*Kâdı Şureyh'in Allah'ın Taâccüb Sıfatını Kabul Etmemesi ve Dâlalet Ehli Cahil Haddadî'lerin Kâdı Şureyh'i Tekfir Etmemelerindeki Tutarsızlığı..

**رواه ابن أبي حاتم عن شُرَيْحٍ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ أَنَّهُ كَانَ يَقْرَأُ هَذِهِ الْآيَةَ "بَلْ عَجِبْتَ وَيَسْخَرُونَ" بالنصب، ويقول:

"إِنَّ اللَّهَ لَا يَعْجَبُ مِنَ الشَّيْءِ، إِنَّمَا يَعْجَبُ مَنْ لَا يَعْلَمُ."

قَالَ الْأَعْمَشُ: فَذَكَرْتُ ذلك لإبراهيم النخعي رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ، فَقَالَ: إِنَّ شُرَيْحًا كَانَ مُعْجَبًا بِرَأْيِهِ، وَعَبْد اللَّهِ بْنَ مَسْعُودٍ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ كَانَ أَعْلَمَ مِنْهُ، كَانَ يَقْرَأُهَا: " بَلْ عَجِبْتُ وَيَسْخَرُونَ "**

ابن أبي حاتم في تفسيره: (18150)، والحاكم في المستدرك: (3608)

وقال: صحيح على شرط الشيخين

**İbn Ebî Hâtim'in Şureyh radıyâllahu anh'dan rivayet ettiğine göre Şureyh; "بَلْ عَجِبْتَ وَيَسْخَرُونَ" "Evet, sen şaşırıyorsun, onlar ise alay ediyorlar" ayetini nasb ile okuyup şaşmayı Allah'a izafe etmez ve derdi ki;

"Allah'u Teâla bir şeye şaşırmaz (hayret etmez) çünkü şaşırmak bilmeyen kimse içindir."

A'meş dedi ki; Bunu İbrahim en-Nehâî'ye anlattım dedi ki; Şüphesiz ki Şureyh kendi görüşünü beğenen biridir.Abdullah İbn Mes'ûd ise ondan daha âlimdir ve bu ayeti; " " بَلْ عَجِبْتُ وَيَسْخَرُونَ " "Evet,ben şaşırıyorum, onlar ise alay ediyorlar" şeklinde merfû,(ötreli) okur ve şaşmayı Allah'a izafe ederdi.**

(Tefsîru İbn Ebî Hâtim: 18150; Hâkîm el-Müstedrek: 3608)

Hâkîm Buhâri ve Müslîm şartı üzere sahîh demiştir.Bunu Ayrıca Firyâbî,Saîd b. Mansûr,Abd b. Humeyd,Taberanî ve Beyhakî nakletmiştir.

Abdulah İbn Mes'ûd'un kıraâti aynı zamanda İbn Abbâs,Ali radıyallahu anh, Hamza,Kisaî ve Halef'in okuyuşudur.

قال شيخ الإسلام ابن تيمية رحمه الله:

"وكان القاضي شريح ينكر قراءة من قرأ: "بَلْ عَجِبْتُ" ويقول: إن الله لا يعجَب؛ فبلغ ذلك إبراهيم النخعي فقال: إنما شريح شاعر يعجِبه علمه. كان عبد الله أفقه منه فكان يقول: " بَلْ عَجِبْتُ " فهذا قد أنكر قراءة ثابتة، وأنكر صفةً دل عليها الكتابُ والسنة، واتفقت الأمّةُ على أنه إمامٌ من الأئمة." (مجموع الفتاوى: ١٢ : ٢٩٣)

Şeyhu'l-İslâm İbn Teymiyye rahimehullah şöyle demiştir:

