Solcu Gazete Telegram kanalı.
Reklam ve iletişim için: @iletisimads
Last updated 2 weeks ago
🔥Canlı ve Maç Öncesi Tahminler 🔥
⚽️ FUTBOL 🏀 BASKETBOL 🏀 NBA
🎮 FİFA-ESPORTS 📉 Excel tahminleri
Last updated 18 hours ago
Ben devrimin yükünü yirmi yıldır taşıyorum. Benim ilk eylemim, Kızıldere olayı nedeniyle 31 Mart'ta oldu. Yani tam 20. yıldönümünü geride bıraktık. 12 Mart faşizmine karşı ilk boykotu biz yaptık. O günden bu güne kadar Türkiye Devrimi de dahil olmak üzere ve giderek uluslararası çapta da devrimci değerleri çiğnetmemek için mücadeleye kendimizi oldukça verdik. Yirmi yıldır bu işe önderlik yapıyoruz ve buraya kadar geldik. Fakat henüz bıkma, yorulma yok. Tam tersine, direnen bütün devrimcilerin anısını temsil etmeye çalışıyoruz. Yapılan işkencelerin hesabını sormaya çalışıyoruz. Buna katılın! Devrimcilerin kanı boşuna akmadı, çekilen işkenceler boşuna çekilmedi. Binlercesi Avrupa'da, on binlercesi ülkede kendini yere attı. Yine ayakta tutulması ve korunması gereken değerler var. Benim gibi siz de vicdan sahibi olun veya bu değerlere bağlı kalın. Şehitler sahipsiz olmamalı.
Halklar için devrim gerekiyor. Bazıları çok ucuzca simsarlık yapmak istiyorlar. O işbirlikçi önderlik Ankara pazarına çıkmış, o kadar peşmerge kanını beş paraya satmak istiyor. Ben yaptıklarımla kesinlikle övünmüyor ve vazgeçilmez bir görevdir diyorum. Fakat işler tehlikede. Sahip çıkılması gereken değerler var. Bu herkesin, az çok insanım diyenin bir borcudur. Onun için sıkılmayın, öfkelenmeyin, bu borcu ödememiz lazım. Bu şeref borcudur, namus borcudur. Artık ben elimden geleni yaptım. Çerçeveler çizdim, kanallar açtım, silahlar edindim. Hepsi tek tek sorumluluğum altında gerçekleşti. Hiç olmazsa bundan sonra siz de, kendinizi kaybetmeyin, bırakmayın.
KÜRT HALK ÖNDERİ SAYIN ABDULLAH ÖCALAN
Kürtlerin orijinal kaynaklarının son büyük buzul döneminin sona ermesinden, M.O 20000'lerden beri Dicle Fırat'm yukan kesimi olan Toros-Zagros hattının iç kavisleri ve dış çeperleri olduğu tüm tarihi kanıtlarca doğrulanmaktadır. Gerek arkeolojik ve etimolojik (dil yapısı), gerek etnolojik (Aşiret toplumu yapısı) incelemeler buna ilişkin bolca kanıt sunmakta ve bu gerçekliği çok yönlü doğrulamaktadır. Daha da önemlisi, tarın ve hayvancılık devrimini ve köyler çağını doğurup geliştiren bölge ve halk durumundadır. İlk sınıflı toplum ve manevi donanımlarını bu kültürden aldıkları da kanıtlanmış durumdadır. Bu dönemden itibaren Sümer yazılı tarihinden Grek yazılı tarihine kadar dağlı halk anlamında Sümerce Kurti, buradaki halkı anlatmaktadır. Bu kavramu en son Luwilerden devralan Greklerce Kurdienne'ye (Kürt memleketi) dönüşmüş, Farsça'dan etkilenen Selçuklu Sultam Sancar, bölgevi Kürdistan adıyla bir kez daha adlandırmıştır. Hurri, Guti, Kassit, Mitanni, Nairi, Urartu ve Medler biçimindeki adlandırmalar bu geleneğin devamı olup, çeşitli dönemlerde aşiret konfederasyonları ve devletler için geliştirilmiş adlandırılmalardır. Aynı dil, kültür etnik süreç anlatılmak istenmiştir. Ad değişikliği, bölgeyle ve etnik gruplarla ilişkisi olan komşuları ve bizzat kendileri tarafından gerçekleştirilmektedir. Ad çokluğu belirsizliğe ve farklı olgularmış gibi bir sonuca yol açmamalıdır. Tarihte durumu benzer olan birçok toplumsal süreç henzer terminolojilerle ifade edilmiştir.
