FELSEFE İNSAN PSİKOLOJİ 🏛

Description
https://adsly.me/@PsikolojiFelsefe

Telegram Türkiye'nin en kaliteli paylaşımları sizlerle.
Sizler, her bir okuyucu, bizim için çok değerlisiniz. ❤️

Reklam satın al: https://telega.io/c/PsikolojiFelsefe
İletişim: @Yuvailetisim_bot
We recommend to visit

Solcu Gazete Telegram kanalı.

Reklam ve iletişim için: @iletisimads

Last updated 6 Tage, 23 Stunden her

Gündemi tek mesajla takip etmek için bildirimleri açabilirsiniz.

İletişim: @bptdestek

Last updated 2 Monate her

Telegram sayfamda, Instagramda paylaşamadığım, +18 paylaşımlar yapıyorum🌹

Last updated 1 Woche, 4 Tage her

1 week, 4 days ago

*Leonardo da Vinci'nin Son Akşam Yemeği, İsa'nın çarmıha gerilmeden önce havarileriyle birlikte yediği son yemeği anlatıyor. Bu sahne, sadece bir yemek değil, ihanet, şaşkınlık ve inancın bir tablosu.

Tam ortada İsa, elleri açık, sakin ama derin bir hüzün içinde oturuyor. Biraz önce söylediği söz herkesin dengesini sarsıyor: "İçinizden biri bana ihanet edecek..."

Havariler bu sözle büyük bir şaşkınlık içinde farklı tepkiler veriyor:

• Sol uçtaki üçlü:
Bartalmay, Yakup ve Andreas, duyduklarına inanamıyor. Andreas ellerini kaldırmış, Yakup şaşkın, Bartalmay ise sessizce dinliyor.

• İkinci grup:
Yahuda, ihanetin sembolü! Elinde para kesesi var ve gölgelerin içinde geri çekilmiş. Petrus, bir elinde bıçak tutuyor, savunmaya hazır. Yuhanna ise başını eğmiş, derin düşüncelerde.

Sağ tarafta:
Tomas parmağını kaldırarak sorguluyor. Büyük Yakup kollarını açmış, "Bu nasıl olabilir?" diyor. Filipus göğsüne dokunarak masumiyetini vurguluyor.

En sağdaki üçlü:
Matta ve Taddeus birbirleriyle hararetle konuşuyor, Simun ise sessizce dinliyor İsa'nın sözleriyle herkes farklı bir duygu yaşıyor: Şaşkınlık, öfke, sorgulama ve kabul.

Bu tablo, sadece bir sanat eseri değil, insan duygularının ve inanç çatışmasının mükemmel bir yansıması.*

@PsikolojiFelsefe ♥️

2 weeks, 4 days ago
2 weeks, 5 days ago
5 months, 2 weeks ago

Ve sabahları kimse sizi uyandırmadığında, geceleri kimse sizi beklemediğinde ve ne dilerseniz yapabildiğinizde, buna ne dersiniz, özgürlük mü, yoksa yalnızlık mı?
Charles Bukowski

@PsikolojiFelsefe

5 months, 3 weeks ago

*Herakleitos'a göre esneklikler sürekli devam eden oyun içerisindedir. Bu oyunun evreninin kendisidir. ''Tanrı hem gece hem gündüzdür, hem kış hem de yazdırır, hem savaş hem de barış, hem açlık hem de tokluktur.'' demiştir. Tabiki Herakleitos Tanrının yerine logolar kullanmamıştır. Bunun yanında Tanrının yerine doğa da yazabiliriz. Evet, bir panteistti.

