Mucahid (Rahimehullah); " İnsanlar bir konuda ihtilafa düştüler mi Ömer (Radiyallahu anh)'ın yaptığına bakın ve onunla amel edin."

İbnu'l Munzir el-Evsât 8761

Fıkıh ve Hadis Alimi Ebu Eyyub es-Sahtiyani Rahimehullah: " Sana Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)'in ashabından bir ihtilaf ulaşırsa ve sen bu ihtilafın içinde Ebu Bekr (Radiyallahu anh) ve Ömer (Radiyallahu anh)'ı bulursan onların görüşüne sıkıca tutun. Zira hak odur, Sünnet odur.

İbnu'l Munzir el-Evsât 124

Araplar Haniflik dini olan İbrahim Aleyhisselâm’ın dinine İsmail Aleyhisselâm’ın vasıtası ile girmişlerdir. Onlar bu dine İsmail Aleyhisselâm’ın davetiyle girdiklerinde tevhid ehli kimselerdi. İsmail Aleyhisselâm vefat edip zaman uzayınca yavaş yavaş hak dinden sapmalar ve ondan uzaklaşmalar başladı. Buna rağmen onlar tevhid üzere olup Allah’a şirk koşmuyorlardı.

Arapların tevhidini bozan, onları Allah’a ibadette şirke düşüren Huzâa Kabilesinin başı Amr bin Luhey’dir.

Bu şahıs din işlerine hırs gösteren, çok sadaka veren, iyilik etmeyi seven ihsan sahibi bir kimse idi.
Bu sebeple insanlar onu çok seviyordu. Onun bu hasletlerinden dolayı insanlar her hususta kendisine itimat ediyor ve itaat ediyorlardı...

Amr bin Luhey, Şam’a gittiğinde orada insanların putlara taptığını gördü onların bu fiilini güzel bulup bunun hak olduğunu zannetti.
Çünkü Şam birçok Rasûl ve Nebî'nin yaşayıp insanları Allah'a davet ettiği yerdir. Dönüşte beraberinde Hubel adını verdiği bir tane bir put getirdi. Onu Kâbe’nin içine koydu ve insanları onu tazim edip ibadet etmeye davet etti. İnsanlar Amr’ı sevip ona güvendikleri için itiraz etmeden bu isteğini yerine getirdiler.

Arapların Hubel’den başka Menat, Lât, Uzzâ gibi putları vardı. Sonra putçuluk alabildiğine Arap yarımadasında yayıldı. Putun olmadığı kabile, ev ve şahıs kalmadı. Böylece şirk ve puta tapıcılık cahiliye dinin en önemli alameti oldu. Buna rağmen kendilerini ataları İbrahim Aleyhisselâm’ın dini üzere zannediyorlardı.

Soru:

ALLAH'tan başkasına yaptığı duâ ile bilinen birisinin arkasında kılınan namaz geçerli olur mu, ve böyle bir kişinin arkasında namaz kılanın hükmü nedir?

Cevap:
ALLAH'a ortak koşan birinin arkasında namaz kılanın namazı geçerli değildir.
ALLAH'tan başkasına duâ ettiği, ALLAH'tan başkasına yalvardığı (istiğâse) ve ALLAH'tan başkasına adak adadığı müddetçe ilim ehli indinde onun arkasında namaz kılamaz.
Bir kafirin arkasında namaz kılamaz, ve kafirin arkasında kılınan namaz geçerli değildir.
İhtilâf fâsık olandadır¹, ancak kafirde değil.

[Fetâvâ Nûrun 'ala'd-Derb 1/254]

هل تصح الصلاة خلف من عرف بدعاء غير الله؛ وما حكم من يصلي خلفه؟

الجواب :

« من صلى خلف من يشرك بالله لا تصح صلاته، ما دام يدعو غير الله، ويستغيث بغير الله، أو ينذر لغير الله، لا يصلى خلفه عند أهل العلم، لا يصلى خلف الكافر، ولا تصح الصلاة خلف الكافر، إنما الخلاف في الفاسق أما الكافر فلا. »

فتاوى نور على الدرب (254/1)

¹: Fâsık² olanın arkasında kılınan namazın sıhhati konusunda alimler ihtilâf etmişlerdir:
• Mâlikî mezhebi & İmâm Ahmed = Namazı batıldır demişlerdir.
• Ebû Hanîfe & Eş-Şâfi'î = Namazı sahîhtir (geçerlidir) demişlerdir.

² Fâsık ise; ALLAH'a itaatten çıkıp, istikâmetten sapan ve günahkâr olan kişidir.

Mûsâ (Aleyhisselâm) dedi ki; 

"Eğer siz ve yer yüzündekilerin tümü kâfir olsanız bile ALLAH, Ğani, Hamîd'dir." 

(İbrâhîm Suresi8)

İbn Mes'ûd (رضي الله عنه) dedi ki; 

"Kişi kendisini yer yüzündekilerin tamamı küfre girse bile küfre girmeyecek şekilde şartlandırsın." 

(İbn Batta/ El-İbâne 29.)