KÜRT HALK ÖNDERİ SAYIN ABDULLAH ÖCALAN
Kürt olgusunda en güçlü form aşiret formudur ve halen bu gücünü sürdürmektedir. Kürtler yaklaşık on bin yıl önce Toros Zagros dağ sisteminin iç ve dış hatlarında, neolitik toplumlar halinde aşiret for munu yaşamaya başlamışlardır. M.O 6000'lerde Kürtlerin daha bilinçli aşiretler haline geldikleri anlaşılmaktadır. Bunda neolitik toplumun kurumlaşması belirleyici rol oynamaktadır. M.Ö 3000'den itibaren gelişen Sümer koloniciliği nedeniyle, genel bir direniş konumuna. geçmektedirler. Direniş ve karşı saldırı, erkenden ve çok güçlü bir aşiret bilincini ve dayanışmasını doğurmaktadır. Daha sonra dıştan kaynaklanan saldırıların süreklileşmesinin elverişli coğrafya ile birleşmesi, adeta bir dağ aşiret toplumu halinde form kazanmalarına yol açmı ştır Bu saldırıların günümüze kadar benzer biçimde devamı, Kürt toplumsal olgusunun dönüşüm geçirmesine fazla imkan vermemekte ve küçük savunma toplulukları halinde varlıklarını korumala rum temel bir sorun haline getirmektedir. Bu durum, Kürtlerin ortaçağda da fazla gelişkin olmayan, siyasi yönden zayıf bir kavim, milliyet halinde form kazanmalarına yol açmakta; dış baskı, gelişkin toplum ve siyasi güç olmalarım sürekli önlemektedir. Ayrıca dıştan dini ideolojinin de dayatılması, moral ve ruhsal yönden gelişmelerini engellemektedir. Toplum adeta yan yana iki olguyu yaşamaktadır: Diştan gelen, yöneten ve aşiretin üst kesimiyle işbirliği eden resmi hakim toplumla, aşiretin çoğunluğunu ve emekçilerini temsil eden gayri resmi kesimi. Kürt sorunu da bu temelde doğmakta ve günümüze kadar derinleşerek devam etmektedir. Aşiretçi özelliklerin halen çok güçlü olmasının ve çağdaş toplum haline gelmenin önünde engel teşkil etmesinin böylesine güçlü bir tarihsel ve siyasal nedeni vardır. A şiret formuna dayalı bir kavmin, milliyet, halk olarak halen varolması da, yine bu tarihsel ve siyasal gerçeklikle yakından bağlantılıdır.
KÜRT HALK ÖNDERİ SAYIN ABDULLAH
Kanalımıza katılın arkadaşlar
Yurtsever Apocî kitlelere bayrak üzerinden sabotaj yapan işbirlikçiler için yazılmıştır, okuyup paylaşınız.
Bugün Ala Rengin’i kendi tekeline almış olan KDP iktidarı, bu bayrağın tüm dünyadaki Kürtlerin ulusal bayrağı olduğunu ve Kürdistan kimliğinin ancak bu bayrakla tamamlandığını söylemektedir. Buna dayanak olarak ise Şeyh Said ayaklanmasından, Mahabad Cumhuriyetine sürekli olarak bu bayrağın kullanıldığı iddiasıdır. Farklılıklar olsa da biz bu bayrağın kullanılmış olduğunu kabul ediyoruz.
Ancak günümüz konjonktüründe Kürdistan halkına ve partilerine herhangi bir bayrağı dayatmak siyasi saboteden başka bir şey değildir. Kürdistan’ın ulusal bayrağı ancak Kürdistan Ulusal Kongresi kurulup, tüm partiler seçim yaptıktan sonra, halkın onayı ile seçilebilir. Dünya üzerindeki tüm sömürgeciler muhafazakar kimliği kullanarak sömürgeciliğini halka dayatır. KDP de Kürt halkının ulusal duygularını kullanarak Kürdistan bayrağı üzerinden provokasyon yaparak, siyasi çıkarım elde etmek istiyor.
Kürdistan’ın her parçasını karış karış satan, Kürdistan’a uygulanan soykırım politikasının ortaklığını yapan kişilerin Kürdistan bayrağını sahiplenip, bunun üzerinden diğer partilere baskı kurması bizim nezdimizde özel savaş politikasıdır.
Kürdistan İşçi Partisi’nin 1995-96 yıllarında yürüttüğü Karadeniz açılımı ve birleşik cephe siyaseti sonucu, Türkiye Devrimci Hareketinin de yardımı ile Kuzey Kürdistan’da kullanılan taburların Karadeniz’e çekilmesi, “Türkiye kendi dağlarını bombalıyor” gibi manşetlerle medyanın ve halkın askere karşı düşmanlaşması, tarihi gerçekliği göz önünde bulundurulduğunda bu topraklarda iki halkın devrimcilerinin mücadele birliğinin hem siyasi hem de stratejik olarak bir gereklilik olduğu aşikarlığının somut örnekleridir.
Solcu Gazete Telegram kanalı.
Reklam ve iletişim için: @iletisimads
Last updated 2 weeks ago
🔥Canlı ve Maç Öncesi Tahminler 🔥
⚽️ FUTBOL 🏀 BASKETBOL 🏀 NBA
🎮 FİFA-ESPORTS 📉 Excel tahminleri
Last updated 18 hours ago