"Kâdı Şureyh; " بَلْ عَجِبْتُ " "Evet ben hayret edip şaşırıyorum" kıraâtini okumayı inkar eder ve; "Allah hayret edip şaşırmaz" derdi.Bu durum İbrahim en-Nehâî'ye ulaştığı zaman şöyle demiştir: Şureyh ilmini beğenen bir şâîrdir.Abdullah İbn Mes'ûd ise ondan daha fakihtir ve bu ayeti; "بَلْ عَجِبْتُ " "Evet ben şaşırıyorum (hayret ediyorum)" diye okurdu.İşte bu durum sabit olan bu kıraâtı ve kitap ve sünnetin delalet ettiği (şaşma/hayret etme) sıfatını inkâr etmekti.Buna rağmen Şureyh ümmetin ittifakı ile müslüman imâmlardan bir imâmdır."

(Mecmuû'l-Fetâva: 12: 293)*

*Şimdi Kendilerine Sözde "Ehli Eser,Ashab'ul-Hadis" Diyen, Halbuki Ashabu'l-Cehl Olan Râfizî Haddadî Havariçlere Diyoruz ki; Kâdı Şureyh Allah'ın Taaccüb Sıfatını Kabul Etmiyor, Hani Siz Havalarda Uçuyorsunuz ya "Bu Tevilci Kâfir,Bu Tevilci Kâfir" Diye..Samimi İseniz, Şureyh'i,Onu Tekfir Etmeyen A'meş ve İbrahim en-Nehâî -ki bunlar tabiîn Alimleridir- Başta Olmak Üzere Ümmeti Tekfir Edin..
Bu Allah'ın Taaccüb Sıfatını Kabul Etmeyen Eden Şureyh'in Durumu -ki Ümmetin İcmâsı İle Şureyh İlmiyle İmâmetiyle Müslümandır.

Hal Böyle İken, Allah'ı Tenzih Etme Adına Yapılan Tevilin, ve Bu Tevil'in de Arap Dili Kurallarınca Yapıldığı İçin Bazı Sıfatları Hatalı da Olsa İyi Niyetleriyle Tevil Eden Kendilerine Hüsnü Zan Beslediğimiz, Haddadîlerin İse Tekfir Ettiği Nevevî,Kurtubî,Kâdı İyâd,İbn Cevzî,İbn Hacer, el-Mazerî Gibi Müslüman Olduğu Hususunda İhtilaf Olmayan Binlerce Ümmetin Alimlerine Ne Denmeli Haddadî ? Yeni Yeni Bir Şeyler Bulduğunu İddiâ Edip Râfizî ve Havariç Olmaya Ne Hacet Haddadî? Sen Kalk Bu Âlimlere Allah'ın İlmini İnkâr Eden, Allahı İnkâr Etmek İçin Sıfatlarını İnkâr Eden Cehmî ile Bir Tut ve Onlara Cehmî de?

Bilindiği Gibi Haddadîlerin Kitap,Sünnet,Ümmetin Usûlüne Aykırı Bir Usûlü Var O da Şu; "Her Kim Herhangi Bir Mesele'nin Usulünde Bid'ât Ehline Bir Yönüyle Muvafakat Ederse, O Kimse Bütün Yönüyle O Bid'ât Ehlinden Sayılır"
Râfizî Haddadî Havariç Ehli Eser Olmuş. Ashabu'l-Cehl..*@Salafii21

*Eşlerinin Resimlerini Sosyal Medyada Paylaşılmasına Göz Yuman Erkeklere Hayret Ediyorum.

Aynı Şekilde Kadının da Eşinin Bu "Göz Yumma" Davranışından ve Eşinin "Bu Duruma Nasıl Müsaâde Eder?" Diye Sorgulamamasına Hayret Ediyorum..