Bu iki kutuplu filozofun tam ortasında duran bir isim vardı; Empedokles. Empedokles'e göre her şeyde söylediklerinin bir kısmı doğru bir kısmı yanlıştı. Suyun bir balığa dönüşmesi Parmenides için imkansızdı, Empedokles buna katılıyordu. Tabii ki bir su başlangıçta su ise, son dek su olarak kalacaktı. Ondan balık alınması beklenemez. Fakat Empedokles, suyun kendi içerisinde yapmayı söylüyordu. Ona göre sadece tek bir ilk madde çözümleri. Doğa, dört çıldırmanın içermesinden ve varlığından dolayı değişimin içerisindeydi. Bunlar; ateş, su, hava ve topraktı. Şeylerin özellikleri aslında içlerinde karışmış olanların oranlarına göre değişiyor. Her şeyin oranı birbirinden farklıydı, bunların kendi içinde karışıp değişiyordu ama aslında hiçbir şey değişmiyordu. Sadece dört farklı madde karışıyor, ayrılıyor sonra yeniden karışıyor. Biliyorum, kafanda karışık ama durumlar böyle.

Bir şeyi duyumsadı, duyduğu şeyin tam olarak ne olduğunu nasıl anlıyordun? Mesela bir köpek gördün, gördüğün hayvanın köpek olduğunu nasıl anlıyorsun? Empedokles'in kafasını yorduğun biri de özellikler. Ona göre, özellikleri var olan her şey 4 farklı maddeden izleridu, dolayısıyla insan gözü de 4 maddeden oluşuyordu. Yani bir gözünün içinde ateş, su, hava ve toprak vardı. Karşısında gördüğün şeyin içine karışmış olan maddeyi, görünen madde sayesinde görüyordun. Toprak havası, suyu, ateş sıcaklığı, hava havası algılanıyordu.

Çok enteresan olduğunu düşündüğün bazı düşüncelerle bu bölüm sonlandırıldı.

Diğer bölümde seçilmek üzere :)

''Aynı ırmaklara gireriz ve girmeyiz.'' Biz ve biz değiliz.''
[Herakleitos, Fragmanlar]*#FelsefeTarihiSerisi
#FelsefeSerisi
#Parmanides @Psikoloji_Felsefe

5 months, 3 weeks ago

Parmanides
Yokluktan Varlık Çıkar Mı?
*''Gözümle görmeyen inanmıyorum.'' diyen birine rastladın mı hiç? Veya bu cümleyi sen de sık sık kullanabilir misin? Kullanıyorsa bunun birleşimi hiç düşünülmedin mü? Neden olduğundan bir şeye inanmazken, gördüğün her şeyi onaylamasın mı? Gördüklerin seni hiç yanıltmadı mı?

Bazı insanların gözüyle görmeden hiçbir şeye inanmazlar. Bu, bir defaya mahsus olmak üzere kabul edilebilir. Ama bazılarının varlığı ki gözüyle görerek de inanmazlar. İşte Parmenides (İ.Ö. 540–480) tam da bu tanımlamaya uyanan bir filozoftu. Gördükleri de onu inandırmaya henüz yetmiyordu.

Arkhelerin değişip, başka bir şey olduğunu Parmenides bir türlü kabul etmiyordu. Gerçekte herhangi bir şeydeki değişikliğin mümkün olabileceğini savunuyordu. Başka bir deyişle, şu anda olan bir şey başka bir zaman başka bir şekilde sunar. Böylece hiçbir şey de yoktan var. Aynı şekilde var olmuş bir şey de yok. Eğer yok olan bir şeyden oluşan bir varlık ortaya çıkmış ise o şey, hem var hem yok olacaktır. O zaman da yokluğun içine varlıkların karışmış şekilde ki o da mutlak bir yokluk sayılmazdı ve böylece o şey yok olur. Yani her şeyin ezelden beri var olup olmadığı. Bu da zaten Yunanlılar arasında yaygın bir şekilde buluştu. Peki o zaman şu soruyu sorabilirsiniz. Eğer hiçbir şey değişmiyorsa, araştırılan değişimi nasıl açıklayacaktık? Doğada her saniye, durmadan bir şeyler değişiyordu. O halde yokluk da değişip varlıklar değişemez mi? Parmenides bunu görüyordu. Duyularıyla algılıyordu. Değişimin onun bir farkındalığıydı, gözler buna bakıyordu. Dolayısıyla gözleriyle gördüklerini, yani duyularıyla algıladıklarını kabul ediyordu ama bu zekayı kullanabileceklerdi. Yani ''gözüyle görene de inanmıyordu.'' Aklına ''Hayır, hiçbir şey değişmez, yokluktan varlıklar çıkamaz, hiçbir şey yoktan var olamaz'' diyordu . Akıl ile duyu arasında kaldı. Sonunda aklının hızını seçti. Tabi ki tezini dayandırdığı birçok gerekçeyle beraber.

