğu şeyin tam olarak ne olduğunu nasıl anlıyordun? Mesela bir köpek gördün, gördüğün hayvanın köpek olduğunu nasıl anlıyorsun? Empedokles'in kafasını yorduğun biri de özellikler. Ona göre, özellikleri var olan her şey 4 farklı maddeden izleridu, dolayısıyla insan gözü de 4 maddeden oluşuyordu. Yani bir gözünün içinde ateş, su, hava ve toprak vardı. Karşısında gördüğün şeyin içine karışmış olan maddeyi, görünen madde sayesinde görüyordun. Toprak havası, suyu, ateş sıcaklığı, hava havası algılanıyordu.

Çok enteresan olduğunu düşündüğün bazı düşüncelerle bu bölüm sonlandırıldı.

Diğer bölümde seçilmek üzere :)

''Aynı ırmaklara gireriz ve girmeyiz.'' Biz ve biz değiliz.''
[Herakleitos, Fragmanlar]*#FelsefeTarihiSerisi
#FelsefeSerisi
#Parmanides @Psikoloji_Felsefe

2 months, 3 weeks ago

Parmanides
Yokluktan Varlık Çıkar Mı?
*''Gözümle görmeyen inanmıyorum.'' diyen birine rastladın mı hiç? Veya bu cümleyi sen de sık sık kullanabilir misin? Kullanıyorsa bunun birleşimi hiç düşünülmedin mü? Neden olduğundan bir şeye inanmazken, gördüğün her şeyi onaylamasın mı? Gördüklerin seni hiç yanıltmadı mı?

Bazı insanların gözüyle görmeden hiçbir şeye inanmazlar. Bu, bir defaya mahsus olmak üzere kabul edilebilir. Ama bazılarının varlığı ki gözüyle görerek de inanmazlar. İşte Parmenides (İ.Ö. 540–480) tam da bu tanımlamaya uyanan bir filozoftu. Gördükleri de onu inandırmaya henüz yetmiyordu.

Arkhelerin değişip, başka bir şey olduğunu Parmenides bir türlü kabul etmiyordu. Gerçekte herhangi bir şeydeki değişikliğin mümkün olabileceğini savunuyordu. Başka bir deyişle, şu anda olan bir şey başka bir zaman başka bir şekilde sunar. Böylece hiçbir şey de yoktan var. Aynı şekilde var olmuş bir şey de yok. Eğer yok olan bir şeyden oluşan bir varlık ortaya çıkmış ise o şey, hem var hem yok olacaktır. O zaman da yokluğun içine varlıkların karışmış şekilde ki o da mutlak bir yokluk sayılmazdı ve böylece o şey yok olur. Yani her şeyin ezelden beri var olup olmadığı. Bu da zaten Yunanlılar arasında yaygın bir şekilde buluştu. Peki o zaman şu soruyu sorabilirsiniz. Eğer hiçbir şey değişmiyorsa, araştırılan değişimi nasıl açıklayacaktık? Doğada her saniye, durmadan bir şeyler değişiyordu. O halde yokluk da değişip varlıklar değişemez mi? Parmenides bunu görüyordu. Duyularıyla algılıyordu. Değişimin onun bir farkındalığıydı, gözler buna bakıyordu. Dolayısıyla gözleriyle gördüklerini, yani duyularıyla algıladıklarını kabul ediyordu ama bu zekayı kullanabileceklerdi. Yani ''gözüyle görene de inanmıyordu.'' Aklına ''Hayır, hiçbir şey değişmez, yokluktan varlıklar çıkamaz, hiçbir şey yoktan var olamaz'' diyordu . Akıl ile duyu arasında kaldı. Sonunda aklının hızını seçti. Tabi ki tezini dayandırdığı birçok gerekçeyle beraber.

Parmenides'e görüşlerinden dolayı Platon'a zemin oluşturmuştur diyebiliriz. Platon da varlığa, onların Parmenides gibi deneyimler ile değil akıl ile ulaşılabileceğini savunuyordu. Çünkü deneyimler daima yanılgıydı. Şunu tekrar hatırlatmak gerekir ki; Parmenides'in savunduğu varlığın ezeli ve ebedi oluşu, hiçliğin yok oluşu, varlığın bir varlığı, varlığın sonlu oluşu gibi ortaya çıkması tamamen maddeci bir sıcaklıktan yola düşülmüştür. Platon'dan önce tinsel bir kavrayış ortaya çıkmamıştır. Platon geldiğimizde bunları zaten detaylandıracağız.

Parmenides'in görüşlerine taban tabana çevresi olan bir filozof vardı; Herakleitos. Herakleitos, onun değişiminin ve doğanın temel özelliklerinden birinin değişim geçirdiğini söylüyordu.

''Her şey akar.''

''Her şey ateş ile, ateş ise her şey ile değişir tokuştur.''