Müslüman Erkek Kıskanç Olur, Sosyal Medyada Eşinin Değil Resmini Paylaşmasına Müsaâde Etmesi, Gölgesini Dahi Paylaşmasına İzin Vermez..*@Salafii21

*Regâib ve Berâat Namazı Diye Bilinen Namazlar Uydurulmuş İki Çirkin Bid'âttır.
قال الإمام النووي رحمه الله:

" الصلاة المعروفة بصلاة الرغائب، وهي ثنتا عشرة ركعة تصلى بين المغرب والعشاء ليلة أول جمعة في رجب، وصلاة ليلة نصف شعبان مائة ركعة وهاتان الصلاتان بدعتان ومنكران قبيحتان"

(المجموع شرح المهذب: ٣: ٥٤٨)

İmâm Nevevî rahimehullah şöyle demiştir:

"Receb ayının ilk cuma gecesi akşam ile yatsı arasında kılınan on iki rekatlık Regâib namazı olarak bilinen namaz ile Şaban ayının ortasında (on beşinci gecesinde) kılınan yüz rekatlık (Berâat namazı olarak bilinen) namaz iki kötü çirkin bid'âttır."

(el-Mecmuû Şerhu'l-Mühezzeb: 3: 548)

قال ابن حجر الهيتمي رحمه الله:

" أما صلاة الرغائب فإنها كالصلاة المعروفة ليلة النصف من شعبان بدعتان قبيحتان مذمومتان وحديثهما موضوع فيكره فعلهما فرادى وجماعة"

(الفتاوى الكبرى الفقهية: ١ : ٢١٦)

İbn-i Hacer el-Heytemî rahimehullah şöyle demiştir:

"Regâib namazına gelince; muhakkak ki bu namaz ve Şaban ayının ortasında (on beşinci gecesinde) kılınan (Berâat namazı) diye bilinen namaz gibi; Bunlar dinde yerilmiş iki çirkin bid'âttır ve bu iki namaz hakkında rivayet edilen hadislerler ise uydurma olup bu namazları tek başına veya cemaatle kılmak çirkin görülmüştür."

(el-Fetevâ'l-Kübrâ'l-Fıkhiyye: 1: 216)*@Salafii21

*قال الإمام الشافعي الهاشمي القرشي رحمه الله في وصيَّتِه:

"هذه وصيَّةُ محمَّدِ بنِ إدريسَ الشَّافعيُّ، أوصى أنَّه يَشهَدُ أنْ لا إلهَ إلَّا اللهُ وَحدَه لا شريكَ له، وأنَّ محمَّدًا صلَّى اللهُ عليه وسلَّم عَبدُه ورَسولُه..وأنَّ اللهَ عزَّ وجَلَّ يُرى في الآخرةِ، يَنظُرُ إليه المؤمنون عِيانًا جِهارًا، ويَسمَعونَ كَلامَه، وأنَّه فوقَ
العَرشِ"

(اعتقاد الشافعي, للهكاري: 15)

İmâm eş-Şâfiî el-Hâşimî el-Kureyşî rahimehullah vasiyetinde şöyle demiştir:

"Bu Muhammed b. Îdrîs eş-Şâfiî'nin vasiyetidir -ki kendisi şunu vasiyet eder: Allah'tan başka hiç bir ilâh ve ortağı olmadığına,Muhammed sallallâhu aleyhi ve sellem'in O'nun kulu ve Rasûlü olduğuna, Allah Azze ve Celle'nin ahirette görüleceğine ve Mü'minlerin O'na apaçık bir şekilde baş gözüyle bakıp göreceklerine,O'nun kelamını işiteceklerine, kedisinin ise Arşın üzerinde olduğuna dair şehadeti ve ikrarıdır"
(el-Hakkâ'rî, İtikâdu'ş-Şâfiî: 15)*@Salafii21

*قال الإمام الشافعي الهاشمي القرشي رحمه الله:

"لأَن يَلقَى اللهَ العَبدُ بِكُلِّ ذَنبٍ إِلّا الشِّركَ خَيرٌ مِن أَن يَلقَاهُ بِشَيءٍ مِنَ الأَهوَاءِ"

سير أعلام النبلاء: (١٠/ ١٦)

İmâm eş-Şâfiî el-Haşimî el-Kureyşî rahimehullah şöyle demiştir:

"Kulun Allah'a şirk dışındaki tüm günahlarla kavuşması, hevâ'lardan bir şeyle kavuşmasından daha hayırlıdır."

