Hayat gibi ananı sikeyim emi

Olası Rus-Türk Savaşı hakkında;

Ukrayna’da namusunu bırakan Rusya Ortadoğu ve Avrupa’nın savaşa en hazır ordusuna karşı ne yapabileceği hakkında bir beyin fırtınası yapalım.

Hava kuvvetleri olmayan Ukrayna’ya karşı uçak kaldıramayan Rusya,Subsonik bir füze tarafından amiral gemisini Karadeniz’e bırakan Rusya,binlerce tankını 100 dolarlık dronelere yem eden Rusya,kısacası 3 yıldır ordusu dahi olmayan Ukrayna’ya üstünlük sağlayamayan Rusya, söz konusu “Savaşa Hazır”terimi olunca Avrupa ve Ortadoğu’da 1. dünyanın ise ilk 5’in içinde gösterilen Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı bir sik yapabileceğine inanmıyorum.

Kitsiz bomba droplayan bir devletin aynı anda 400 hava aracıyla operasyon yürütebilecek kabiliyeti bulunan bir Hava Kuvvetlerine üstünlük sağlayabileceğine ancak eşekler inanır.

TSK İdlib Harekatında Rus destekli Suriye rejiminden 5-6 bin kişiyi,yüzlerce tankı ve düzinelerce HSS’yi 5 gün gibi kısa bir sürede imha etmiş ve bunu sadece topçu,topçu roketi ve sınırdan atılan seyir füzeleri ile yapmıştı. Bu harekat TSK’nın ne kadar güçlü olduğu konusu hakkında kanıt niteliği taşımakta ve Rusların on binlerce piyade ile yapamadığını sadece yerleşik sistemlerle yaptığını açık açık göstermektedir.

Kısacası Rusları ezerdik,üstüne Gürcistan ve Ermenistan’a el koyardık. Rus-Ukri savaşından sonra gördüğüm ve analiz ettiğim kadarıyla TSK’ya denk bir Avrupai ordu göremiyorum. TSK’nın götüyle yaptığı işler için bu adamlar yüz binlerce askerini feda ediyor.

….Halide Edip "Devir savaş devri değil,ABD’ye sığınalım, o bizi kurtaracak ve uygarlaştıracak" diyor. Mustafa Kemal'in buna verdiği karşılığı mazhar müfit kansu anlatmaktadır: "Oh ne ala, mücadele yerine mandayı kabul edeceğiz ve rahata kavuşacağız. Bu ne gaflet, bu ne körlük ve hatta ne budalalık? İstanbul ricali de bu fikirde. İçlerinden biri çıkıp da 'ya istiklal, ya ölüm' diyemiyor" diyecek ve bir Erzurum gecesinde asabiyeti bir an en üstün hiddet halini alarak yerinden kalkacak ve eliyle istanbul istikametini işaret ederek, "Hayır Paşalar hayır, hayır beyefendiler hayır, hayır hanımefendiler hayır, manda yok, ya istiklal, ya ölüm var."

Atatürk katiyen yemek ismarlamazdı. Yalnız bazen yapacağım yemekleri sayarken, "Usta peki ne kadar zamanda yapacaksın" diye sorar bende bir iki saat deyince pazarlık ederdi. Asgari müddeti söylediğimde de "Nasılmış Mehmet Usta ya" diye adeta çocuk gibi sevinirdi.Çok…

14 yıl boyunca Atatürk'ün aşçılığını yapan Mehmet Usta anlatıyor. Onda kibir, azamet falan yoktu.Devrimler sırasında 36 saat masa başında kaldığını biliyorum. Biz mutfakta çeşit çeşit yemekler hazırlardık. “Bunları yemeyeceğim" diyordu. “Bana bir dilim ekmek…

14 yıl boyunca Atatürk'ün aşçılığını yapan Mehmet Usta anlatıyor.

Onda kibir, azamet falan yoktu.Devrimler sırasında 36 saat masa başında kaldığını biliyorum. Biz mutfakta çeşit çeşit yemekler hazırlardık. “Bunları yemeyeceğim" diyordu. “Bana bir dilim ekmek verin,yanında da ayran getirin,şimdilik bunlar kâfi. Diğer yemekleri yemeyi henüz hak etmedim” derdi. Yemeğe çok düşkün değildi. Öğlen ve akşam mutlaka çorba yerdi.Yemek listesini ekseriyetle ben hazırlardım. Bazen canının istediği şeyleri söylerdi,mutfağın telefonu çalardı. Telefonu açardım ve onun kimsin diye sesini duyardım. Mehmet Usta derdim, “Ben acıktım." derdi “Peki paşam" der telefonu kapatırdım. Biraz sonrada mutfağa gelirdi. Mehmet usta çok acıktım bana şuracıkta bir şeyler hazırlayıver derdi. Bir çocuk gibi temeğini yedikten sonra “Eh bakalım Mehmet Usta bir kahve yap birde sigarandan ver” derdi. Sigara ve kahvesini içer “Sağ ol Mehmet Usta, iyice doydum Allahaismarladık" der, giderdi.

Bir vaka anlatayım. Balkan Antantı'nın imzalandığı sıralardı. Soğuk bir gece Kırşehir'e hareket ettik. Yolda kar fırtınasına tutulduk. O kadar çok zorluk çekiyorduk ki zaman zaman otomobilimizi kardan mandalar kurtarıyordu. Vakit gece yarısını çoktan geçmişti. Atatürk bir ara otomobilinden indi ve yanıma geldi. "Aşçıbaşı, ben acıktım bana yemek ver" dedi. Yanımda söğüş bir şeyler vardı. Hepsini saydım. "Kuru fasulye ile pilav isterim" dedi. En düşkün olduğu yemek kuru fasulye ve pilavdı. "Paşam kuru fasulye yapmadım" diye cevap verince "Öyleyse hemen pişir" dedi. Paşam, dedim, "Yanımda yok hem burada pişirmek çok zor olacak." Durdu, yüzüme baktı. "Doğru aşçıbaşı. Hakkın var. Canım isteyiverdi işte. Aldırma. Yarın yaparsın" diye birde beni teselli etti.

Bu Valorant düşmanlığını anlayamadım,çok da güzel oyun yapmış RİOT ancak millet nedense düşman. CS-2 kadar sade,haritaları büyük ve gerçekçi değil doğru ancak daha akıcı daha Türkçe,tasarımı güzel ve “Ajan” yapılanması iyi bir oyun. En azından rank sistemi için 15 dolar istemiyorlar.

Durdurulması imkansıza yakın olan Rus Tsunami bombası.

100 megatonluk enerji açığa çıkaran bu dev torpido,500 metrelik dalgalar oluşturabiliyor. Düşman götüne.