Anne

Soru:

Yangınlardan korunmak için özel bir dua var mıdır?

Cevap:

Bazı ilim ehli bu hususta tekbir getirmeyi zikretmiştir. Ancak bununla ilgili açık (sahih) bir delil olduğunu bilmiyorum. İbn Kayyim ve diğer bazı ilim ehli yangın esnasında tekbir getirmenin meşru olduğunu ve yangını söndürmek için bir vesile olduğunu söylemiştir. Ancak bu yangın söndürmede kullanılan su ve diğer söndürücü maddeler gibi somut sebeplerin yerine geçmez. Hülasa, "Allah'u Ekber!" diyerek tekbir getirilmesi iyidir. Yüce Allah’ın azamet ve büyüklüğü ile ondan yardım talep etmeyi ifade eder. Yani bu tekbir ile kişi, Allah bu yangından ve bu yangını çıkarandan daha büyüktür demektedir.

Şeyh Abdulaziz Bin Baz (rahimehullah)

Allâme Abdurrahman bin Hasan Alu'ş-Şeyh rahimehullah şöyle demiştir:

Tevhidi delilleri ile insanların hepsine yaymak için çok çalış. Şüphesiz insanların çoğu bu ilimden yüz çevirmişler.

El-Metlabu'l Hamîd, sayfa, 273

Tarikat ehlinin bozuk akidesi

‎Bazen ne yaparsan yap insanlar sende görmek istediklerini göreceklerdir. Onları razı etmeye çalışmanın sonu olmayan bir okyanusa dalmak gibi olduğunu anlarsın. Bazılarına göre ifratta, bazılarına göre ise tefritte olursun. Bazıları seni överken bazılarının yerdiklerini görürsün.

Bazılarının en küçük başarına bile sevinip yanında olduğunu, bazılarının ise sendeki bütün hayırlara gözlerini yumup, en küçük bir hata yapmanı beklediklerini görürsün.Bırak insanların rızasını ve sevgisini..

"İnsanlar için gözünü feda etsen, zaten kördü derler."

Bu sözün hakikatini hayatımızdaki küçük ya da büyük tecrübelerle gördük.

Bazılarının sana hüsnü zan besleyerek yaklaşıp iyiliklerine odaklandığını, bazılarının ise sui zan besleyerek yaklaşıp eksikliklerine odaklandığını görürsün.

Bazılarının senin hakkında duydukları kötü sözleri dahi iyiye hamlettiklerini, bazılarının ise sende olmayan şeylerle seni zemmettiklerini görürsün.

İnsanlar, Allah hakkında dahi kötü zanlar güdüyor ve kötü sözler sarfetmeye (hâşa) cesaret edebiliyorken, beşer olan insan bundan emin olabilir mi?

Malik bin Dinar dedi ki:

منذُ عرفتُ الناس ما أُبالي مَن حَمِدَني ، ولا من ذمَّني

İnsanları tanıdığımdan beri, beni övenleri de zemmedenleri de umursamıyorum.

ez-Zühd Hatib el-Bağdadi, 92

"Ben, insanların yaratıcılarından razı olmadıklarını gördüğüm zaman anladım ki; insanlar, kendileri gibi bir mahluktan asla razı olmazlar."

Hasan Basri rahmetullahi aleyh

Hilyetu'l Evliya 6/305

İlim Talebinde Gayret ve Himmeti Artıran Sebebler

Allâme Şeyh İbn 'Useymîn rahimehullah'a soruldu:

Soru: İlim talebinde bir himmetsizlik ve şevksizlik göze çarpıyor. Bu hususta yüksek himmeti husûle getirecek ve ilme hırs oluşturacak vesîle ve yollar nelerdir?

Cevap: Şer'î ilim talebinde himmetsizlik çok büyük bir musîbettir. Yüksek himmete götüren olmazsa olmazsa bazı şartları şöyle sıralayabiliriz:

Birincisi: İlim talebinde Allah'a karşı ihlâslı olmaktır. Kişi ilim talep etmeyi Allah için yaptığında bu ilim talebinden dolayı ecîr verileceği ve ileride ümmetin derecelerinden olan üçüncü derecede olacağını bilir. Bundan dolayı şüphesiz ki himmeti canlı ve hayat dolu olur. Nitekim Yüce Allah şöyle buyurdu: "Kim Allah'a ve peygambere itâat ederse işte onlar, Allah'ın, kendilerine ni'metler verdiği peygamberlerle, sıddıklarla, şehîdlerle, sâlihlerle beraberdirler. Onlar ne iyi arkadaştır!" (Nisâ Sûresi, 69).

İkincisi: Ona, kendisini ilme teşvîk edecek, ilmî konuları münâkaşa ve tahlîl edecek kimselere sımsıkı sarılması, ilim tahsilinde ona yardımcı oldukları sürece onların arkadaşlıklarından usanmaması gerekir.

Üçüncüsü: Nefsini sabırlı tutmasıdır yani bir o yana bir bu yana dönmek istediğinde ona engel olmasıdır. Nitekim Yüce Allah Nebî sallallahu aleyhi ve sellem'e şöyle hitâb etmiştir: "Sabah, akşam Rablerine, sırf O'nun yüzünü dileyerek, duâ edenlerle beraber nefsini sabırla tut. Dünyâ hayatının zînetini arzu edip de gözlerini onlardan ayırma." (Kehf Sûresi, 28). Öyleyse ilim tâlibi dişini sıksın. İlim talebesi sabredip ve bunu alışkanlık hâline getirince artık bu onda bir özellik hâline gelir.

İçinde ilim talep etmediği gün ona çok uzun gelir. Dizginleri nefsin eline teslîm ettiğinde ise muvaffak olmak mümkün değildir. Çünkü nefis alabildiğine kötülüğü emreder, şeytan da onu, tembellik ve cahilliğe teşvîk eder.

Kitâbu'l-İlm (s: 105)

imanmescidi.com

İLMİ ÖĞREN VE ÖĞRET !

- Semânî rahimehullah şöyle demiştir :

Ebu Mensûr Hayyat öldükden sonra onu rüyalarında gördüler. Ona şöyle denildi:

Rabbin sana neler yaptı?

O, şöyle cevap verdi : Çocuklara Fatiha suresini öğrettiğim için beni bağışladı.

📕Meârife Kurra Kibâr, 1/256

İnsanların Gafil Olduğu Çok Büyük Bir Hayır Yatırımı!!

Birçok insanın, hatta birçok talebenin bile gafil olduğu çok büyük bir ecir kapısı vardır: Küçük çocuklara abdestin nasıl alınacağını, namazın nasıl kılınacağını, Fatiha'nın okunuşunu ve dinin temeli olan tevhidi öğretmek.

Subhanallah! Bu hayrın büyüklüğünü aklında tasavvur etsene. Onlar hayatları boyunca senin öğrettiklerin ile amel ettikleri sürece sana onların sevapları yazılacak. Hatta belki de içlerinden bazıları senden öğrendiklerini başkalarına öğretecek ve sadece Allah'ın bildiği büyüklükte bir ecir olacak. Bu nedenle ilmi yayma konusunda hiçbir şeyi küçümseme.

Cömertliğin kötü, cimriliğin güzel şekli