(Siyeru A'lâmî'n Nûbelâ: 10: 16)*@Salafii21

*قال الإمامُ الحُمَيديُّ رحمه اللّه:

"لِقَاءُ النّاسِ لَيسَ يُفِيدُ شَيئًا سِوَى الهَذَيَانِ مِنْ قِيلٍ وَقَالِ ، فَأَقلِلْ مِن لِقَاءِ النّاسِ إِلّا لِأَخْذِ الْعِلْم،ِ أَو إِصلَاحِ حَالِ"

سير أعلام النبلاء: (١٢٧/١٩)

İmâm Humeydî rahimehullah şöyle demiştir:

"İnsanlarla karşılaşmanın dedikodu dışında bir faydası yok.O halde ilim taleb eden ve durumu ıslah eden dışında insanlarla karşılaşmayı azalt."

(Siyeru A'lâmî'n Nûbelâ: 19: 127)*@Salafii21

سأل رجل الإمام مالك عن قوم يقال لهم: الصوفية:

"*يأكلون كثيرا ثم يأخذون في القصائد ثم يقومون فيرقصون؟! فقال الإمام مالك: أصبيان هم؟ قال:لا قال: أمجانين هم؟ قال:لا، هم قوم مشايخ؛ وغير ذلك عقلاء فقال الإمام مالك: ما سمعت أن أحدا من أهل الإسلام يفعل هذا!"

(ترتيب المدارك: 54 :2)

Adamın biri İmâm Malik'e kendilerine Sufî denilen bir guruptan bahsedip şöyle dedi:

"Bunlar çokça yiyip kasideler okuyup sonra kalkıp oynayıp raksediyorlar." Bunun üzerine İmâm Malik dedi ki: "Onlar çocuklar mı ?" Dedi ki: "hayır." "Peki onlar mecnun mu?" dedi ki: ''hayır, onlar olgun ve aklı başında kimselerdir.'' Bunun üzerine İmâm Malik dedi ki: "İslam ehlinden hiç bir kimsenin böyle bir şey yaptıklarını duymadım."
(Tertibu'l-Medârîk: 2: 54)*@Salafii21

Eser Kitaplarındaki Her Beşer Sözlerine Allah'ın Ayeti Gibi İmân Eden Rafizî Haddadî Sapıklarına,Eser Kitaplarından Darbe!

*İmâm Ebu'l-Kasım el-Lâlekâî Şerhu's-Sünne'sinde İbn Ebî Hatîm'den, o da babasından naklettiğine göre şöyle demiştir:

"Kur'ân'ın Mahlûk olduğunu ilk söyleyen kişi Ca'd b. Dirhem'dir."
(Şerhu Usuli İ'tikadi Ehli's-Sünne: 641)

İmâm Hâfız Beyhakî rahimehullah şöyle demiştir:

"Bu konuda müslümanların cemaatine ilk muhalefet eden kimse Ca'd b. Dirhem olup, Halid b. Abdullah el-Kasrî bundan dolayı onu öldürmüştür"

(el-Esmâ ves-Sıfât: 550)

Bilindiği Gibi Kur'ân'ın İlk Mahlûk Olduğunu Söyleyen Ca'd b.Dirhem,Cehm b.Safvan,Bişr el-Merisî Ekolü Olup Lâlekâî'nin Şerhu's-Sünne'sinde,İbn Ebî Hatîm'in Reddu ale'l-Cehmiyye'sinde ve Diğer Kaynaklarda Bu Maruf ve Meşhurdur.