Parmenides'e görüşlerinden dolayı Platon'a zemin oluşturmuştur diyebiliriz. Platon da varlığa, onların Parmenides gibi deneyimler ile değil akıl ile ulaşılabileceğini savunuyordu. Çünkü deneyimler daima yanılgıydı. Şunu tekrar hatırlatmak gerekir ki; Parmenides'in savunduğu varlığın ezeli ve ebedi oluşu, hiçliğin yok oluşu, varlığın bir varlığı, varlığın sonlu oluşu gibi ortaya çıkması tamamen maddeci bir sıcaklıktan yola düşülmüştür. Platon'dan önce tinsel bir kavrayış ortaya çıkmamıştır. Platon geldiğimizde bunları zaten detaylandıracağız.

Parmenides'in görüşlerine taban tabana çevresi olan bir filozof vardı; Herakleitos. Herakleitos, onun değişiminin ve doğanın temel özelliklerinden birinin değişim geçirdiğini söylüyordu.

''Her şey akar.''

''Her şey ateş ile, ateş ise her şey ile değişir tokuştur.''

''Aynı nehirde iki kez yıkanmaz!''

Bazı ders kitapları Herakleitos'un arkhesini ateş olarak seçer. Bu tamamen cahil algılaması. Öyle bir kitap elinize geçtiyse en yakın çöpe atabilirsiniz. Herakleitos, her şeyin ortaya çıkmasındaki temel unsurun ateşinin değiştiğinidu. Ateşin fiziksel özelliklerinde bozulma ateşe bir oluşma atfetmişti. Aslında olaylardan hiç bahsetmesek de Herakleitos'u anlayabiliriz. Çünkü o, sürekli hareket ediyor ve devinimli bir şekilde dönüştüğü için her şeyin aslında aynı şey olduğunu söylüyordu. Yani bir nehir bollaştı ve girdiğinde kişi olarak farklı, çıktığı kişi olarak farklısın. Nehir de aynı değil sen de aynı değilsin. Nehir aynı değildir fakat nehrin aşındırdığı yol aynıdır. Evrenin sürekli değişmesi, evreni idare eden ilke aynıydı. Bu nedenle değişmeden kalan tek şey değişimin kendisindedir. Zaten değişime imkan veren şeyin kendisi değişmemelidir. Buna da logolar demiştir. Logos antik yunanda ''söz, ölçü, hakikat, akıl'' gibi anlamlara gelir.

''Başlangıçta söz vardı. Söz Tanrı ile birlikteydi. Söz Tanrı'ydı.''
— Yuhanna 1:1–18*

5 months, 3 weeks ago

*Kadına iyi gelen her şeyi bazen kısıtlayarak, bazen heves kaçırarak, bazen de eleştirip yaptığına pişman ederek onun hayatından birer birer söktükten sonra...

Sen neden mutlu değilsin, neden yüzün bir türlü gülmüyor demek de,

Seni öldürdüm, ama suç sendeydi demekten başka bir şey değil...

Sırf korkularınızdan veya güç takıntınızdan dolayı sevdiğiniz insanı, sevdiğiniz insan yapan özelliklerini birer birer yok ettiğinizde, günün sonunda, karşınızda sevecek kimse de kalmayacaktır ne yazık ki...*

Dr.Nazlı Özburun

Aklımızda bulunsun :)

@Psikoloji_Felsefe

We recommend to visit

Solcu Gazete Telegram kanalı.

Reklam ve iletişim için: @iletisimads

Last updated 6 Tage, 23 Stunden her

Gündemi tek mesajla takip etmek için bildirimleri açabilirsiniz.

İletişim: @bptdestek

Last updated 2 Monate her

Telegram sayfamda, Instagramda paylaşamadığım, +18 paylaşımlar yapıyorum🌹

Last updated 1 Woche, 4 Tage her