''Aynı nehirde iki kez yıkanmaz!''

Bazı ders kitapları Herakleitos'un arkhesini ateş olarak seçer. Bu tamamen cahil algılaması. Öyle bir kitap elinize geçtiyse en yakın çöpe atabilirsiniz. Herakleitos, her şeyin ortaya çıkmasındaki temel unsurun ateşinin değiştiğinidu. Ateşin fiziksel özelliklerinde bozulma ateşe bir oluşma atfetmişti. Aslında olaylardan hiç bahsetmesek de Herakleitos'u anlayabiliriz. Çünkü o, sürekli hareket ediyor ve devinimli bir şekilde dönüştüğü için her şeyin aslında aynı şey olduğunu söylüyordu. Yani bir nehir bollaştı ve girdiğinde kişi olarak farklı, çıktığı kişi olarak farklısın. Nehir de aynı değil sen de aynı değilsin. Nehir aynı değildir fakat nehrin aşındırdığı yol aynıdır. Evrenin sürekli değişmesi, evreni idare eden ilke aynıydı. Bu nedenle değişmeden kalan tek şey değişimin kendisindedir. Zaten değişime imkan veren şeyin kendisi değişmemelidir. Buna da logolar demiştir. Logos antik yunanda ''söz, ölçü, hakikat, akıl'' gibi anlamlara gelir.

''Başlangıçta söz vardı. Söz Tanrı ile birlikteydi. Söz Tanrı'ydı.''
— Yuhanna 1:1–18*

2 months, 3 weeks ago

*Kadına iyi gelen her şeyi bazen kısıtlayarak, bazen heves kaçırarak, bazen de eleştirip yaptığına pişman ederek onun hayatından birer birer söktükten sonra...

Sen neden mutlu değilsin, neden yüzün bir türlü gülmüyor demek de,

Seni öldürdüm, ama suç sendeydi demekten başka bir şey değil...

Sırf korkularınızdan veya güç takıntınızdan dolayı sevdiğiniz insanı, sevdiğiniz insan yapan özelliklerini birer birer yok ettiğinizde, günün sonunda, karşınızda sevecek kimse de kalmayacaktır ne yazık ki...*

Dr.Nazlı Özburun

Aklımızda bulunsun :)

@Psikoloji_Felsefe

2 months, 4 weeks ago
"*Bize iyi olmayı öğrettiler ama iyi …

"*Bize iyi olmayı öğrettiler ama iyi olmanın sınırlarını göstermediler. Biz de iyiliği sonuna kadar kullandık ve kendi içimizde kötü olduk. Hem ihmal edilen, hem de psikolojik olarak istismar edilen biri olduk. Ama hayır, kötü de olmayacağız. İyiliğin sınırlarını bilen ve bu sınırları koruyabilen iyi biri olacağız.

Peki bu sınırlar nasıl oluşturulur? Öncelikle, kendi değerlerimizi ve ihtiyaçlarımızı tanımakla başlar. Nerede durmamız gerektiğini bilmek, kimseye zarar vermeden ama aynı zamanda kendimizi de koruyarak hareket etmeyi gerektirir. Bize zarar veren veya istismar eden durumları fark etmek ve bu durumlardan uzaklaşmak için cesur olmak zorundayız. Sınır koymak, başkalarını reddetmek değil; aksine, kendimize saygı duyarak ilişkilerimizi daha sağlıklı hale getirmektir. Bu süreç, kendimizi tanıdıkça ve neyin bizim için gerçekten doğru olduğunu anladıkça gelişir. Bu süreçte kendinizi tanımak isteyip tanıyamıyorsunuz profesyonel destek alabilirsiniz.*"

@Psikoloji_Felsefe

2 months, 4 weeks ago

Serinin devamı :) iyi okumalar.

#FelseseSerisi
#FelseseSerisi4

https://telegra.ph/Ksenophanes-II-08-26

Telegraph

Ksenophanes II

Ve tüm sorunların başlayacağı yer burasıdır. Onun düşüncesine göre Ksenophanes teist değildir, yani tek bir tanrıya inanmamaktadır. Bildiğiniz gibi Teizm, İslam'da, Hıristiyanlıkta ve Yahudilikte görüldüğü gibi, yaratıcı bir tanrıya olan inancı temsil eder.Bu…

2 months, 4 weeks ago
FELSEFE İNSAN PSİKOLOJİ ?
We recommend to visit

Solcu Gazete Telegram kanalı.

Reklam ve iletişim için: @iletisimads

Last updated 5 days, 21 hours ago

Gündemi tek mesajla takip etmek için bildirimleri açabilirsiniz.

İletişim: @bptdestek

Last updated 2 months, 2 weeks ago

Telegram sayfamda, Instagramda paylaşamadığım, +18 paylaşımlar yapıyorum🌹

Last updated 5 days, 16 hours ago