Bu da Günümüzde Sözde; "Ehli Eser,Ehli Asâr,Ashab'ul-Asâr,Ashabu'l-Eser,Ehli Hadis,Eser Ehli" Gibi İsimler İle Kanal Açan "Ashabu'l-Zındık ve'd-Dâlâl" Ehli Olan Râfizî Haddadi Merkeplerinin Uyduruk Kıytırık Nakillerle Paylaşıp Durduğu -İsterse Bu Uydurmalar Eser Kitaplarından Gelsin- "Kur'ân'ın Mahlûk Olduğunu İlk Söyleyen Ebû Hanîfe'dir" Sözlerininin Batıl ve Çöplük Olduğunu Gösterir.

Anlayışı Kıt, İdrak Yolları Kapanmış, Tahkîk Edememe Kabiliyeti Sıfır Olan Merkeplerden İlim Talebesi Çıkmaz.Dolayısyla Ebû Hanîfe'yi,Sıfatlar Konusunda Tevilci Olan Nevevî'yi,Kurtubî'yi,İbn Hacerî,Kadı İyâd'ı ve Binlerce Alîmi Tekfir Eden Bu Zındık Rafizî Haddadiyye Fırkası Olan Müşriklerden Uzak Durun..Onlar Şeyhleri Zındık Râfizî Haddadi Muhammed Şemsuddîn İle Neda Yayınlarındaki Kitapların Dipnotçusu Haddadî Adîl Hamdan İle Çelik Çomak Oynamaya Devam Etsinler.

**Bu Rafizî Haddadi Zındıkları Allah'ın Kitabına Önem Vermedikleri Kadar Eser ve es-Sünne Gibi Kitaplara Taptıkları İçin, Onlara Göre Bu Kitaplarda Gelen Her Rivayet,Her Nakil, Her Söz, Her Eser,Her Beşer Kelamı Kime Söylenmiş,Senedi Nedir, Ne İçin Söylenmiş, Bu Sözün,Bu Nakil'in Zıt Rivayetleri Var mı,Yok mu,Umum Tehdid Kapsamına Hususî Kişi de Girer mi Girmez mi, Hususî Kimseye Bu Tehdid Itlak Edilir mi Edilmez mi,Edilse Bununla Alim ile Avâm Arasında Fark Var mı Yok mu,Gibi Maksat,Tahlil, Tahkîk Edilen Nüshalara Bakmadan, İlgili Konuyu Araştırmadan İstisnasız Allah'ın Ayeti Gibi İmân Edilir.Çünkü Beşer Sözüne Muhalefet,Tevil Küfürdür.

"Ebû Hanîfe Kâfirdir"; "Ebû Hanîfe Kur'ânın Mahlûk Olduğunu Söylerdi"; "Ebû Hanîfe Cehmî İdî"; "Ebû Hanîfe Domuz Etini Yemeyi Helal Görürdü"; "Ebû Hanîfe Kur'ân'ın Mahlûk Olduğunu İlk Söyleyen Kişidir." Diye Uyduruk Kıytırık Rivayetlere Yapışırlar ve Ona İmâm Ederler.Zaten Ebû Hanîfe'nin Kendisinden Pek Bir Nakil Yapamazlar, Nakillerin Ekserisi "Ebû Hanîfe Bu İdi"; "İdi,İdi,Udu Udu" İle Arasında Gidip Geliyor.Sonra da Bu "idi ile udu" cu "Rafizî Haddadi Sapıklar ve Ahmâk" Deyince de Kızıyorlar.**

Onlar İçin Bu Kitapların Neda Yayınlarının Dipnotçusu Haddadî Sapığı Adîl b. Hamdan'ın Sözde Tahkîkli Nüshalarını Okumak Yeterli.

Peki Ey Eser Kitaplarındaki Her Beşer Sözüne Allah'ın Ayetleri Gibi İmân Eden Alimleri Tekfir Edip Selefin Rafizileri Olan Haddadîler! Eser Kitaplarından Olan Lâlekâî'nin Yukarda Naklettiği Kur'ân'ın Mahlûk Olduğunu İlk Söyleyen Kişinin Kim Olduğunu Öğrendin, Yine Lâlekâî'nin Kur'ân'ın Mahlûk Olmadığını Söyleyen Belde Ehlini Sıralarken; "Kûfe Ehlinden Ebû Hanîfe" Dediğini de Bil. Bu da Senin Eser Kitaplarını Temkinli Okuman,İnsaflı Tahkik Ehlinin Nüshasını Okuman, ve Tapmaman Gerektiğine Dair Yeterli Bir Delilmidir ?
Hatta Bu,Sizin Maksadınızın Samimi Olmadığınızı Gösterir.Maksad İmâmları Tekfir Etmek, Nerde Bir Gedik Varsa Yılan Gibi Oraya Sokulmak,Ona Tapmak,Onun Dışındaki Hiç Bir Şeyi Kabul Etmemek.Bunlar Değil Ashabu'l-Hadis,Ehli Hadis,Ashab'ul-Asâr,Ashabu'l-Eser,Olsa Olsa Ashabu'l-Zındık ve'd-Dâlâl Olabilir.

Evet! Yıllarca Hiç Kimseye Bir Faydası Olmayan, Bozuk Klavye Gibi Kendi Kendine Hep Aynı Şeyleri Paylaşıp Duran, Bunu da Doğru Düzgün Muhakemesini Yapıp Anlamayan, Ümmetin İcma İle İmametine,Faziletine,İlmine,Fakihliğine,Muhaddisliğine Şahitlik Ettiği Alimleri Tekfir Eden Haddadiler,Râfizîlerin Eşekleridirler.*
@Salafii21

Elâ Ya Rûhu Rûhi.mp3

❤️

@Salafii21

*Şeyhu'l-İslâm İbn Teymiyye rahimehullah şöyle demiştir:

**"Bir kimse mücerred bir günah işledi diye, yahut bir bid'at sahibi oldu diye, bu bid'ate insanları çağırsa bile, münâfık olması hali dışında aslında kâfir olarak kabul edilmez.Kalbinde Allah'ın Rasûlü'ne, onun getirdiklerine imân yer etmiş olup da te'vilde bulunduğu bazı bid'atler hakkında hataya düşen kimseler ise, asla kâfir değildirler.Haricîler, bid'atlerini en açık şekilde ortaya koyan ümmetle en çok savaşan, ümmeti en çok tekfir eden kimseler olmakla birlikte, Ali b. Ebi Talib olsun, başkası olsun, Ashab-ı Kiram arasında onları tekfir eden kimse bulunmuyodu.Hatta onlar hakkında haddi aşmış zalim müslümanlar hakkında verdikleri hükümler ile hüküm vermişlerdir.

Geri kalan diğer yetmiş iki fırkanın durumu da böyledir.Onlardan münâfik olanlar, aslında kâfirdir. Münâfık olmayıp da içten Allah'a ve Rasûlü'ne imân ediyorsa, hatası ne olursa olsun, te’vilinde hata etse bile, içten kâfir değildir.Onların kimilerinde münâfıklığın bir biçimi bulunabilir.Bununla birlikte kişiyi cehennemin en aşağılarında bulunduracak münâfıklık onda olmaz.

Her kim yetmiş iki fırkanın her birisi insanı dinden çıkartan bir çeşit küfürle kâfir oluyor diyorsa, Kitaba, Sünnete ve ashab-ı kiramın icmaına muhalefet etmiş olur.Hatta dört imamın ve onların dışında kalan imamların da icmaına muhalefet eder Çünkü bunların arasında yetmiş iki fırkadan hepsini tekfir eden kimse yoktur.Olanlar, onların bir kısmının bir kısmını bazı sözler dolayısıyla tekfir etmekten ibarettir.Nitekim bunlara dair açıklamalar başka yerde yapılmıştır."**

(Kitabu'l-İmân: 424,425)*

@Salafii21